Bursa deyince akla ilk gelen şeylerden biri, bu şehrin gönlünde taht kurmuş evliyalarıdır. Bursa’nın her köşesinde onların izlerini görmek, hikayelerini duymak mümkündür. Ancak iki isim var ki Bursa halkının dilinden düşmez: Üftade Hazretleri ve Emir Sultan. Her iki isim de Bursa’nın manevi tarihinde derin izler bırakmış, halkın gözünde yüce birer kahraman olmuştur. Gelin, bu iki büyük zatın hayatlarına, Bursa’ya kattıklarına ve halk arasında nasıl anıldıklarına bir göz atalım.
Üftade Hazretleri’yle başlayalım. Gerçek adı Muhammed olan Üftade Hazretleri, 1490’da Bursa’da doğmuş. Genç yaşta tasavvuf yoluna adım atmış ve Hızır Dede’nin yanında manevi eğitim almış. Bursa halkı onu Ulu Camii ve Doğan Bey Mescidi’nde müezzinlik yaparken tanımış, ondan öğrendikleriyle huzur bulmuş. “Üftade” lakabı ise ona tevazu ve alçakgönüllülüğünden ötürü verilmiş. “Üftade” demek, dünya nimetlerine yüz çevirip, kalbiyle Allah’a yakın olmayı arzulayan, kendini hep en alt seviyede gören kişi anlamına gelir.
Üftade Hazretleri, öyle derin bir maneviyat sahibiydi ki, etrafında onun izinden yürüyen, ondan manevi ilim öğrenen birçok insan oldu. Onun yetiştirdiği dervişler, Anadolu’nun dört bir yanında tasavvufun kök salmasına yardımcı oldular. 1580 yılında vefat ettiğinde, Araplar Mahallesi’ndeki türbesi Bursa’nın manevi kalelerinden biri haline geldi. Bugün de o türbeye gidip dua edenler, Üftade Hazretleri’nin bıraktığı manevi huzuru hissettiklerini anlatır.
Gelelim Emir Sultan’a… Asıl adı Muhammed bin Ali el Hüseyni el-Buhari olan Emir Sultan, 1368’de Buhara’da doğmuş. Gençliğinde tasavvuf ilmiyle derinlemesine ilgilenmiş, Osmanlı’nın kuruluş yıllarında Bursa’ya gelip yerleşmiş. O dönemde Yıldırım Beyazıd’ın kızıyla evlenip Osmanlı ailesine de damat olan Emir Sultan, Bursa’ya yalnızca maneviyatı değil, halkın gönlünü fetheden bir ruh kazandırmış.
Emir Sultan, hadis, tefsir gibi ilimlerde derin bilgi sahibiydi ve Bursa halkına her daim yol göstermiş bir alim olarak tanındı. Savaş zamanlarında da halkın cesareti ve sadakatiyle anıldı. Onun adı, kahramanlık hikayeleriyle birlikte Bursa’da nesilden nesile anlatıldı. Bursa halkı için Emir Sultan, yalnızca bir evliya değil, aynı zamanda şehrin manevi koruyucusu. Bugün Emir Sultan Camii’nin hemen yanındaki türbesine gelenler, ona duydukları sevgi ve saygıyla dua ediyor, huzur buluyorlar.
Şimdi, “Peki, Bursa’nın en büyük evliyası kim?” diye sorarsanız, halk bu konuda ikiye bölünür. Kimi Üftade Hazretleri’ni Bursa’nın en büyüğü olarak görür; çünkü o Bursa’nın doğup büyüdüğü, bu topraklarda yetişmiş bir değer. Kimi ise Emir Sultan’ın Osmanlı’nın ilk yıllarındaki etkisinden, cesaret dolu hikayelerinden yola çıkarak onu öne çıkarır. Ancak bir gerçek var ki, Bursa halkı için her iki isim de paha biçilemez. Bursa’nın manevi dokusunu oluşturan bu iki büyük zat, şehrin ruhunda, halkın gönlünde her daim yaşayacak.
Bugün Bursa’da, Üftade Hazretleri’nin ve Emir Sultan’ın türbeleri yalnızca birer ziyaret noktası değil; maneviyatın, huzurun, geçmişin izlerini taşıyan, halkın gönlünü dinlendiren mekanlar. Bursa’nın manevi koruyucuları olan bu iki evliya, geçmişten günümüze taşıdıkları değerlerle şehrin kalbine işlenmiş durumda. Hangisi daha büyük evliya derseniz, Bursa halkının yanıtı da hep aynı olur: “Biri diğerinden daha büyük değil; her ikisi de Bursa’nın yürekten evliyalarıdır.”