Yaklaşık on üç ay oldu. Küçücük bir şehirde, bir avuç insan direniyor soykırıma karşı. Gazze'de direnenler vatanları için direnmekle birlikte; insanlık haysiyeti ve  müslümanların şerefi için de direniyor aslında.

En az 45 bin insan şehit edildi Gazze'de ve bunların en az 18 bini çocuk. Evet 18 değil 18 bin çocuk çağdaş (!) dünyada, gözlerimizin önünde katedildi Gazze'de. Bu aşamada insanlığımız adına, müslümanlığımız namına ne söylesek boş olacak...

Yaralı sayısı en az 105  bin, Gazze denilen şehirde taş üstünde taş kalmadı, şehir tam bir harabe. O şartlarda hala orayı vatan bilip direnen, zalime karşı tek silahı olan canınını ortaya koyan Gazzeliler, dünya tarihinde eşine az rastlanır bir direniş destanı yazıyorlar. Yetmiş yıldır olduğu gibi direniyorlar. Yanlarında pek kimse yikken, karşılarında ise dünya var.

Dünyanın en büyük siyonist devleti ABD var karşılarında, en teknolojik silahları ve seksen milyar doları bulan maddi dsteğiyle İsrail katilinin yanında. Onların Ortadoğu'daki minyatürü ve kuklası olan şımarık çocuğu İsrail acımasızca saldırıyor, korkusuzca çocuk katlediyor, çünkü ABD ve diğer batılı emperyalistler arkalarında. Dünyadaki Deccal düzeni öyle bir zulüm sistemi kurmuş ki; ABD'si Avrupası, Hristiyanı Müslümanı hiç kimse o ağlardan kendini kurtaramıyor.

Bu iblisî ağlar siyaseti, akademiyi, teknolojiyi, sanatı, ekonomiyi, sporu,vs öyle bir sarmış ki, bunca vahşet normal karşılanır hale geldi. İnsan onuru, İslam kardeşliği gibi erdemler iblisîler tarafından unutturuldu. Çocuk hakları, kadın hakları, adalet, hukuk sistemi, barış gibi kavramlar siyonist ve emperyalist güçlerin ve onların kölesi olanların umrunda değil.

Bu şartlar altında siyonist kafa her gün Gazze'de, Batı Şeria'da, Lübnan'da, Suriye'de bombalamalarına ve katliamlarına rahatlıkla devam ediyor. Çekineceği bir şey yok, çünkü, müesses nizam onların kontrolünde. En kötüsü de zihinlerimiz onların kontrolünde, algılarımızı onlar şekillendiriyor.

Hal böyle olunca, tapındıkları İblisî anlayışla; seçilmiş ırk olarak, "tapınak" peşinde koşmaya, "vadedilmiş topraklar" a kavuşmak için ilerlemeye devam ediyorlar. Evenjelistler de; "onların kehanetleri gerçekleşsin ki bizim de mesihimiz gelsin,tanrı krallığımızı kuralım" diyerek siyonist İsrail'i koşulsuz desteklemeye devam ediyor. Emperyalistler de; Hindistan'dan Avrypa'ya planladıkları ticari yolun, enerji kaynaklarının peşinde olarak İsrail'in soykırımının arkasındalar.

Aslında beş para etmeyen ve sadece siyonist yardakçısı ve emperyalist hizmetçisi olan ve her ülkede bulunan "ezikler takımı" ise dünyevi menfaatleri için ABD - İsrail'in dibindeler, yanındalar. Ancak, asıl olan şu ki; tüm bu güruhları kullanmak için, hepsini bir yerinden yakalayan, bunları kendi amaçları için tepe tepe kullanan İblis ve şeytanlarıdır. İnsanlığın apaçık düşmanı olan İblis, öyle bir sistem kurmuş ki; kendilerince gerekçelerle, dünyayı cehenneme, insanlığı ateşe sürükleyen siyonist-emperyalist kafa, aslında İblisin planlarında figüranlık yaptığının farkında değil.

Kendilerini bir b.. zanneden egemen güçler, kendilerini firavunlar misali ilah gibi gören kişiler, Karun misali zenginliğine güvenenler er yada geç tepetaklak olacaklar. Tarih bunun nice örneğiyle doludur. "Hakimiyet günleri" insanlar arasında değişip durmuştur.

İblisin nefsi ve dünyayı ilahlaştıran felsefesine karşı çıkan, Batıl'a karşı direnenler nihayetinde kazananlar olacaktır. Bu manada Gazze insanlığın yüz akı, müslümanların son kalelerinden birisidir. Bunda zerrece şek şüphe yoktur. Ancak yaşanan her süreç, verdiğimiz imtihanın bir parçasıdır. Ve İslam dünyası olarak nasıl bir imtihan verdiğimizin özeleştirisini yapmanın zamanı çoktandır gelip geçmiştir.

Dünyayı kazanmak uğruna, imtihanı ve ahireti kaybetmeyi göze alma anlayışı, dolayısıyla da siyonistlerle emperyalistlere kuyruk olma yandaşlığı, Batıl'ın müslümanlara attığı en büyük fitne kazığıdır. Hiç değilse; yediğimiz kazıkların toplamı olan tecrübeyle, Türk- İslam birliğini kurmak bizim için de, insanlık için de tek çıkış yoludur.

Ya tek tek avlanmata devam edip sıranın bize gelmesini bekleyeceğiz tada teklikten birliğe uzanıp tarihin akışını tersine çevireceğiz, üçüncü bir şık yok. Zihinlerimizi Batıl felsefeden arındır, Hak Yolu'ndan ayırma Ya Rabbî...

MEHMET ARİF SELİM