Her şey 1984 yılında, dönemin Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in talimatıyla başlıyor. O zamanlar, Ankara’da 5 yıldızlı bir otel ihtiyacı olduğu düşünülüyor ve Hattat ailesinden Ahmet Hattat’a bir arazi tahsis ediliyor. Ne de olsa, o dönemde başkent Ankara'nın ihtiyacı olan bir konaklama tesisi şart!
İnşaata ilk kazma vurulduğunda heyecan doruktaydı, ancak inşaat süreci pek de beklenildiği gibi gitmedi. Arazi üzerindeki eski evlerin yıkılması ve finansman sorunları derken, inşaat bir türlü ilerlemedi. Bu esnada, Hilton ve Sheraton gibi dev oteller şehre açılıp, Büyük Çankaya’nın öncü olma hayallerine gölge düşürdü. İşte bu noktada, hikaye biraz daha karmaşık bir hal almaya başladı.
Sürekli Duran İnşaat!
1991 yılında, nihayet gerekli nakit bulunur ve inşaat bir kez daha başlar. Ama ne yazık ki 1994’te finansal sıkıntılar kapıyı tekrar çalar. Ahmet Hattat ile abisi arasındaki anlaşmazlıklar, mahkemelik olur. Ancak, Hattat zaferle çıkar bu davadan. Ama bu zafer, otelin inşaatını tam olarak hayata geçiremez.
2000’li yıllara geldiğimizde, proje hala tamamlanmamıştır ve bu sırada Ritz Oteller Grubu ve Grand Hyatt Grubu ile de görüşmeler yapılsa da hiçbir anlaşma sağlanamaz. İnşaat halindeki otel, yıllar geçtikçe "tepesinde vinç kalan otel" olarak anılmaya başlar. Kısaca, Ankara’nın kentsel manzarasında bir tür "göğe açılan vinç" gibi durur.
Bir Vinç Hikayesi..
2010 yılında, Cumhurbaşkanı’nın talimatıyla o unutulmaz vinç, nihayet otelin tepesinden kaldırılır. Artık otel, sadece bir inşaat alanı olmaktan çıkıp, yavaş yavaş bir şehir efsanesi haline gelmeye başlar. Ama hikaye burada bitmez; çünkü bu otel, 2015 ve 2018 yıllarında icradan satışa çıkarılır ama yine de alıcı bulamaz!
Sonunda, bir Alman bankasından alınan 35 milyon dolarlık kredi ödenemeyince, otel bankaya devredilir. Şimdi, tam 40 yıldır bitmeyen bu otelin durumu, "Büyük Çankaya Oteli, Ankara’nın en uzun süredir tamamlanamayan projesi" unvanına layık görülür.
Bitmeyen Otel, Bitmeyen Hikaye!
Sonuç olarak, Ankara’nın bitmeyen oteli Büyük Çankaya, pek çok açıdan yılan hikayesini andırıyor. Finansman sorunları, yasal anlaşmazlıklar ve çeşitli zorluklarla dolu bu süreç, başkentimizin inşaat tarihinin bir parçası oldu resmen. Eğer bir gün bu otel tamamlanırsa, umarız ki bu hikaye, "ne kadar da uzun sürdü" değil, "bir zamanlar ne kadar heyecanlıydı" olarak hatırlanır.
Belki de bu otel, her yeni inşaat projesinin bir “yılan hikayesi” olmaması için gerekli bir uyarı işareti! Kim bilir, belki bir gün tamamlanır ve şehre yeni bir soluk getirir. Ama şimdilik, Ankara'nın bu "bitmeyen oteli" hikayesinde sadece gülümseyerek geçmişe dönüyoruz!
