Sabah güneşi düşüyor

Hüzün çekili, hiç’e bulanmış içime!

Yeni bir güne başlarken

Varlıkta bir zavallı kulum ben!

Ziyanla geçiyor sayılı ömrüm

Yoklukta dirilmem için

Hiçlikte var olmam gerek gülüm!

Üstüm başım günah

Ruhumda bir derin çığlık

Kalbimde bir derin pişmanlık

İçimde ise gözyaşına samimi bir çağrı

Arınmak mı? Tek isteğim

Bir büyük mücadele ve başarı

Şimdi, tefekkür vakti

Zifir karanlıklar’a isyanım var!

 

Zihnimde’dir bir yaşam ve biçim

Sende değil mi? Hür iraden ve seçim

Anladım ki, Kâinatta bir hiç ’im

Artık hiç’e bulanmış benim içim!   

ALİ ZİYA

Himmet Sultanım

 Gökyüzü ellerinde tutuyor

 Kristal beyaz meleklerden

 Yeryüzü sevgiyle bekliyor

 Öyle bırakıyor ki, birer birer

 Birbirine değmeden, incitmeden 

 Lapa lapa kar düşüyor

 Ardı arkası kesilmeden

 Bedenim, İliklerim üşüyor

 Yarabbi! Affet ve bağışla

 Azrail, Emaneti almaya gelmeden!

 Aciz, zavallı talebelerinden

 Biride bendim

 Elinden tuttum,

 Tövbe edip bir söz verdim!

 Bırakma ellerimden

 Yardımına Muhtacım

 Himmet eder misin?

 Bana Gül Efendim!  

 İnce ince işliyor içime

 Günahlardan üşüyorum

 Samimi bir yakarışla

 Pişman olabilirsek eğer

 Affedilme müjden var, biliyorum!

 Beyaz kar tanecikleri gibi

 Yeni tertemiz bir sayfa

 Açabilmektir en büyük emelim

 Dosdoğru yaşayabilmektir

 Bağışlanmaktır tek ümidim! 

Aciz, günahkâr bir talebeyim

Çok pişmanım!

Elinde tuttum

Darmadağın olmuş, bir zavallıyım

Bırakma ellerimden      

Yardımına muhtacım

Himmet eder misin? Bana sultanım!

ALİ ZİYA