İNEGÖLLÜ İSHAK PAŞA

Abone Ol

 Bu zât, dedesi İsa Bey’e nisbet edilmiş ve “İsabeyzâde İshak Paşa” olarak anılmıştır. Kâmil Kepecioğlu’nun hazırladığı Bursa Kütüğü isimli eserde, Selânik’te İshak Paşa tarafından yaptırılmış olan zaviyeli cami kitabesinde ve İnegöl-İshakpaşa Kütüphanesi’ne İshak Paşa tarafından vakfedilen kitap tescil kayıtlarında görüldüğü üzere İnegöl’lü İshak Paşa’nın babası, İbrahim Ağa’dır.

İbrahim Ağa, pederi İsa Bey gibi devlet hizmetinde yer almamıştır. Babası İsa Bey’e, dirlik olarak verilen İnegöl coğrafyasındaki İsâören Köyü ile yetinmiştir. Ancak oğlu İshak Paşa’yı, Sultan II. Murad’ın vezirlerinden Yörgüç Paşa’nın yanına vermiştir. Bu nedenle İnegöl’lü İshak Paşa, dedesi İsa Bey gibi Amasya kökenli olan Yörgüç Paşa’nın yanında maliyeci olarak yetişmiştir.

Yörgüç Paşa, vezaretten azledilip Amasya’ya dönüp inşa ettirdiği hayrî eserler ile meşğul olduğu sırada da İshak Paşa’yı bırakmamış; onu da yanına alarak Amasya’ya götürmüştür. Bu nedenle Amasya Tarihi’nin yazarı Âbidzâde Hüseyin Hüsameddin Efendi, İnegöl’lü İshak Paşa’yı Amasya’lı olarak kabullenmektedir.

Fatih Sultan Mehmed, 1462-63 yılında Trabzon-Rum Pontus Krallığını ortadan kaldırmayı planladığı askerî harekât sırasında Kastamonu ve Sinop’u da Osmanlı Devleti’ne bağlamayı kararlaştırmış olduğundan yapılan hazırlıkların son safhasında İshak Paşa, Fatih Sultan Mehmed tarafından Ankara’ya çağrılmış ve Anadolu beylerbeyliğine atanmıştır. Şüphesiz Fatih Sultan Mehmed tarafından yapılan bu idârî tasarrufun, mutlakaka, Kastamonu ve Sinop’un fethiyle bir ilgisi bulunsa gerektir. Çünkü İshak Paşa, İsfendiyar Bey’in dâmadıdır. O sırada Sinop’ta bulunan ve İsfendiyar Beyliği’nin fiilen yöneticisi olan İsmail Bey de İsfendiyar Bey’in torunudur.

Bu açıdan konuya bakıldığında İsfendiyâr damadı İnegöl’lü İshak Paşa ile İsfendiyar Beyliği’nin fiilî yönetcisi Olan İsmail Bey arasında güçlü bir sıhrıyyet bağı görülmektedir. Fatih Sultan Mehmed’in İnegöl’lü İshak Paşa’yı, Amasya’dan Ankara’ya getirterek Anadolu beylerbeyliğine ataması, bir tesadüf değil; bilakis derin düşünülmüş bir arka plana dayanmaktadır. Zira Fatih Sultan Mehmed, Sinop ve Kastamonu’yu fethedince İsmail Bey’e İnegöl-Yarhisar ve Yenişehir’i, dirlik olarak tahsis eylemiştir.

Anadolu beylerbeyi İshak Paşa’nın zevcesi İsfendiyar kızı Sultan Hatun da İnegöl’e yerleşmiştir. İnegöl’lü İshak Paşa, gösterdiği başarılı hizmetlerden dolayı kısa zamanda terfi etmiş; 1466 yılında vezaret pâyesi almış, 1469 yılında da sadâret makamına yükselmiştir.

 İşte bu sadâret döneminde İshak Paşa, İnegöl’deki geniş imâretini inşa ettirmiştir. Çevresine de âzadlılarından sanatkâr ve ticaret erbâbı olan bir topluluğu, iskân eylemiştir. Benzer bir uygulamayı, kendisinden sonra üçüncü defa sadrazam olan Sarı İshak Paşa da Konya –Aksaray’dan sanat ve ticaret erbâbını İstanbul’a götürerek burada iskân eylemiştir ki daha sonraki yıllarda burası, “Aksaray” adıyla anılmaya başlamıştır.

Sadârette halef-selef olan bu iki İshak Paşa’dan İnegöl’lü İshak Paşa, Selânik valiliğine atanmıştır. Fatih’in 1481 yılında sefer hazırlığı yaptığı sırada devşirme kökenli Sarı İshak Paşa, Bosna beylerbeyliğinde iken İnegöl’lü İshak Paşa da Selânik valiliğinde bulunuyordu. Burada hatırlanması gereken husus, aynı dönemde biri, maliyeci diğeri de akıncı iki İshak Paşa olduğu gerçeğinin bilinmesidir. Bunlardan biri, İnegöl’lü ve Amasya kökenlidir. Devşirme değildir.

Diğeri ise Sarı İshak Paşa’dır. Akıncıdır; Sırp kökenlidir; devşirmedir ve İnegöl coğrafyasında ebedî uykusunu uyumakta olan Paşa Yiğit’in -bir diğer ifadeyle- Yiğit Köyü’nde yatan Lala Yiğit’in manevî evladıdır. Görülüyor ki bu İshak Paşalar, farklı kişiler olmakla beraber, ikisinin de İnegöl ile bağlantısının olduğu anlaşılmaktadır.

İnegöl’lü İshak Paşa, İsfendiyar Bey’in kızı Sultan Hatun ile Sarı İshak Paşa da Sultan II. Murad’ın ölümünden sonra Fatih Sultan Mehmed’in isteği ile babası Sultan II. Murad’tan dul kalan eşi ve İsfendiyar Bey’in torunu Hatice Alîme Sultan ile evlenmiş bulunduğundan bu iki İshak Paşa’nın eşleri arasında ki hala-yeğen bağlantısı nedeniyle, bacanak olma durumu söz konusudur.

Muhterem okuyucum! Bu her üç önemli devlet adamının kendi aralarında sıhriyet bağları vardır; ancak zaman zaman aralarında kıyasıya siyâsi rekabet de olmuştur. Her üçünün de drekt veya endirekt olarak İnegöl coğrafyası ile ilgileri vardır.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar