Yeni bir yılın başlangıcı, insanlar arasında farklı gelenekler ve ritüellerle kutlanırken, birçok kişi geleceği öğrenme amacıyla fala başvurur. Ancak, İslam dini bu uygulamayı nasıl değerlendiriyor? Fal açmanın İslam perspektifindeki yeri ve hükmü nedir? Bu makalede, İslam'ın bakış açısından fal açma geleneğini inceleyeceğiz.
Fala İnanmak ve İslam Dini:
Fal Açmanın İslam'a Göre Yasaklığı
Kur'an-ı Kerim'de Fal ve Şans Oyunları
İslam'ın kutsal kitabı Kur'an-ı Kerim, fal baktırmayı, kumarı ve benzeri şans oyunlarını şeytan işi olarak tanımlar. Maide Suresi'nde, bu tür pratiklerden uzak durulmasını emreder. İslam dinine göre, bu tür eylemler insanları felaha ulaşmaktan alıkoyar.
Bazı kimseler de: "Fala inanmıyoruz amma eğlence olsun diye açtırıyoruz" diyorlar. Bu düşünce doğru değildir. İslâm Dinine göre hangi şekilde olursa olsun, fal baktırmak ve falcıların söylediklerine inanmak yasaktır.
"Ey iman edenler! şarap, kumar, putlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir. Bunlardan uzak durun ki felaha erişesiniz" (Maide Sûresi, Ayet: 90).
Hz. Muhammed'in (s.a.v) uyarısı
Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S), kuşun ötmesi, fal açma, kahve telvesi gibi uğursuzluk işaretlerine inanmayı ve kabul etmeyi kesin bir dille yasaklar. Bu tür uygulamaları sihir ve kehanetle eş tutar.
Allah Elçisi Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S) de şöyle söylemiştir: "Kuşun ötmesinden, uçmasından uğursuzluk kabul etmek, ufak taşlar (nohut, bakla, fasulye, iskanbil kağıdı, kahve telvesi vs.) ile fal açmak, kum üzerine hatlar çizmek, bunlardan geleceğe dair hükümler çıkarmak sihir ve kehanet nevindendir.
Falcıların İddiaları ve Gerçekler:
Falcıların Söyledikleri: Gerçek Mi, Yalan Mı?
Fal Temelindeki İddialar
Falcılar, semboller ve şekillere dayanarak geleceği gördüklerini ve gaybı bildiklerini iddia ederler. Ancak bu iddialar İslam'a göre yalan ve boş inançlardır. Gaybı Allah'tan başka kimse bilemez.
Söylediklerinden binde biri rast gelse dahi bu onların gaybı bildiklerine kanıt olamaz.
El falı, kahve falı, kart falı vb Haram olan bir hükmün şakası helal olamaz. Bu bakımdan eğlence için dahi olsa, falcıların dediklerine ve fala inanmak caiz değildir.
Falcıların Sınaması
Eğer falcılar gerçekten her şeyi önceden bilebildiklerini iddia ediyorlarsa, bu iddialarını ispatlamaları gerekir. İlim adamları jürisi önünde dünya üzerindeki bir şehirde yarın neler olacağını tahmin etmelidirler. İşte o zaman gerçekten gaybı bildikleri kanıtlanabilir.
Geleceği Bilmek: İlmin ve Çalışmanın Önemi:
Geleceği Tahmin Etmek mi, Bilim İle İlerlemek mi?
İslam'ın Çalışmayı Teşvik Ettiği İlke
İslam dini, insanların çalışmayı, araştırmayı ve düşünmeyi teşvik eder. İlim, İslam'ın dostu olarak kabul edilirken, tembellik ve havadan para kazanma yöntemleri reddedilir.
Geleceği falcı değil, kâinatın yaratıcısı "Âlemlerin Rabbi" Yüce Allah bilir. Allah'ın bildirmediği bir şeyi kimse bilemez. İnsan, ancak Allah'ın yarattıkları üzerinde akıl yürütür, izlere iaşretlere bakar, tahminde bulunur, tedbir almaya çalışır.. İşin İlmini öğrenmeye çalışır. Hava durumu tahminlerinde olduğu gibi.
insanın bilgisi ve enerjisi sınırlıdır. Beşeri ve tabii kanunlar arasında sebep-sonuç münasebetleri kurarak birtakım olayları keşfedebilir, bilgiyi öğrenir, yeni yeni kanunları isbat edebilir.
Neml Sûresi, Ayet: 65. Ayet-i Kerime'de: "Göklerde ve yerde gaybı Allah 'tan başka bilen yoktur" buyrulmuştur.
Rasulullah (S.A.S) Efendimiz de: "Kahin ve falcıya (yani gaipten haber veren kişiye) inanan kimsenin 40 gün namazı kabul olmaz", "Ona inanan kişi, bana indirileni (kitap ve vahyi) inkar etmiş olur" buyurmuştur.
İslam ve Çalışmanın Ödülü
İslam'a göre meşru yoldan kazanç temini için çalışmak bir ibadettir. Rızık kapısı açıktır ve insanların çalışarak kazandıkları rızıkları Allah'ın lütfu olarak görülür.
Sonuç: İslam'ın İlme ve Çalışmaya Verdiği Değer:
Modern dünyada bilim ve ilerleme yolunda adım atan uluslarla karşılaştırıldığında, bazıları hala hurafelere sığınıyor gibi görünüyor. Oysa İslam, çalışmayı ve doğru yolu bulmayı teşvik ederken, bu tür batıl inançlara karşı durur. İslam'ın temel prensiplerine göre, insanlar geleceği Allah'tan başka kimse bilemez ve bu nedenle çalışma ve bilgiye dayalı kazanç yolları tercih edilmelidir. İslam, çalışmanın ve doğruluğun önemini vurgularken, hurafelere ve batıl inançlara karşı uyarır. Unutmayalım ki İslam, ilim ve bilgiyi teşvik eden bir din olarak insanların maddi ve manevi ilerlemesini destekler. İslam'ın öğretilerini doğru anlamak ve uygulamak, bu tür batıl inançlardan uzak durmamıza yardımcı olabilir.
İmam-ı Azam Ebu Hanife Hazretleri, "İslâm'ın dostu ilim, düşmanı cehalettir" demiştir.
"Kim iyi davranışta bulunursa kendisi için yapar, kim kötülük ederse kendisine eder. Allah kullarına zulmetmez" (Fussilet Suresi, âyet, 46).
Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar