OTUZ GECE VE HZ.MUSA

“Musa ile otuz gece sözleştik ve ona bir on gece daha ekledik. Böylece Rabbinin belirlediği süre, kırk geceye tamamlandı. Musa, kardeşi Harun’a: «Kavmimde benim yerime geç, ıslah et ve bozguncuların yolunu tutma» dedi. (Araf 142)

hz.musa samiri 40 gece (9)

HZ. MUSA TUR-İ SİNA’DA

Bu ayet-i kerimede 10, 30 ve 40 sayıları geçmektedir. Biz bu başlık altında 30 sayısı üzerinde duracağız. Allah’ın (c.c.) ayet-i kerimede 30 gece sözleştiğini bildirdiği elçi Hz.Musa’dır.

 Hz.Musa, Allah’ın izni ile kavmini Firavun’un zülmünden kurtarmıştı. İsrailoğulları Hz.Musa’nın liderliğinde Mısır’dan çıkıp Filistin diyarına doğru yol almışlardı.

Bu ayet-i kerimeye göre bu yolculukta, Hz. Musa (a.s) ilâhî bir emirle Tur-ı Sina’ya çağrılır. Tur dağı, Sina çölünün güneyinde, Süveyş körfeziyle Akabe körfezi arasında bulunmaktadır.

Hz.Musa yerine vekil olarak kardeşi Hz.Harun’u görevlendirir. Allah (c.c.) Hz.Musa ile Tur-i Sina’da 30 gece için sözleşmiştir. Hz.Musa kardeşi Harun’a ve kavmine 30 gün sonra döneceğini söyler.

hz.musa samiri 40 gece (8)

YARDIMCI KARDEŞ HZ. HARUN

Bu noktada Hz.Harun’un yardımcılığına dikkat çekelim: Allah (c.c.) Hz.Musa’yı görevlendirdiğinde; Hz.Musa (a.s) Allah’tan (c.c.) dilinin bağının çözülmesini ve kardeşi Harun’un kendisine yardımcı olmasını istemiş, bu isteği kabul edilmiştir.

Hz.Musa’nın bu isteklerde bulunmasıyle ilgili şu rivayet paylaşılır: Hz.Mûsâ’yı evlatlık edinen Firavun, O’nu öz evladı gibi seviyordu. Bir gün Hz.Musa’yı kucağına almıştı. O an çocuk Firavun’un sakalını yakalayıp yolmuştu. Bu duruma öfkelenen Firavun, bugün sakalını yolan çocuğun büyüyünce saltanatını yıkacağını düşünerek, Hz.Mûsâ’nın öldürülmesini emretmişti. Fakat hanımı Âsiye, Hz.Musa’nın daha çocuk olduğunu ve ne yaptığını bilmediğini söyledi.

Bunu ispatlamak için de bir tarafa ateş, bir tarafa mücevher koydurdu. Çocuğu da ikisi arasında bırakarak, ateşe gideceğini umdu. Böylece çocuğun ne yaptığını bilmediğini gösterecekti. Ancak Hz. Mûsâ ateşten uzaklaşıp, mücevhere doğru elini uzattı. O an Hz. Cebrâil gelmiş, Hz.Musa’nın elini tutarak ateşe sokmuş, üstelik aldığı koru da ağzına attırmıştır. Bu vesile ile Firavun’un ölüm emrinden kurtulan Hz.Musa’nın sağ elinde yanık izi, dilinde tutukluk oluşmuştur.

Hz.Musa (a.s) peygamber olduğu gün, eli ve dili engelli idi. Allah’ın emri ile “Elini koynuna sokmuş, çıkardığında yanık eli, kusursuz, bembeyaz olmuştur. Kasas suresi 32, Taha suresi 22

Allah (c.c.) Hz.Musa’ya elçilik görevi verek şöyle emretti: “Firavun’a git. O, iyiden iyiye azdı. Firavun ve onun adamlarına karşı mücadele et. Çünkü onlar, yoldan çıkan bir kavim olmuşlardır.” Kasas suresi 32, Taha suresi 43

Hz.Musa (a.s) o an geçmişini de düşündü ve dedi ki: “ Rabbim! Ben onlardan birini öldürmüştüm, beni öldürmelerinden korkuyorum.” Kasas suresi 33

Yasaklı bir isim ve engelli bir dille iyi peygamberlik yapamayacağını düşünen Hz.Musa, o an Allah’a (c.c.) şöyle dua etmiştir: “Rabbim! Yüreğime genişlik ver. İşimi bana kolaylaştır. Dilimden şu bağı çöz. Ki sözümü anlasınlar. Bana ailemden bir de yardımcı ver, Kardeşim Harun’u istiyorum. Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir. Ve onu işime ortak kıl.” Taha suresi 25-32

Duası kabul edilen Hz.Musa’nın (a.s) elinin yanıklığından sonra dilindeki tutukluk da gider. Ve kardeşi Hz.Harun, O’na yardımcı olarak görevlendirilir. Son nefeslerine kadar ,abi kardeş Hak yolunda birlikte mücadele ederler.

Hz.Musa, 30 gün için kavminden ayrılırken de vekil olarak kardeşi Hz.Harun’u bıraktı. Bu 30 gece boyunca Hz. Musa, Allah’ın huzurunda ibadet eder ve manevi eğitimden geçer. Otuz gece geçtikten sonra Allah (c.c.) Hz.Musa’nın vazifesi için on gece daha ilave eder. Böylece belirlenen süre 40 geceye tamamlanır.

hz.musa samiri 40 gece (6)

40 GECE

Bir ayrıntıya dikkat çekelim; Allah (c.c.) ayet-i kerimede “40 gün” buyurmuyor, “40 gece” buyuruyor. Geceler, ay takviminde günlerin başlangıcıdır. Resulullah Efendimiz (s.a.v) ve ashabı, günlerle ilgili bilgi verirken geceleri esas alırlardı. Arap dilinde de uygulama böyledir. Nitekim biz de Ramazan ayında ve Kandil gecelerinde, bu uygulamayı yerine getiriyoruz.

Güneş ile hesap yapmak, dünyalık işler içindir, ay ile hesap ise; oruç, hac ve zekât gibi ibadetler içindir.

Bundan dolayı yüce Allah: “Musa ile otuz gece sözleştik” diye buyurmaktadır. Bu sözleşme dünyalık değil dine dair bir sözleşmedir.

Bakara sûresi 51. ayet-i kerimede, Hz.Musa’nın Tur dağında geçirdiği süre, bütün halinde; “kırk gece” diye yer alırken, bu ayet-i Kerime’de “otuz gece ve on gece” ifadeleri ile iki bölüm halinde yer almıştır.

Âlimlerimizin tespiti ile birinci bölüm için yani otuz gece hakkında; bu geceler, Hz. Musa’nın oruç vb ibadetlerle hazırlanma süreci diyebiliriz.

hz.musa samiri 40 gece (10)

İLAVE 10 GECE

İkinci bölüm için yani ilave on gece için de; Tevrat’ın, Allah’ın emir ve yasaklarının Hz.Musa’ya bildirilmesi süreci diyebiliriz. En doğrusunu Allah bilir.

Bu ilave edilen 10 gece, İsrailoğulları’nın da imtihanı olur. Hz. Musa manevi bir eğitimden geçerken kavmi de bununla sınanmaktadır. 30 gece sonra geçen her gece, İsrailoğulları için bir fitne olur. 40 gece olduğunda iyice nefislerinin uydurduklarına ve Şeytan’ın vesvesine kapılırlar:

 “30 gün sonra gelecekti, neden hala gelmedi, öldü mü yoksa? Belki de kaçtı!?” gibi dedikodularla isyan ederler hatta Samiri’nin yaptığı buzağıya, “ Musa artık gelmez. İşte Musa’nın görüşmeye gittiği Rabbi budur” diyerek taparlar. Samiri, İsrailoğulları’nı şu sözlerle kandırmıştı: «İşte Musa’nın da sizin de rabbiniz budur. Musa otuzuncu geceden sonra bunu arayıp duruyor ve Rabbinin ne olduğunu unutmuştur.”

İbn Abbas, bu noktaya şu ifadelerle dikkat çeker: Musa (a.s) kavmine şöyle demişti: “Benim Rabbim kendisi ile konuşmak üzere bana otuz günlük bir süre vaad etti. Bu süre zarfında yerime Harun’u tayin ediyorum.” Fakat Musa Rabbine kavuşmak üzere ayrıldığında Allah (c.c.), otuz güne on gün daha ilave etti. İşte İsrailoğulları’nın buzağıya tapınmak suretiyle fitneye düşmeleri, Allah’ın ilave ettiği bu on gün İçerisinde olmuştu.

