Betonarme binaların depreme dayanıklı olmasını sağlayan güçlü çimento, özel üretilmiş çelik ve zeminin sağlamlığı artık herkesin dikkat ettiği konular. Bu yüzden müteahhitler de öncelikle sağlam zeminli arazileri arayıp buluyor. Bu nedenle yeni projeler daha çok yamaçlarda, şehrin dışında ama şehre yakın yerlere yapılıyor.
Geleceğimiz için yatay mimari
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 yıl önce yapılan gayrimenkul zirvesinde Türk inşaat sektörünün yol haritasını çizdiğini hatırlatan Homer Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Emir Bayazıtoğlu, ‘’Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Türk müteahhitlerinin yatay mimariye yoğunlaşması gerektiğini belirtmişti. Biz de bu yönde çalışmalar yapıyoruz. Sağlam zeminde az katlı binalar yaparak depreme dayanıklı yaşam alanları oluşturuyoruz. Arazilerimizin zemini neojen zemin dediğimiz binlerce yıldır işlem görmemiş, sıkışmış yapıdadır. Zeminin yüzeyine yakın su olmadığı için binalardaki en büyük deprem risklerinden biri olan sıvılaşma dediğimiz deprem esnasında zemin yumuşaması söz konusu değildir. Zemin değerleri yapıyı koruyacak şekilde sağlamdır. ‘İğneden ipliğe’ her ürünü de titizlikle seçiyoruz. Örneğin inşaatlarımızda kullandığımız çelik, Çanakkale ve İzmir’de özel olarak üretilen S420C'dir. Burada C harfinin manası ise çeliğin içerisindeki geri dönüşüm oranının düşük olmasıdır. Aynı şekilde betonda da en kaliteli ürünü kullanıyoruz. Bunun için de Türkiye'nin önde gelen şirketlerinden biri ile çalışıyoruz” dedi.
Uluslararası testler yaptırıyoruz
Homer Yapı’nın zemin ve malzemelerin kalitesinden emin olduğunu, ancak bu durumun tarafsız kurumlarca da teyit edilmesini önemsediklerini belirten Emir Bayazıtoğlu, “Binaların deprem güvenliği için zemin etüdünün verdiği değerlere göre statik proje yapılır. Yani güvenli tarafta kalınır. Ayrıca ve en önemlisi de statik projeler yurt dışı destekli programlarla tekrar teste tabi tutulur. Ardından ruhsat ve uygulama projelerine geçilir” dedi.