Diyanet'ten define açıklaması
Din İşleri Yüksek Kurulu define konusunda şu açıklamayı yapmıştır: "Günümüzde define arama işlemleri, "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu" ve diğer ilgili mevzuata göre yürütülmektedir. Bu mevzuata aykırı şekilde define aramak, kamusal ve bireysel haklara tecavüz anlamına geldiğinden câiz değildir."
Peki bu konuda İslam Fıkhının geçerli olduğu devletlerde hüküm nasıl uygulanır? İşte fikhi görüşler!
İslam Fıkhına göre Define Nedir?
Hanefi fakihleri, rikaz adını verdikleri yeraltındaki bir kısım değerli malları maden ve define (kenz) olmak üzere ikiye ayırmışlardır. Madenler konumuzun dışında kalmaktadır. Rikazın ikinci türü olan define (kenz) ise, insanlar tarafından yeraltına gizlenen yahut da zelzele, sel gibi bir olay sonunda yer altında gömülü kalan altın, gümüş, kıymetli taşlar vb. mallardır.
Malikilere göre definenin sahibi bulunamayınca bakılır; eğer Müslümanların savaşla fethettikleri bir yerden çıkmış ise beytülmale aittir, aksi halde bulanın mülkiyetine intikal eder.
Definede put, heykel, bir kral ismi gibi işaret bulunduğu için yahut başka bir yoldan İslam öncesine ait olduğuna hükmedilirse, bu tür defînenin beşte birinin beytülmale ait olduğunda ittifak vardır.
Define sahipli bir arazide bulunmuş ise ne bulana ne de halihazırdaki sahibine aittir. Bu definenin maliki fetihten sonra o toprağa ilk sahip olan kimse ve onun varisleridir. Bunlar bulunmadığı takdirde ise define beytülmale ait olacaktır. Sahipsiz arazide bulunması hâlinde ise defineyi bulan onu iktisap etmiş olacaktır.
Definede İslamî İşaretler
Üzerinde İslâmî bir işaret, mesela kelime-i şehadet, Kur'ân'dan bir âyet veya Müslüman bir hükümdarın ismi bulunan bir define bulunursa, bu define "lukâtâ" (yitik mal) hükmündedir. Buna mukabil üzerinde cahiliye devrine ait olduğunu gösteren işaret bulunan veya bir Müslümana ait olmadığına dair kesin bir işaret bulunan defineler, yine beşe ayrılır ve beşte biri hazineye, geri kalanı bulana verilir.
Definede Vergilendirme
Madenlerde olduğu gibi, eğer bir kişi defineyi kendisinin malı olmayan bir yerde, yani mülk olmayan dağ, sahra gibi sahipsiz bir yerde bulduysa, bulduğu definenin beşte biri hazinenin, geri kalanı da kendisinin olur. Fakat bu define, mülk olan arazide bulunduysa, yine beşte biri hazineye, geri kalanı ise, bu arazinin Müslümanlarca ilk defa fetholunduğunda İslâm devlet başkanı tarafından kime verilmişse, o kişiye veya vârislerine verilir.
Bir Müslüman veya gayri Müslim, altın, gümüş, bakır... vb. madeni bulduğunda bunun beşte birini hazineye devreder; geri kalan kendisine ait olur. Bu hüküm sahipsiz bir arazide bulunan madenler içindir. Fakat madenin bulunduğu arazinin sahibi varsa bulunan madenin beşte dörtlük bir miktarı arazi sahibine aittir.
Denizden çıkarılan her türlü definenin tamamı çıkarana aittir. Bu görüş İmam-ı A'zam ve Muhammed'e göredir. Ebu Yusuf'a göre ise, denizden çıkarılan definelerin de beşte biri hazineye alınır.
Define hakkında sonuç görüş
Sonuç olarak: Define aramak ve bulunduğunda sahiplenmek, bulunduğu ülkenin kanun ve yasalarına tabi bir konudur. Kişi yasaların izin verdiği şartlarda define arayabilir ve definede bulduğunu da yasaların izin verdiği şartlarla mülk edinebilir.
Yasalardan gizli saklı, kaçak olarak kamu arazisinde, ya da başkasına ait arazide define aramak caiz değildir. Bu şekilde elde edilen kıymetli madenler de helal olmaz.