Küresel bir araştırmaya göre, haberlere yoğun ilgi gösterenlerin sayısı son 6 yılda yaklaşık yüzde 25 oranında azaldı
Oxford Üniversitesi ve Reuters Enstitüsü tarafından hazırlanan 2023 Dijital Haber Raporu'na göre, 2017'de dünya genelinde insanların yüzde 63'ü haberlerle çok ya da yoğun ilgi gösterdiğini söylerken, bu oran 2023'te yüzde 48'e düştü.
TV ve yazılı basın gibi geleneksel medya tüketimi çoğu ülkede düşmeye devam ederken, online ve sosyal medya tüketimi aradaki farkı kapatamıyor. Veriler online tüketicilerin geçmişe kıyasla haberlere daha az eriştiğini ve daha az ilgi gösterdiğini ortaya koyuyor.
Reuters Enstitüsü raporunun yazarları, izleyicilerin "iç karartıcı haberlerden uzaklaşıp ruh sağlıklarını korumaya çalışırken Ukrayna'daki savaş ve hayat pahalılığı krizi gibi önemli haberlerden seçici bir şekilde kaçınmaya devam ettiklerine" dair veriler olduğunu belirtiyor.
Dijital Haber Raporu 2023 ayrıca geleneksel TV ve basılı haber medyasının gerilemeye devam ettiği, "online tüketicilerin geçmişe kıyasla haberlere daha az eriştiği ve daha az ilgi gösterdiği" sonucuna varıyor. Araştırma ayrıca, ankete katılanların yüzde 56'sının internette hangi haberlerin gerçek, hangilerinin sahte olduğunu tespit etme konusunda endişe duyduğunu da ortaya koydu.
TÜRKİYE'DE DURUM
Ankete katılanların yüzde 40'ı çoğu zaman haberlere güvendiğini söylerken, bu oran geçen yıla kıyasla iki puan düşüş gösterdi. Türkiye'de ise bu oran geçen yıla göre bir puan düşüşle yüzde 35 düzeyinde düz denebilecek bir çizgi izledi.
Raporda haber kaynağı bakımından 2015-2023 yılları arasında Türkiye'deki değişimde en büyük farklılık gazete ve dergi gibi matbu haber kaynaklarının oranında görülüyor. 2015'te yüzde 50 olan bu oran bu yıl yüzde 21'e düşmüş durumda.
Sosyal medya da dahil olmak üzere online haber kaynakları da düşmekle beraber, yüzde 75 ile en yüksek haber kaynağı olmaya devam ediyor.
TV'nin yeri ise yüzde 75'ten yüzde 56'ya gerilemiş bulunuyor. Raporun Türkiye ile ilgili bölümünde, medyanın büyük kısmının hükümet kontrolü altında olduğu, eleştirel seslerin dijital ve sosyal medyada da kısıtlandığından söz ediliyor.