Recep Akakuş yazdı
Devletçe, adına köy ve arazi tahsis edilen Sinan Bey, Yıldırım Bayezid (1389-1402) ve İshak Paşa’dan (öl. 1487) sonra İnegöl’de üçüncü defa imar faaliyetini başlatan, kişidir. Bursa Beyi Hamza Beyzâde Derviş Mehmed Bey de İnegöl’ün “timar-eri” olarak Sinaan Bey’e güçlü destek vermiştir.
İshak Paşa’nın çocukları, üstlendikleri devlet hizmetleri sebebi ile İnegöl coğrafyasından ayrılmış olmalarına karşın Hamza Bey’in çocukları ve de torunları, hem Bursa merkezine ve hem de İnegöl coğrafyasına hâkim olmuşlardır.
Vezir Kara Mustafa Paşa’nın oğlu Mercidabık şehidi Mehmed Paşa, Savcı Bey oğlu Süleyman Bey kızı Hatice Hatun’la evlenerek -farklı bir kanaldan- Osmanlı hânedânı ile sıhriyet bağı kurmuştur . İşte bu bağlantı sebebi ile Mercidabık şehidi Mehmed Bey de Kulaca ve Hamzabey Köyü’ne cami merkezli medrese inşâ ettirerek halkın hizmetine sunmuştur.
Derviş Mehmed Bey, Bursa Beyi olduğu gibi aynı zamanda Bursa’da Murâdiye semtinde yer alan babası Hamzabey vakıflarının da mütevellisidir. Abdülkādir-i Geylânî neslinden olup Bursa Muradiye Külliyesi hazîresinde yer alan şehzâde türbeleri ile ilgili vakfiye hizmetlerini denetleyen “Cevâhirü’l-Ahbâr” isimli kitabın yazarı Noktacı Şeyh Kāsım Efendi ile tanışınca onu, Sinan Bey ile işbirliği yaparak, “timar-eri” olması dolayısıyla yakın ilişki içinde bulunduğu İnegöl’e davet eylemiştir.
SİNAN BEY VE EĞİTİM -ÖĞRETİM KURUMLARI
1509 yılında İstanbul merkez olmak üzere tüm Anadolu’yu derinden etkileyen ve de tahrip eden korkunç depremden sonra 1510 yılında Sultan II. Bayezid tarafından yaptırılan tahrir verilerine göre ülke çapında yeniden yapılandırma ve imar faaliyetlerine başlanmıştır. Bu cümleden olmak üzere İnegöl’de de Sinan Bey, bu imar faaliyetini başlatmıştır; önce Merkez Mahalleyi ele almıştır. Fetih sonrasında bu mahalle merkezinde inşâ edilerek halkın hizmetine açılan “ zaviyelimescid”in görevlisine Orhan Gazi tarafından hizmet dirliği tahsis olunmuştu.
1509 yılı debreminden sonra İnegöl’de imar faâliyeti başlatan Sinan Bey, kendi adına, yeni bir cami, bir mektep ve Yıldırım Beyazıt tarafından yaptırılan hamamın batı duvarına bitişik ikinci bir hamam daha inşâ ettirmiş ve halkın hizmetine sunmuştur. “Zaviyeli Mescid” de tekke ve zaviye olarak yeniden ona rılmış; işletme giderlerini karşılamak üzere de tekke ve zaviyenin sokak yüzüne cepheli bir fırın ve de üç dükkân inşâ ettirmiştir.
Diğer yandan Ortaköy Karacabey Kervansarayı’nı, Deydinler köyü üzerinden İnegöl’e bağlayan yörük yolu üzerinde bulunan Diğrihî Çayırı’nda-İnegöl’ün fethinden bu yana emniyet ve güvenlik görevini üstlenmiş olan “yaya -birliği”nin konuçlandığı mahallin yakın civarında da Sinan Bey, Bursa Beyi, Derviş Mehmed Bey ile işbirliği yaparak yeni bir “tekke-zaviye” inşâ ettirmiştir.
YENİCE MAHALLESİNİN KURULUŞU
Yeni inşâ edilen bu “tekke ve zaviye”, Bursa’dan İnegöl’e davet olunan Noktacı Kāsım Efendi‘ye tahsis olunmuştur. Bu arada Merkez Mahalle’de Sinan Bey tarafından yeniden dizayn edilmiştir. “Zaviyeli mescid”in yakın çevresinde inşâ edilip kiraya verilen dükkân gelirleri, işletme giderlerini karşıladığı için–evvelce - Orhan Gâzî tarafından Merkez Mahalle’deki “zaviyeli mescid” görevlisine tahsis edilmiş olan irmiyâz’daki=atış alanı’ndaki İldenizoğlu Çiftliği, bu kerre Noktacı Kāsım Efendi’ye -hizmet dirliği olarak tahsis olunmuştur.
Noktacı Kāsım Efendi, kendisine tahsis olunan tekke ve zaviyeye yerleşince -kısa bir zaman sonra- bu tekke ve zaviye çevresinde yeni bir mahalle oluşmuş ve adına da “Yenice” denmiştir. Böylece İnegöl kasaba merkezinde gerçekleştirilen bu yeni yapılanmadan sonra “ehl-i vezâif” adıyla anılan İshak Paşa âzâdlılarının oturduğu ticaret bölgesi de - mâlî yönden–ayrı bir ünite kabul edilerek İnegöl, dört mahalle olarak değerlendirilmiştir.