Bir gençlik; kanı deli gibi akan, taptaze dimağında duygulu ve anlamlı türküler mırıldanan, gözleri ufukta yüreği imanla dopdolu… Hafızası ilmin ışığı ile aydınlanmış, kendinden emin adımlarla ilerleyen, hayat yolculuğunda Rahmet Elçisi’ni önder edinmiş, kılavuzu Kelamullah olan, umudun ve davanın şuurunda bir gençlik…
Öğrenmenin heyecanını her an taşıyan, ilme âşık, kalbi merhamet dolu, insani değerlerle donanmış, vicdanı dupduru, özü sözü bir, cesur ve karalı, hak bildiği yolda ayakları sabit olan bir gençlik…
Nefsi ile her an mücadele halinde, zevk ve eğlencenin, mal-mülk-makam-mevki nin,, dünyanın şaşasından uzak bir gençlik. Fani oluşunun farkında, dünyanın içinde olan ancak dünyayı içine almayan bir gençlik.
Zorluklar karşısında pes etmeyen, karşılaştığı güçlüğün ardında iki kolaylık olduğunun idrakinde, bir işte yoruldu mu diğer bir işle dinlenen bir gençlik. Korku ve ümit arasında, ifrat ve tefritten uzak, önyargıdan kaçınan mutedil, bir gençlik…
Dünyanın neresinde bir can yansa canı acıyan, elinden geleni yapmaya çalışan, yaratılanı Yaratandan ötürü seven hoşgörülü, merhametli bir gençlik.
Benlik kaygısından uzak biz diyebilen, kibir, haset gibi insanın mayasını bozan hallerden uzak bir gençlik. Düştüğü yerden kalkabilen, hata etmenin insani olduğunu bilen ancak iki kere aynı yerden ısırılmayan bir gençlik.
Zihni dolu, kalbi ve ruhu mutmain, dili naif, gülü incitmeyen bir gençlik. Yeri geldiğinde mümin kardeşini kendinden öte bilen, ihtiyacı olanın elini tutan, yetim ve öksüzlere liman olan bir gençlik. Aslında ne kadar verirse Hak katında o kadar zengin sayılacağının bilincinde cömert, yardımsever, fedakâr bir gençlik…
Rahmet Elçisi’nin yetiştirdiği, o güzide ashabın izinde, kimi Musab b. Umeyr heyecanı ile öğretiyor İslam’ı, kimi Enes b. Malik gibi aktarıyor peygamber sözlerini, kimi Halid b. Velid gibi İslam’ın kılıcı olmuş, kimi Hz. Ali gibi ilmin kapısı, kimi Hz. Aişe gibi evini ilim yuvası kılmış, Kimi Hz. Sümeyye gibi şehit olmuş.
Kimi Hz. Ebu Bekir gibi sadık kalmaya çalışıyor, kimi Hz. Ömer gibi adaleti temsil etmeye, kimi Hz. Osman gibi edep örneği, kimi Hz. Fatıma gibi iffet timsali, Kimi Hz. Hatice gibi adanmış davası uğruna, kimi en zor zamanda vahye kucak açmış Erkam misali, kimi çöl sıcağında işkenceye katlanmış tevhid uğruna, kimi en önde mücadele etmiş Hz. Hamza korkusuzluğunda…
Ve dahi saymakla bitmeyen nice erler hak yolunda nefer. Efendimizin gökteki yıldızlar diye tarif ettiği bu güzel ashabın örnekliğinde bir gençlik…
Ahir zaman cahiliyesi bizi bazen umutsuzluğa sevk etse de yüreğimizdeki diriliş nesli elbet galip gelecektir karanlığı delmeye.
Bize düşen bu nesli yetiştirmeye azim ve kararlıkla devam etmektir.
Milli Şairimiz deyimiyle sözün özü;
Asımın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek
İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek…
Sevda ÇEVİK