Günlük yaşamımızda sıkça karşılaştığımız, hemen hemen herkesin dilinden düşmeyen yeminler... Peki, bu yeminlerin dini açıdan bir hükmü var mıdır? Özellikle dil alışkanlığı haline gelen, yerli yersiz edilen yeminlerin dini statüsü nedir? Bu haberimizde, Kur'an-ı Kerim'de geçen ayetler ışığında, sıkça edilen yeminlerin dini hükmünü ele alıyoruz.
Yeminin Dini Açıdan Değerlendirilmesi
Gereksiz yere yemin etmek ve bunu bir alışkanlık haline getirmek, Kur'an-ı Kerim'de hoş karşılanmayan davranışlar arasında yer alıyor.
"Yemin edip duran kimseye boyun eğme!" (el-Kalem, 68/10)
ayeti ile bu tür yeminlerin hoş görülmediği vurgulanıyor.
Lağv (Hükümsüz) Yemin Nedir?
Dil alışkanlığıyla edilen ve herhangi bir kararlılık içermeyen "vallahi", "billahi" gibi ifadeler, lağv (hükümsüz) yemin olarak kabul edilir. Kur'an-ı Kerim'de,
"Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden (lağv yemininden) dolayı sizi sorumlu tutmaz." (el-Mâide, 5/89)
ayeti ile bu tür yeminlerin sorumluluğu olmadığı belirtilir. Ancak, bu tür yeminleri sıkça kullanmak da doğru bulunmamaktadır.
Mün’akid Yemin ve Keffâret
Gelecekteki bir işle ilgili edilen yeminler ise mün’akid yemin olarak kabul edilir ve bunların gereği yerine getirilmediğinde keffâret gerekir. Yani, bu tür yeminler kasıtsız olsa bile, lağv yemin kapsamında değerlendirilmez.
Haberimizde yer alan bilgiler, günlük hayatta sıkça karşılaştığımız bir konuya dini açıdan ışık tutuyor. Yeminlerin hafife alınmaması gerektiği ve gereksiz yere yemin etmekten kaçınılması gerektiği vurgulanıyor.
Din İşleri Yüksek Kurulunun Cevabı
Ağız alışkanlığı ile yerli yersiz edilen yeminin hükmü nedir?
Gereksiz yere yemin etmek ve çok yemin etmeyi alışkanlık hâline getirmek doğru değildir. Kur’ân-ı Kerîm’de, çok yemin etmenin Yüce Allah’ın hoşuna gitmeyen işlerden biri olduğuna işaret edilerek, “Yemin edip duran kimseye boyun eğme!” (el-Kalem, 68/10) buyrulmuştur.
Dil alışkanlığıyla söylenen, başka bir deyişle, herhangi bir işin yapılması veya yapılmaması yönünde bir içeriğe sahip olmayan “vallahi”, “billahi” şeklindeki sözler hükümsüz (lağv) yemin sayıldığı gibi yalan söyleme kastı olmaksızın, geçmiş veya şimdiki zamandaki bir husus üzerine doğru olduğunu zannederek yapılan yemin de "lağv yemini" sayılır. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Allah, kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden (lağv yemininden) dolayı sizi sorumlu tutmaz.” (el-Mâide, 5/89) buyrularak bu tür yeminden dolayı keffâret gerekmediği bildirilmiştir. Ancak ağız alışkanlığıyla ikide bir yemin edenlerin bu kötü âdeti en kısa sürede bırakmaları gerekir.
Hiçbir kasıt olmasa bile gelecekteki bir iş hakkındaki her türlü yemin, mün’akid yemin kapsamındadır ve yeminin gereği yerine getirilmediğinde keffâret gerekir. Yani bu tür yeminler kasıtsız söylense bile yemin-i lağv sayılmaz (Merğinânî, el-Hidâye, 2/317).
Din İşleri Yüksek Kurulu 12.07.2017