Ali Ziya Yılmaz yazdı

Kararmış bulutların yüzü

Puslu gözlerinde şimşekler var

Eylül ayında bulutların yüreği kabarık!

Belli ki Dökecek içini insanlığın üstüne

Öfke ve isyan döşemiş melekler

İri yağmur tanelerinin içine

Sağanak sağanak yağmak için

Duyarsızlığın, zulmün tam tepesine

Hazan mevsimi hâkim

İslam coğrafyasının iklimine

Yaprak misali savruluyor ümmet

Fitne tohumları ekilmiş fikirlerine

Sanki ölü toprağı atılmış üzerlerine

Ümmetin çocuklarının çığlıkları var

Kan ve gözyaşı bırakılmış düşlerine  

Filistin, Doğu Türkistan ve Arakan

Irak, Suriye, Yemen ve Afganistan  

Tunus, Libya, Pakistan ve Çeçenistan

Her tarafta zalimler,

Her tarafta zulüm, öfke ve isyan

Artık gelsin Bahar, Çiçekler açsın

Bitsin, gitsin bu hüzünlü hazan!

Aynı Allah’a inandığımız halde

Sözde, Hepimiz aynı Peygamber’in izinde

Nedir bu parçalanmışlık, Nedir bu zillet?

Hani nerede birlik ve beraberlik, nedir bu gaflet?

Öldüren Müslüman, Ölen Müslüman

Müslüman Müslümandan hiç eder mi nefret?

Bu nasıl bir fitne?

Mümine yakışır mı bu İslam dışı hareket?

Ay ve yıldız benim bayrağım

Ben Müslüman Türküm, ölmedim ayaktayım

Ben Türkiye’yim, kardeşlerimin yanındayım

Sesimiz gür çıkıyor, gayretimiz büyük hamdolsun

Ey Ümmet, Ayağa kalkmazsan eğer

Ölecek olanlar arasında ne ilk, ne de sonsun

Şehitler Sultanı Hz Hamza’nın askeriyim derken

Müslümanım, elbette asla esaret kabul etmem ben

Haydi, sende tutun kardeşim,

Yağmurlardan sonra gelen gökkuşağına

Renklerimiz farklı olsada

Allah bir, Kitap bir, Peygamber bir değil mi?

Ancak birlik ve beraberlik yakışır Müslümana!

İlk cemre Havaya

İkinci Cemre Suya

Üçüncü cemre Toprağa düşer

Müminlerin kalbinin üzerine düşsün

Dördüncü cemrede düşecekse eğer

Ümmetin birliğine vesile olsun, gerçekten buna değer!

Ah yanıyor gönlüm, Hüzün dolu seherler

Üzerlerine bomba yağıyor

Şehit ediliyor kardeşlerimiz, birer birer

Çatla ey damar! Kan damlasın gözlerimize

Belki uyanır bilincimiz

Gerçek kul olmazsak eğer,

Yerle bir olacağız hepimiz!