Erdoğan, Gazze'nin düşmesinin İslam dünyası için derin bir yara anlamına geleceğini vurgulayarak, uluslararası toplumun bu konuda sessiz kalmaması gerektiğini belirtti.
Erdoğan: "İslam Dünyası Birlik Olmalı"
Cezayir Ziyareti ve İşbirliği Vurgusu
Erdoğan, Cezayir'de gerçekleştirilen Türkiye-Cezayir Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi İkinci Toplantısı'nın başarılı geçtiğini belirterek, iki ülke arasındaki işbirliğinin gelişimine dikkat çekti. Bu işbirliğinin, bölgesel konularda da etkili olacağının altını çizdi.
İsrail'in Gazze Planlarına Tepki
Erdoğan, İsrail'in Gazze'yi işgal planlarına karşı net bir tutum sergiledi. Gazze'nin Filistin toprağı olarak kalması gerektiğini ve bu konuda İslam dünyasının da sesini yükseltmesi gerektiğini vurguladı.
"Gazze'nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir."
Erdoğan, "Gazze'deki katliamlara da en üst seviyede tepki verdi. Türkiye'nin de bu konudaki duruşu ve tavrı bellidir. Filistinli kardeşlerimize yönelik mezalimin sona erdirilmesi, bölgenin barış ve istikrara kavuşturulması için Cezayir'le yakın temas ve işbirliği içerisinde olmaya devam edeceğiz. Cezayir'de yaptığımız tüm görüşmelerin hayırlara vesile olmasını diliyorum." ifadelerini kullandı.
İsrail'in, Gazze'yi işgal planına ilişkin "Gazze'nin sonraki dönemde kontrolü güvenlik açısından bizde olacak" şeklinde açıklama yaptığı anımsatılarak, "Bunun akabinde ABD'den çeşitli mekanizmalarla bir geçiş dönemi ve sonrasında yeniden canlandırılmış bir Filistin yönetimine Gazze'nin devri konuşuluyor. Almanya'dan 'BM kontrolüyle bir Gazze' gibi açıklamalar geliyor. Tüm bu süreçte Türkiye'nin yaklaşımı, tutumu nedir?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Her şeyden önce herkes bir defa şunu bilmeli, Gazze bir Filistin toprağıdır. Her ne kadar Filistinlilerin kadim yurtları kademe kademe İsrail tarafından 1947'den itibaren işgal edilmişse de Gazze, Filistin toprağı olarak inşallah kalacaktır. İsrail'in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor. Şu anda tüm dünyanın İsrail'e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz. Gazze'de gerçekleşen işgal, bazı ülkelerin yönetimlerini sessizliğe gömse de toplumların vicdanlarını Allah'a hamdolsun harekete geçirdi. Sokaklarda Filistin'e destek olanların sayısı artıyor. İşte Almanya'ya bakın. Geçen oradaydım, aynı gün Berlin'de yürüyüşler oldu. İngiltere aynen bu şekilde. Amerika Birleşik Devletleri'nde Beyaz Saray'ın önünde neler olduğunu görüyorsunuz. Fransa'da, Latin Amerika ülkelerinde neler olduğunu görüyorsunuz."
Bakışım şu, herhangi bir etnik unsur ayırt etmeden Müslüman'ı, Hristiyan'ı, Musevi'siyle hiçbir ayrıma gitmeden, olaya insan unsuru itibarıyla bakmamızın gereğine inanıyorum. Şu anda insanlık feryat ediyor. Onlar tarihin doğru tarafında duranlardır. Günlerdir konuşuyoruz, Holokost cenderesinde Batı toplumu doğru bir sınav veremedi, tarihin yanlış tarafında durdu. Bosna'da, Kosova'da yine aynı şekilde yaşanan katliamlar görmezden gelindi, sessiz kalındı. Irak'ta, Suriye'de yine utanç verici sessizlik hakimdi. Bu kez öyle olmadı. Ülkelerin yönetimleri yine bildiğiniz gibiydi ancak halklar artık 'Yeter bunca zulüm' diyor. Gazze'de öldürülen bebekleri görüyor, isyan ediyorlar. Sokaklardan yükselen ses bir vicdani haykırıştır."
