İşte, ilahi bir rehber olarak Esmâül Hüsna'nın derinliklerine dair bir yolculuk.
Allah'ın En Güzel İsimleri: Esmâül Hüsna Nedir?
Allah'ın güzel isimlerine Esmaül Hüsna denir. Esmâü'l-Hüsna hakkında şu ayet-i kerimelere bakabiliriz:
"Allah, kendisinden başka ilâh olmayandır. En güzel isimler O’na mahsustur." (Tâhâ, 20/8)
"En güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nun şanını yüceltmektedirler. O galiptir, hikmet sahibidir.” (el-Haşr, 59/24)
“En güzel isimler Allah’ındır. O hâlde O’na o güzel isimlerle dua edin...” (el-A‘râf, 7/180)
“De ki: İster Allah deyin ister Rahmân deyin, hangisini deseniz olur. Çünkü en güzel isimler O’na aittir.” (el-İsrâ, 17/110).
ESMAÜL HÜSNA'NIN KELİME ANLAMI NEDİR?
Arapça "isim" kelimesinin çoğulu olan “esmâ” ve “en güzel” anlamındaki “hüsnâ” kelimesinin birleşiminden oluşan Esmâül Hüsna, Yüce Allah’ın 99 ismini ifade eder ve O'nun sonsuz sıfatlarını ve niteliklerini yansıtır.
İlahi İsimlerin Sırrı ve İnsan Üzerindeki Etkisi
Allah'ın isimlerini öğrenmek ve anlamak, O'nu daha derin bir şekilde tanıma ve anlama yolunda önemli bir adımdır. Her bir isim, Allah'ın sonsuz özelliklerini ve evren üzerindeki hakimiyetini simgeler.
En makbul dua Esmaül Hüsna okunarak yapılan duadır. Her bir ismin, insan üzerinde farklı bir ilaç etkisi vardır. Esmaül Hüsna okuyan insana şifa olur. Derdine derman bulur. Sıkıntıları gider. İstekleri kabul edilir.
Her bir ismin insan üzerindeki etkisi ve enerjisi farklıdır. Esmaül Hüsnadan zikredilen her bir isim insana farklı bir nur ve bereket kazandırır.
Kur'an ve Hadislerde Esmâül Hüsna
Kur'an-ı Kerim ve sahih hadisler, Allah'ın bu isimlerini detaylı bir şekilde açıklar. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in hadislerinde belirttiği üzere, bu isimleri sayan ve ezberleyen kimselerin cennete gireceği müjdelenmiştir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) Esmaül Hüsna hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah’ın 99 ismi vardır. Kim bunları sayarsa (ihsâ) Cennet’e girer.” (Tirmizî, De’avât, 83)
99 İsim, Tek Yaratıcı
Her biri, Allah'ın eşsiz sıfatlarını ve evrensel gücünü temsil eden bu 99 isim, O'nun sonsuz merhametini, adaletini, bilgisini ve gücünü ifade eder.
İşte, bu isimler ve anlamları:
Tek yaratıcının özel ismi: ALLAH!
Allah (اللَّهُ) : Tek yaratıcının özel ismi, varlığı zorunlu olan, bütün kemâl sıfatları kendisinde toplayan hakiki ma‘bûd.
er-Rahmân (الرَّحْمنُ) : Sonsuz merhametiyle lütuf ve ihsanda bulunan.
el-Melik (الْمَلِكُ) : Bütün varlıkların sahibi ve hükümdarı.
Her bir isim, derin bir anlam ve evrensel bir güç taşır. Bu isimlerle dua etmek ve onları hayatımıza entegre etmek, ruhani bir yolculuğun kapılarını aralar.
