Merakla beklenen kurutma mevsimi geldiğinde, Bilecik merkeze bağlı Çukurören köyü, tescilli acı kırmızı biberleriyle adeta bir renk cümbüşüne bürünüyor. Bu özel biber, köydeki her evin balkonunda, duvarında ve çatısında kurutularak unutulmaz bir görsel şölen sunuyor.
Çukurören Biberinin Öyküsü
160 Yıllık Maziye Sahip Tescilli Biber
Çukurören biberinin tarihi, yaklaşık 160 yıl önce Türkiye'ye gelen göçmenlerin yanında getirdiği ata tohumlarına dayanıyor. Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2020 yılında coğrafi işaret olarak tescillenen bu biber, kurutulup öğütüldükten sonra başta Ege Bölgesi ve İstanbul olmak üzere birçok kente gönderiliyor.
Özenle Yetiştirilen ve Kurutulan Biberler
İl Tarım ve Orman Müdürlüğünün desteklediği iyi tarım uygulamaları kapsamında yetiştirilen Çukurören biberi, hasattan sonra kadınlar tarafından özenle iplere diziliyor. Bu sene köyde 35 çiftçi tarafından 200 dekar alanda yetiştirilen biberden yaklaşık 500 ton rekolte bekleniyor.
Lezzetindeki Sır: Doğallık
"Biber sezonumuz başladı ve verimden memnunuz. 160 senedir ata tohumundan üretiyoruz ve hiç değiştirmedik. Yemeğin lezzetini değiştirmiyor. Bu biberi yediğiniz zaman yemeğin lezzetini de alırsınız. O yüzden çok tercih ediliyor. Hiçbir katkı maddesi yok."
Fotoğrafçıların Gözdesi: Çukurören Köyü
Muhtar Muhittin Dündar, kurutma işleminin başlamasıyla her yıl hem profesyonel hem de amatör fotoğrafçıların bu kırmızı görsel şölenden etkilenip köye geldiğini belirtiyor.
Ayrı Bir Lezzet: Kuru Fasulye ve Izgara
Üreticilerden Halil İbrahim Coşkun, Çukurören biberinin özellikle kuru fasulyeye ve ızgaralara ayrı bir lezzet kattığını vurguluyor. "Biber yiyelim, geç kalmayalım, genç kalalım" sloganıyla ürününü pazarlayan Coşkun, dinç ve hareketli olmasının sırrını biberlerine bağlıyor.