Sokakların çağrısının İsrail'i her geçen gün köşeye sıkıştırdığını belirten Erdoğan, "O sese kulak tıkayan siyasetçiler çok yakında bunun karşılığını halklarının demokratik tepkisiyle alacaklardır. Halklarının gözünde İsrail yanlısı tutumlarıyla soykırım destekçisi durumuna düşen liderlerin bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, vakit çok geç olmadan İsrail'in arkasında saf tutan devletlerin yönetimlerinin, uluslararası hukuka, insan haklarına, vicdani ve ahlaki değerlere uygun bir zemine gelmesi ve bu suçlara ortak olmaması gerektiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla biz hep birlikte mazlumların yanında yer almak suretiyle zalimlerin attığı adımlardan onları kurtarmamız lazım. Ben Hamas'ın, elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail'in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Biliyorsunuz şu an itibarıyla Katar'ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün, yarın geçecekler."
Erdoğan, ablukanın sadece İsrail'in Gazze çevresine yığdığı asker ve silahlardan ibaret olmadığına dikkati çekerek, "İsrail'i uluslararası hukuka uymaya ve yaptıklarının hesabını vermeye zorlamalıyız. Mesela Birleşmiş Milletler zeminindeki ablukayı da kırmalıyız. Filistin'de yaşananları, oradaki İsrail zulmünü hakkıyla anlatıp, Filistinli mazlumların on yıllardır yaşadıklarını, onların seslerini duymayanlara duyurup, halkların bakış açılarını değiştirip, zihinlerdeki ablukayı kırmalıyız. 'Müslüman öldüğünde sorun yok, Hristiyan ya da Yahudi ölürse ancak problem vardır' şeklindeki faşizan yaklaşımı darmadağın edip, 'Ölen insansa orada sorun vardır' kavrayışını hakim kılmalı ve bu sayede idraklerdeki ablukayı kırmalıyız. Filistin'in tarihsel sınırlarını, oradaki halkın kendi kaderini tayin hakkını, mülkiyet hakkını, yaşama hakkını, özgürlüklerini elinden alan siyonistlerin ve destekçilerinin, dünyanın dilini ve gözünü bağlayan tüm ablukalarını yok etmeliyiz. Ancak böyle kalıcı barışı sağlamak mümkün." ifadelerini kullandı.
"İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerekir"Hem Batılı bazı ülkelerin hem de bazı Müslüman ülkelerin katliamlara sessiz kaldığı belirtilerek, "Sizi bu konuda hayal kırıklığına uğratan ülke var mı?" sorusuna Erdoğan şu yanıtı verdi:
"Batılı ülkelerde bir ülke hariç, maalesef bu işi sahiplenen yok. Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz. Katliamı durdurmak üzere müdahaleleri söz konusu değil. Burada yalnız İspanya'nın yaklaşım tarzı olumlu istikamette gelişiyor. İspanya'da malum hükümet kuruldu. İspanya Başbakanı Sayın Pedro Sanchez ile haftaya bir görüşmem de olacak, onun durumu farklı. Bu ülkelere dirsek çevirmemek lazım. Görüşeceğiz, 'Bunları Filistin'in yanına nasıl çekeriz' konusuna da bir taraftan bakacağız. En son Almanya'daydık. Neler olduğunu görüyoruz. İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerekir. Gazze'nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir. İsrail'in pervasızca Gazze’yi işgal etmesi, uluslararası hukuk, insan hakları, etik değerleri tanımadan etrafa saldırması karşısında sessiz, tepkisiz kalmak bir utanç vesilesidir."