Yazımızın devamında Esmaül Hüsna'nın tamamını, okunuş ve anlamlarını paylaşıyoruz:
ESMAÜL HÜSNA AÇIKLAMASI, TÜRKÇESİ
Allah (اللَّهُ) : Tek yaratıcının özel ismi, varlığı zorunlu olan, bütün kemâl sıfatları kendisinde toplayan hakiki ma‘bûd.
er-Rahmân (الرَّحْمنُ) : Sonsuz merhametiyle lütuf ve ihsanda bulunan.
er-Rahîm (الرَّحِيمُ) : Rahmetiyle hey şeyi kuşatan.
el-Melik (الْمَلِكُ) : Bütün varlıkların sahibi/hükümdârı.
el-Kuddûs (الْقُدُّوسُ) : Eksiklik ve kusurlardan münezzeh/uzak olan, bütün kemâl sıfatları kendisinde toplayan.
es-Selâm (السَّلاَمُ) : Esenlik ve selamet veren, yaratılmışlara özgü değişikliklerden ve yok oluştan münezzeh olan.
el-Mü’min (الْمُؤْمِنُ) : Bütün mahlûkâta emniyet/güven veren ve kendisine güvenilen.
el-Müheymin (الْمُهَيْمِنُ) : Kâinatın bütün işlerini gözetip yöneten, her şeyi hükmü altına alan.
el-Azîz (الْعَزِيزُ) : Ulu, galip, her şeye üstün gelen izzet sahibi.
el-Cebbâr (الْجَبَّارُ) : Dilediğini yaptırma gücüne sahip olan, her şeyi tasarrufu altına alan ve iradesini her durumda yürüten.
el-Mütekebbir (الْمُتَكَبِّرُ) : Büyüklüğünü izhar eden, son derece ulu, yüce.
el-Hâlik (الْخَالِقُ) : Her şeyin yaratıcısı, hikmeti gereği her şeyi ölçülü yaratan.
el-Bâri’ (الْبَارِئُ) : Yoktan yaratan, maddesi ve örneği olmadan îcat eden.
el-Musavvir (الْمُصَوِّرُ) : Varlığa şekil ve sûret veren.
el-Gaffâr (الْغَفَّارُ) : Kusur ve günahları örten, çokça bağışlayan.
el-Kahhâr (الْقَهَّارُ) : Yenilmeyen, dilediğini yerine getiren, kendisine her şeyin boyun eğdiği yegâne kudret ve tasarruf sahibi.
el-Vehhâb (الْوَهَّابُ) : Karşılıksız olarak çokça nimet veren ve ihsanda bulunan.
er-Rezzâk (الرَّزَّاقُ) : Maddî ve manevî bol rızık veren, her türlü rızık imkânlarını yaratan.
el-Fettâh (الْفَتَّاحُ) : Hayır kapılarını açan, hükmüyle adaleti sağlayan.
el-Alîm (الْعَلِيمُ) : İlmi her şeyi kuşatan.
el-Kâbız (الْقَابِضُ) : Her şeyi teslim alan, hikmeti gereği rızkı ve her türlü nimeti ölçülü veren, eceli gelenlerin ruhlarını teslim alan.
el-Bâsıt (الْبَاسِطُ) : Rızkı ve her türlü rızık imkânını genişleten, ömürleri uzatan.
el-Hâfıd (الْخَافِضُ) : Kâfirleri ve zalimleri alçaltan.
er-Râfi` (الرَّافِعُ) : Müminleri yükselten, izzetli ve şerefli kılan.
el-Muizz (الْمُعِزُّ) : Yücelten, güçlü ve aziz kılan.
el-Müzill (الْمُذِلُّ) : Boyun eğdiren, değersiz kılan.
es-Semî` (السَّمِيعُ) : Her şeyi işiten.
el-Basîr (الْبَصِيرُ) : Her şeyi gören.
el-Hakem (الْحَكَمُ) : Nihâî hükmü veren.
el-Adl (الْعَدْلُ) : Adaletli, her şeyi yerli yerinde yapan.
el-Latîf (اللَّطِيفُ) : En gizli ve ince hususları dahi bilen, lütufta bulunan, zâtı duyularla algılanamayan, fiillerini rıfk ile gerçekleştiren.
el-Habîr (الْخَبِيرُ) : Gizli ve açık her şeyden haberdar olan, dilediğini haber veren.
el-Halîm (الْحَلِيمُ) : Sabırlı, acele ve kızgınlıkla muamele etmeyen, kudreti olduğu hâlde hemen cezalandırmayan.
