Atasözünün Anlamı Nedir?
Bu sözün temelinde şu mesaj yatar: İnsan bir işi başkasına yaptırmaya çalışırken o işin düzgün yapılacağından emin olamaz ve hatta sonuç beklendiği gibi olmazsa bunun bahanesi bile bulunur. Bir işi başkasına devrettiğinizde, işin sonucunu ya da sürecini kontrol etmek zorlaşır. Üstelik işler yolunda gitmezse, genelde sorumluluk yine size kalır.
- Kendi işini kendin yap: Başkalarına iş yaptırmak yerine kendi işini üstlenmek en doğrusudur. Çünkü işin nasıl ve ne şekilde yapılacağını en iyi o işin sahibi bilir.
- Başkalarına güven konusunda temkin: Bir işi başkasına devretmek, bazen işlerin karmaşık hale gelmesine ya da hatalara yol açabilir. Bu da kişinin sonuçtan memnun olmamasına neden olur.
- Sorumluluğu paylaşmaktan doğan sıkıntılar: İş başka ellere teslim edildiğinde, sonuçlardan memnun kalmama ihtimali artar ve bu durum genelde "yalan" ya da abartılı bahanelerle karşılanır.
Hepimiz günlük hayatta bu tür durumlarla karşılaşmışızdır. Örneğin, bir işinizi halletmesi için birine rica ettiğinizde ya iş gecikir ya da istediğiniz gibi yapılmaz. Sonunda, "Keşke kendim yapsaydım!" dersiniz. İşte bu atasözü, tam da bu noktada devreye giriyor ve kendi işini sahiplenmenin değerini anlatıyor.
- Ev işleri: Bir tamir işini ustaya yaptırırken, "Niye bu kadar pahalı?" ya da "Bu hiç istediğim gibi olmadı!" diye düşünebilirsiniz.
- İş hayatı: Ekip arkadaşlarınıza bir görev devrettiğinizde ve sonuç sizi tatmin etmediğinde aynı pişmanlığı hissedebilirsiniz.
Bu söz, bireylerin sorumluluk bilincini artırmaya yönelik bir uyarıdır. "Kendi işine sahip çık" mesajı, aslında daha büyük bir tavsiyenin parçasıdır: Hayatını kolaylaştırmak ve sorunları azaltmak istiyorsan, elini taşın altına koymaktan çekinme. Kendi yaptığın işte hata da yapsan, onun sorumluluğunu taşıyabilir ve eksiklerini öğrenebilirsin. Ancak, başkasının yaptığı işte eksikleri düzeltmek daha da zor olabilir.
Bu atasözü, günümüz dünyasında da geçerliliğini koruyor. Özellikle modern çağın hızlı temposunda insanlar, zaman kazanmak adına işlerini başkalarına emanet ediyor. Ancak bu durum çoğu zaman istenen sonucu getirmiyor ve ek zahmete yol açıyor.
"El eliyle yılan tut, onu da yalan tut" atasözü, sadece dilimize değil, yaşamımıza da yerleşmiş bir öğüt niteliğinde. İster küçük bir iş olsun, ister büyük bir sorumluluk; kontrol sizde olduğunda daha az risk alırsınız ve sonuç sizi daha fazla tatmin eder. O yüzden, sorumluluk almayı öğrenmek ve işin başında olmak, her zaman daha sağlam bir yol olacaktır.