"İsrail'in işgalci terörü bir insanlık suçudur"Erdoğan, "İslam dünyası Riyad'da sergilediği kararlılığın arkasında durmak ve alınan kararları uygulamak için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli ve tek yumruk olmalıdır. O yumruk masaya olanca gücüyle vurulduğunda, İsrail’in işgale devam etmesi de zulümlerini sürdürmesi de mümkün olmayacaktır." ifadelerini kullanarak, şunları söyledi:
"Buradaki en önemli nokta tek yumruk olmak, olabilmektir. İsrail'in Gazze'de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörü bir insanlık suçudur, soykırımdır. Buna sessiz ve tepkisiz kalınamaz. İslam dünyasında diriliş tohumu toprağa en son Riyad'da düşmüştür. O tohum yeterince sulanmazsa boy veremez, büyüyemez. O can suyunu hep birlikte verecek ve Filistin'deki şehitlerimize ve ecdada karşı sorumluluğumuzu hep birlikte yerine getireceğiz. Bunu sağlamak için durmak dinlenmek bilmeden çalışıyoruz. Netice alacağımıza olan umudumuz diridir. Umarım bu yaşadığımız sancılar, yıllardır bölgemizde arzu edilen barışın ve onu sağlayacak Filistin devletinin doğum sancılarıdır."
"Türkiye'yle ilgili olarak bir şeyi iyi tespit etmemiz lazım. Yahudiler ayrıdır, siyonistler ayrıdır ve şu anda zaten İsrail'deki olay siyonizmin en önemli adımlarından bir tanesidir. Batı'nın İsrail'e karşı olan tavrında da siyonizme karşı bir dik duramayış vardır. Maalesef Türkiye'de de buna mağlup olan, mağlup olmanın yanında onların eşiğinde giden yapılar mevcut. Bunların içinde siyasi yapılar da bulunuyor. Mesela, ana muhalefetin başındaki isim Netanyahu'nun ağzıyla konuşuyor. Benim ülkemde ana muhalefetin başındaki insan Netanyahu'nun ağzıyla konuşursa, Türkiye'de bizim topraklarımızın suyundan hiçbir şey alamamış demektir. Bunlara gereken dersi vakti saati geldiğinde inanıyorum ki benim milletim verecektir. Yine bakıyorsunuz ana muhalefetin başını çektiği ittifakın içerisinde yer alanlardan, siyonist yapıyla hareket edenler bulunuyor. Bunları tek tek saymama da gerek yok. Fakat benim milletimin iradesi bunların hepsinin iradesini ters yüz edecektir. Yaklaşık 4-5 ay sonra gereken cevabı milletimden alacaklarına ben inanıyorum." RECEP TAYYİB ERDOĞAN
Filistin İçin Uluslararası Dayanışma Çağrısı
Erdoğan, Filistin topraklarındaki katliamları lanetleyerek, Filistin halkına yönelik insani yardım ve destek çağrısında bulundu. Ayrıca, Cezayir ile gerçekleştirilen görüşmelerde Filistin konusunun da ele alındığını belirtti.
Netanyahu Yönetimine Eleştiri
İsrail Başbakanı Netanyahu'nun politikalarına yönelik eleştirilerde bulunan Erdoğan, İsrail halkının da bu politikalardan rahatsız olduğunu ve değişim talep ettiğini dile getirdi.
Erdoğan, Türkiye'nin Filistin konusundaki duruşunun kararlı olduğunu ve bu konuda uluslararası toplumla iş birliğine hazır olduklarını belirtti.
WhatsApp’ta Genç Gazete kanalını takip edin:
https://whatsapp.com/channel/0029Va9sUvv7YSdBkk9nnX0G
KANALI TAKİP ETMEK İÇİN TIKLAYIN
NASIL TAKİP EDEBİLİRSİNİZ ?
Eğer bu yazıyı mobil web tarayıcıdan ya da uygulamadan okuyorsanız BURAYA tıklayarak abone olabilirsiniz.
Whatsapp İhbar Hattımıza haber göndermek için;
0532 696 30 57