el-Azîm (الْعَظِيمُ) : Zat ve sıfatları bakımından pek yüce olan, azametli olan.
el-Gafûr (الْغَفُورُ) : Çok affedici ve bağışlayıcı olan.
eş-Şekûr (الشَّكُورُ) : Yapılan iyi amellerin karşılığını bolca veren.
el-Aliyy (الْعَلِيُّ) : Yücelik ve hükümranlıkta kendisine eşit veya kendisinden daha üstün bir varlık bulunmayan.
el-Kebîr (الْكَبِيرُ) : Zâtının ve sıfatlarının mahiyeti bilinemeyecek kadar büyük ve ulu olan.
el-Hafîz (الْحَفِيظُ) : Her şey gözetiminde olan, koruyan ve kainatı dengede tutan.
el-Mukît (الْمُقِيتُ) : Mahlukatın gıdasını yaratıp veren, güç yetiren ve koruyup gözeten.
el-Hasîb (الْحَسِيبُ) : Hesaba çeken, her şeyin neticesini bilen.
el-Celîl (الْجَلِيلُ) : Hiçbir kayıt ve kıyas kabul etmeksizin azamet sahibi, kıymeti ve mertebesi en yüce olan.
el-Kerîm (الْكَرِيمُ) : Çok cömert, nimet ve ihsanı bol olan.
er-Rakîb (الرَّقِيبُ) : Gözeten, koruyan ve bütün işler murakabesi/kontrolü altında olan.
el-Mücîb (الْمُجِيبُ) : Dua ve dilekleri kabul eden.
el-Vâsi` (الْوَاسِعُ) : İlmi, rahmeti ve kudreti her şeyi kuşatan.
el-Hakîm (الْحَكِيمُ) : Her işi, emri ve yasağı yerli yerinde olan.
el-Vedûd (الْوَدُودُ) : Müminleri seven ve onlar tarafından da sevilen.
el-Mecîd (الْمَجِيدُ) : Her türlü eksiklikten münezzeh, lütuf ve ikramı bol olan.
el-Bâis (الْبَاعِثُ) : Ölüleri dirilten, peygamberler gönderen.
eş-Şehîd (الشَّهِيدُ) : Her şeye muttali olan, kendisine hiçbir şey gizli kalmayan.
el-Hakk (الْحَقُّ) : Bizzat ve sürekli olarak var olan, varlığı kendinden olan, ulûhiyet ve rubûbiyeti gerçek olan.
el-Vekîl (الْوَكِيلُ) : Bütün yaratıkların işlerinin görülmesinde güvenilip dayanılan, bu konuda tam yeterli olan.
el-Kavî (الْقَوِيُّ) : Gücü ve kuvveti her şeye yeten.
el-Metîn (الْمَتِينُ) : Acizliği, zafiyeti ve güçsüzlüğü olmayan, güçlü olan.
el-Velî (الْوَلِيُّ) : Müminlere dost ve yardımcı olan.
el-Hamîd (الْحَمِيدُ) : Çok övülen, bütün övgülere ve övgülerin en yücesine layık olan.
el-Muhsî (الْمُحْصِي) : Gizli ve âşikâr her şeyin ölçü ve sayısını bütün ayrıntılarıyla bilen.
el-Mübdi’ (الْمُبْدِئُ) : Her şeyi yoktan var eden.
el-Muîd (الْمُعِيدُ) : Varlıkları ölümlerinden sonra tekrar yaratan.
el-Muhyî (الْمُحْيِي) : Hayat veren, yaşatan ve dirilten.
el-Mümît (الْمُمِيتُ) : Öldüren, canları kabzeden.
el-Hayy (الْحَيُّ) : Ezelî ve ebedî olarak diri ve ölümsüz olan.
el-Kayyûm (الْقَيُّومُ) : Varlığı kendinden olan, her şeyin varlığı kendisine bağlı olan, kâinatı idare eden.
el-Vâcid (الْوَاجِدُ) : Her şeyi bilen, hiçbir şeye muhtaç olmayan, emrini ve isteğini daima gerçekleştiren.
