2024 Yılı bütçesinde Eğitime rekor destek 2024 Yılı bütçesinde Eğitime rekor destek

Geçtiğimiz 15 gün önce eşi ve çocuklarıyla birlikte koronavirüse yakalanan Evren, evinde geçirdiği sancılı tedavi sürecini anlattı.

Evren, "Atatürk'ün 24 Kasım 1928 Milli Mektepler başöğretmenliğini kabul ettiği gün olan 24 Kasım öğretmenler günü olarak kabul edildi. Bu özel gün çeşitli etkinliklerle kutlanıyor. Ama maalesef bu sene dünyanın yaşamış olduğu salgın hastalıktan öğretmenler gününü buruk, biraz kırgın, biraz mahcup biraz da hasta olarak kutlayacağız. Etkinliklerimizi maalesef öğrencilerimizden uzakta bilgisayarlarımızın, televizyonlarımızın, cep telefonlarımızın başında geçireceğiz. Bizlerde öğretmen olarak, yaşama kaynağını, sevgisini öğrencilerden alan insanlarız. Öğrencinin olmadığı ortamda maalesef öğretmenliğimizin kıymeti, tadı olmuyor. Bu gün maalesef bu burukluğu derinden içimizde hissedeceğiz. Keşke dünyada bu salgın olmasa, bu hastalık son bulsa, bizde öğrencilerimiz ve öğretmenlerimize kavuşsak." dedi.

Kendisin de bu hastalığı yaşayanlardan birisi olduğunu belirten Evren, "Kısa bir süre önce bende hastalığa yakalandım. Evimde geçirmiş olduğumuz tedavi süreci sonunda, tekrar mesleğimin başına geri döndüm. Evde kaldığımız 14 gün boyunca çok zor anlar olmasa da hastalığın getirmiş olduğu zorlukları yaşadım. Bir takım sıkıntıları maalesef yaşadık. Evinizin dışına çıkamıyorsunuz, hayattan kopmuş vaziyettesiniz. Etrafınızdaki insanlar, hastalığın vermiş olduğu korkudan dolayı kapınızı bile çalmıyorlar. Telefon ederken bile belki çekiniyorlar. İhtiyaçlarımızı giderme adına, dostlarımız yakınlarımız gereken desteği verdiler. Her an ihtiyacınızı giderecek, sıkıntıyı giderecek birine ulaşmakla ilgili sıkıntı yaşıyorsunuz. Zor bir dönemdi, devletimiz sağ olsun filyasyon ekipleriyle, doktorlarımız, aile hekimlerimiz sürekli bizimle irtibat halindeydi. Telefon edip, kapımıza gelerek hastalığın seyriyle ilgili bizden bilgi aldılar, her türlü ilgi ve alakayı gösterdiler."

"Bu anlamda devletimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü her gün binlerce insanın yakalandığı bir vaka var. Ve teker teker herkese telefon edilip, gerekli destek sağlanıyor. Ben testimi yaptırdığım gün Devlet Hastanesi Pandemi Polikliniğinde gördüğüm doktor hanım, ertesi gün benim kapıma filyasyon ekibiyle geldiğini gördüm. Onların da Allah yar ve yardımcısı olsun. Bu hastalığın üstesinden gelmek hepimizin elinde. Sağlık bakanımızın sıklıkla tekrar ettiği, maske, mesafe ve hijyen konusuna eğilmemiz gerekiyor. Bu hastalığın din, dil ırk ayrımı yok. Hastalık kimseyi tanımıyor. Çember daralıyor. Daha önceden sadece tanımadığımız insanların hastalığa yakalandığını duyarken, şimdi ise yakınlarımızın yakalandığını görüyoruz. Bu anlamda lütfen herkes söylenen kurallara uysun. Nefes almak çok önemli. Bu hastalığı atlatan biri olmama rağmen, zor zamanlar geçirdim." diye konuştu.

OKULUMU ÖZLEDİM

Karantina altında bir çok şeye özlem duyulduğunun altını çizen Evren, "Sokağa çıkmak istiyorsunuz çıkamıyorsunuz. Market 50 metre karşınızda, çocuğunuz sizden bir şey istiyor gidip alamıyorsunuz. O an için alacak birini bulamıyorsunuz. Bizler eğitimciyiz, 14 gün evdeydik. Öğrencilerimizi, okulumuzu çok özledik. Öğrencinin sevgisiyle bu işi yapan insanlarız. Karantina da bilgisayarımın başında evde işlerimi hallettim. Devlette süreklilik esastır dedik çalışmamızı sürdürdük ama okulumuza gelememek, masamızın başında oturamamak, öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi görememek maalesef bizde bir şeyler eksilmesini sebep oluyor. İnşallah tez zamanda dünya olarak bu hastalıktan kurtuluruz. Bu hastalığa yakalananlara tez zamanda şifa diliyorum, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum" ifadelerini kullandı.