Ze-mahşerî bu ayet-i kerimenin tefsirinde şöyle der: Rivayet edildiğine göre Hz.Mûsâ, Mısır’da iken İsrailoğulları’na, Allah katından bir kitap getireceğine dâir söz verdi. Firavun ve ordusu denizde boğulup, İsrailoğulları kurtulunca Hz.Mûsâ, Allah’tan (c.c.) bu kitabı istedi. Allah (c.c.) Hz.Musa’ya, Zilkade ayında otuz gün oruç tutmasını emretti. Hz.Musa, Bu otuz günü oruçla tamamlayınca, Allah ile konuşmak için, oruç sonrası kokan ağzını temizlemek için misvak kullandı. Bunun üzerine Allah (c.c.) Hz.Musa’ya şöyle vahy etti: “Bilmiyor musun ki benim katımda oruçlunun ağız kokusu misk kokusundan daha güzeldir?” Bundan sonra Yüce Allah, Hz.Musa’ya, Zilhicce ayından on gün daha ilâve oruç tutmasını emretti.

Abdullah b. Abbas, bu otuz gecenin zilkade ayı olduğunu, on günün de Zilhicce ayının ilk on günü olduğunu söylemiştir.

Tevrat’ta bu konuyla ilgili şu sözler yer almaktadır: «Ve Rab Musa’ya dedi: Bu sözleri yaz; çünkü seninle ve İsraille bu sözlere göre ahdettim. Ve orada Rab ile kırk gün, kırk gece kaldı; ekmek yemedi ve su içmedi. Ve ahdin sözlerini, on emri, levhalar üzerine yazdı.» Tevrat-Çıkış: 34/27, 28

Bu başlık altındaki konumuzu şu ayet-i kerime ile tamamlayalım: “Musa tayin ettiğimiz vakitte Tûr’a gelip de Rabbi onunla konuşunca «Rabbim! Bana kendini göster; seni göreyim!» dedi. Rabbi: «Sen beni asla göremezsin. Fakat şu dağa bak, eğer o yerinde durabilirse sen de beni göreceksin!» buyurdu. Rabbi o dağa tecelli edince onu paramparça etti, Musa da baygın düştü. Ayılınca dedi ki: Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim, sana tevbe ettim. Ben inananların ilkiyim.” Araf Suresi 143

hz.musa samiri 40 gece (3)

ALLAH’IN DEDİĞİ OLUR

Hülasa: insan plan yapar ancak insanın planı üzerinde Allah’ın (c.c.) planı vardır. İnsan irade gösterir ancak Allah’ın (c.c.) dediği olur. Allah (c.c.) kulunun planını, dilediği şekilde değiştirir. Kader dediğimiz şey budur. Bu da kul için bir imtihandır.

Hz.Musa’nın 30 günlük sözleşmesine 10 gün daha ilave edilerek değişiklik yapılması, İsrailoğulları için bir imtihan olmuştur.

Haşa Allah (c.c.) sözleşmesini değiştirmiş değildir. Toplam 40 günlük sözleşmenin ilk 30 bölümü, Hz.Musa’ya ve kavmine bildirilmiş, kalan 10 günlük bölümü Hz. Musa’ya daha sonra bildirilmiştir.

Yine imtihanın hikmeti gereği halk, bu değişiklikten haberdar edilmemiştir. Yani sözleşmedeki değişiklik, kullar açısından vardır. İlahi huzurda bu sözleşmenin 10 gün ilave ile 40 gün olacağı ezelde kayıt altındadır.

Kader konusunda da “Sünnetullah” dediğimiz ilahi kurallar vardır. “Kader gayrete âşıktır.” ifadesi bu kurallardan birini çok güzel ifade etmektedir. Kul yapar eder kaderi olur. Kader dediğimiz sır, Allah’ın takdiri ve kulun ameli ile örülüdür.

Rad suresinde toplumla ilgili ilahi yasa, mealen şöyle yer almaktadır: “İnsanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allah’ın emriyle onu korurlar. Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez. Allah, bir kavme kötülük diledi mi, artık o geri çevrilemez. Onlar için Allah’tan başka hiçbir yardımcı da yoktur.” Rad Suresi 11

hz.musa samiri 40 gece (2)

Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları

Editör: AYHAN BAYRAKTAR