Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, Kütahya'da düzenlenen iftar programında AK Parti önceki dönem ve mevcut yönetim kurulu üyeleri ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya geldi. Özhaseki, bu buluşmada önemli açıklamalarda bulunarak, özellikle deprem bölgesindeki evlerin teslimatı hakkında bilgi verdi.
Bakan Özhaseki'nin iftar programında yaptığı konuşmada, deprem bölgesindeki evlerin teslimatı konusunda hükümetin ve ilgili kurumların yoğun gayret gösterdiğini vurguladı. Özhaseki, deprem riski taşıyan bölgelerdeki yapı stokunun güçlendirilmesi ve vatandaşların güvenli konutlara kavuşturulması için büyük çaba harcandığını belirtti.
Özhaseki'nin iftar programında, sivil toplum kuruluşlarının ve yerel yönetimlerin katılımıyla gerçekleştirilen projelerin önemi üzerinde duruldu. Bu tür işbirliklerinin, bölgedeki kalkınma ve iyileştirme çabalarına önemli katkılar sağladığı vurgulandı.
Özellikle deprem riski altındaki bölgelerdeki konutların yenilenmesi ve güçlendirilmesi sürecinde, sadece devletin değil, yerel yönetimlerin ve sivil toplum kuruluşlarının da aktif rol alması gerektiğine dikkat çekildi. Bu şekilde, toplumun geniş kesimlerinin ihtiyaçları doğrultusunda daha etkili ve kapsayıcı çözümler üretilebileceği ifade edildi.
Özhaseki'nin iftar programında ayrıca, bölgedeki diğer çevre, şehircilik ve iklim değişikliği ile ilgili konular da ele alındı. Toplantı, katılımcılar arasında bilgi paylaşımı ve işbirliğini artırmak amacıyla önemli bir platform sağladı. Bu tür etkinliklerin, hükümetin politika ve uygulamalarının daha iyi anlaşılmasına ve toplumun katılımının artırılmasına katkı sağladığı belirtildi.
AK Parti Kütahya İl Başkanı Mustafa Önsay ve AK Parti Kütahya Belediye Başkan Adayı Kamil Saraçoğlu'nun ardından kürsüye gelen Bakan Özhaseki, deprem bölgesinde devam eden konut inşaatları ve İstanbul'da olası bir deprem tehlikesine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Özhaseki, konuşmasında depremin etkilerine ve yapılan çalışmalara dikkat çekerek, "Son 6 Şubat'ta bile tam 18 ilimiz etkilendi. 14 milyon insan zarar gördü. 680 bin konutumuz yıkıldı. 170 bin kadar da iş yerimiz yerle bir oldu. Toplamda 850 bin bağımsız birim etkilendi. Zarar 104 milyar dolar olarak ifade ediliyor. Manevi zarar, onu ölçecek bir alet daha çıkmadı. Evleri teslim ediyoruz, hangi eve gitsek oturup çay içtiğimizde, o geceye geliyor konu. Evin sahibi biraz sonra olayları anlatmaya başlıyor hem o ağlıyor hem de biz ağlamaya başlıyoruz. Şu anda 300 binden fazla inşaatımız devam ediyor. Köylerde çelik karkastan evler yapıyoruz. Aslında yıkılan evler belki taştandı, basit evlerdi, aralarında harç bile yoktu bazılarının. Ancak Cumhurbaşkanımızın talimatıyla, ‘Madem o evler yıkıldı, hepsini en iyisiyle yapacağız’ dedi. Ve şimdi çelik karkastan evler yapıyoruz. Şehirlerin merkezlerini yapıyoruz bir taraftan. Bir taraftan altyapılarıyla ilgili büyük bir bütçe temin ettik. Altyapılarına başladık, gece-gündüz çalışıyoruz. 76 bin evimizi teslim ettik. Her ay bundan sonra da 10-15 bin evi vermeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Özhaseki ayrıca, İstanbul'da olası bir depreme dikkat çekerek, "Şimdi bütün bilim adamları diyor ki, İstanbul'da deprem gelmek üzere" dedi ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu eleştirdi. Özhaseki, "Son dönemde hiç anlayamadığımız başka bir şey çıktı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı başını çekiyor. Sonra onun kuyrukları Anadolu'da devam ediyorlar. Algı belediyeciliği diyorlar. Ne oluyor algı belediyeciliği olunca? Yapmadığını yapmış gibi sunma. Olmadığı halde olmuş gibi. Beyefendi tatilde çalışıyormuş gibi yan gelip yatıyor veya İngiliz büyükelçisiyle bir yerde, restoranda yemek yiyor ama iş başındaymış gibi gösteriyor. Ne kadar ayıp bir şey ya. Bunu da belediye bütçesinden yapıyorlar. Şimdi bütün bilim adamlar diyor ki, İstanbul'da deprem gelmek üzere. Evet hepimiz takip ediyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin geçen seneki ayırmış olduğu pay, 485 milyon lira. Ama algı operasyonları için beyefendiyi övmek için, beyefendi Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı veya da cumhurbaşkanı yapabilmek için tuttukları trol ordusuna verdikleri, ayırdıkları para 900 milyon lira. Bu para cebinizden çıkıyorsa bir şey demem, hoş karşılamam, bir şey demem. Eğer belediye bütçesiyse benim bir kuruşluk da hakkım varsa, haram olsun arkadaşlar. Doğru değil arkadaşlar. Bu dönemde böyle bir belediyecilik gördük. Hükümetin yaptığının üstüne yatmak, onun yaptıklarını kendi yapmış gibi anlatmak. Ya ayıptır günahtır" şeklinde konuştu.