Son yıllarda ülkemizdeki dizilerde işlenen temalar, giderek daha karanlık ve rahatsız edici hale gelmiş durumda. İhanet, yalan, çarpık ilişkiler, ensest, şiddet, kadına yönelik şiddet ve mafya kültürü gibi konular, izleyicilerin karşısına sıkça çıkıyor. Bu diziler, genellikle büyük izleyici kitlesi kazanıyor; ama bu kitleyi oluşturanlar sadece yetişkinler değil, çocuklar, ergenler ve gençler de var. Peki, bu dizilerin toplum üzerindeki etkisi ne? Özellikle genç nesil üzerinde bıraktığı izler hakkında ne düşünmeliyiz?
Dizilerdeki Şiddet ve Kararmış İlişkiler Gençler İçin Rol Model Olabilir mi?
Dizilerdeki karakterlerin yaşadığı karmaşık ve bazen de tehlikeli ilişkiler, özellikle genç izleyiciler için bir tür rol model haline gelebiliyor. Dizi kahramanlarının ihanet ettikleri, yalan söyledikleri, şiddet uyguladıkları ve yanlış ilişkilere girdikleri bir dünyada, genç izleyicilerin doğruyu ve yanlışı ayırt etmekte zorlanmaları çok olası. Bu tür temalar, izleyiciyi zamanla ‘normal’ olarak kabul ettirebilir. Ne yazık ki, şiddet ve çarpık ilişkiler gibi konular, dizilerde sadece dramatik etki yaratmıyor, aynı zamanda toplumsal normları da aşındırıyor.
Çocuklar ve Ergenler İçin Bu Tehlikeli İçerikler Kafalarındaki Soru İşaretlerini Artırıyor!
Özellikle çocuklar ve ergenler, henüz gelişme aşamasında olan, duygusal ve psikolojik anlamda çok hassas bireylerdir. Televizyon, onların dünyayı anlamada, toplumsal değerleri öğrenmede ve insan ilişkilerini şekillendirmede büyük rol oynar. Ancak, bu dizilerde işlenen olumsuz temalar, çocukların kafasında yanlış kalıplar oluşturabilir. Gençlerin zihinsel ve duygusal gelişiminde bu tür dizilerden alınan mesajlar kalıcı etkiler bırakabilir. Çocuklar, şiddeti, yalanı ve kötülüğü bir şekilde ‘normal’ hale getirebilirler. Bu da ilerleyen yıllarda gerçek hayatta aynı davranışları sergilemelerine yol açabilir.
Ailelerin Rolü!
Dizilerdeki içerikler karşısında aileler de sorumludur. Gençlerin, çocukların izlediği içerikler üzerinde anne-babaların daha fazla denetim yapması ve bu dizilerin öğrettikleri hakkında onlarla açıkça konuşması gerekmektedir. Ailelerin bu tür içeriklere karşı bilinçli olmaları, izledikleri dizilerin etkilerini anlamaları ve bu konuda gençlere rehberlik etmeleri oldukça önemlidir. Elbette bu, sadece ailelerin değil, aynı zamanda medya denetim kuruluşlarının da sorumluluğundadır. Dizi yapımcılarının toplumda pozitif bir değişim yaratmak adına sorumluluk taşımaları gerektiği unutulmamalıdır.
Toplumun Sağlığı İçin Tehlike Çanları Çalıyor!!
Dizilerde işlenen karanlık temalar, gençleri ve toplumun geri kalanını olumsuz yönde etkileyebilir. İhanet, yalan, şiddet gibi konuların normalleştirildiği bu içerikler, toplumsal değerleri yıkabilir ve yanlış örnekler oluşturabilir. Bu yüzden, gençlerimizin ve çocuklarımızın bu tür içeriklerden uzak tutulması ve onların doğru rol modellerle tanıştırılması şart. Medyanın da, toplumun psikolojik sağlığını göz önünde bulundurarak sorumlu bir şekilde içerik üretmesi, dizilerin izleyici kitlesinin psikolojik gelişimi için kritik bir adım olacaktır.