el-Mâcid (الْمَاجِدُ) : Şânı yüce ve sonsuz kerem sahibi olan.
el-Vâhid (الْوَاحِدُ) : Bir, tek, yegâne varlık; zâtında, ilah ve rab oluşunda ortağı olmayan.
es-Samed (الصَّمَدُ) : Herkesin kendisine muhtaç olduğu, kendisi ise kimseye muhtaç olmayan, ezelî ve ebedî olan.
el-Kâdir (الْقَادِرُ) : Her şeye gücü yeten.
el-Muktedir (الْمُقْتَدِرُ) : Güç ve kuvvetinde hiçbir sınır olmayan.
el-Mukaddim (الْمُقَدِّمُ) : Hikmeti gereği istediğini öne alan, ileri geçiren.
el-Muahhir (الْمُؤَخِّرُ) : Hikmeti gereği dilediğini geriye bırakan.
el-Evvel (الأَوَّلُ) : Varlığının başlangıcı olmayan, ezelî olan.
el-Âhir (الآخِرُ) : Varlığının sonu olmayan, ebedî olan.
ez-Zâhir (الظَّاهِرُ) : Varlığını ve birliğini belgeleyen birçok delilin bulunması açısından varlığı açık olan.
el-Bâtın (الْبَاطِنُ) : Zâtı itibarıyla gizli olan, bütün gizlilikleri bilen.
el-Vâlî (الْوَالِي) : Kainatı yöneten, onlar için gerekli olan her şeyi üstlenen.
el-Müteâlî (الْمُتَعَالِي) : Noksanlıklardan berî, aşkın ve yüce olan.
el-Berr (الْبَرُّ) : Çokça iyilik eden.
et-Tevvâb (التَّوَّابُ) : Kullarını tövbelerini kabul eden.
el-Müntakım (الْمُنْتَقِمُ) : Suçluları yaptıklarına karşılık cezalandıran.
el-Afüvv (الْعَفُوُّ) : Çokça affeden.
er-Raûf (الرَّؤُوفُ) : Merhameti ve şefkati çok olan.
Mâlikü’l-mülk (مَالِكُ الْمُلْكِ) : Mülkün gerçek sahibi, tüm mevcûdâtı idare eden.
Zü’l-celâli ve’l-ikrâm (ذُو الْجَلاَلِ وَالإِكْرَامِ) : Sonsuz yücelik ve ikram sahibi olan.
el-Muksit (الْمُقْسِطُ) : Adaleti gerçekleştiren, hakkaniyetle hükmeden.
el-Câmi‘ (الْجَامِعُ) : Dünya ve ahirette bütün mahlûkâtı bir araya getirme kudretine sahip olan.
el-Ganî (الْغَنِيُّ) : Hiçbir şeye ihtiyacı olmayan.
el-Muğnî (الْمُغْنِي) : İhtiyaçtan kurtaran zengin kılan.
el-Mâni` (الْمَانِعُ) : Hikmeti gereği engel koyan, mani olan.
ed-Dârr (الضَّارُّ) : Hikmeti gereği elem ve zarar verici şeyleri yaratan.
en-Nâfi` (النَّافِعُ) : hayrı ve faydayı yaratan ve veren.
en-Nûr (النُّورُ) : Nurlandıran, her şeyi aydınlatan, kalplere nur ve iman veren.
el-Hâdî (الْهَادِي) : Doğru yolu gösteren, hidâyete erdiren.
el-Bedî` (الْبَدِيعُ) : Örneksiz ve benzersiz olarak yoktan yaratan.
el-Bâkî (الْبَاقِي) : Varlığı sürekli olan, ebedî, sonsuz olan.
el-Vâris (الْوَارِثُ) : Varlığının sonunun bulunmaması vasfıyla kâinatın gerçek sahibi.
er-Reşîd (الرَّشِيدُ) : Yol gösteren, her işi isabetli olan.
es-Sabûr (الصَّبُورُ) : Günahkârları hemen cezalandırmayıp onlara mühlet tanıyan.