Bursa'nın Karacabey ilçesinde, kendi ekosistemlerini kurarak et üretim maliyetlerini düşüren iki kardeşin öyküsü, sürdürülebilir tarımın yeni bir boyutunu gözler önüne seriyor. Peki, bu yenilikçi çiftlik modeli nasıl çalışıyor ve ucuz etin sırrı ne?
Yenilikçi Yaklaşım: Sıfır İsraf, Maksimum Verim
Doğal Döngü: Gübreden Yeme, Yemden Ete
Bu çiftlik, hayvanların gübrelerini doğal yem olarak kullanarak sürdürülebilir bir döngü oluşturuyor. 300 dönüm arazide yetiştirilen mısır, ot ve saman, hayvanları beslemek için kullanılıyor. Bu süreç, hem maliyetleri azaltıyor hem de doğal bir üretim sağlıyor.
Yerli Hayvan Irkları ve Doğal Yem
Çiftlik sahipleri, yerli hayvan ırklarını tercih ederek ve dışarıdan herhangi bir ürün getirmeyerek milli servete katkıda bulunuyor. Hayvanların yeminden sütüne kadar her şey doğal ve katkısız üretiliyor.
Maliyetleri Düşürme Stratejileri
Çiftlik sahipleri, et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyatlara bir çözüm olarak, maliyetleri düşürmeye odaklanıyor. Yerli ırk hayvanların kullanımı, doğal gübreleme ve yem işleme teknolojileri, bu stratejinin temelini oluşturuyor.
“Mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor” - Tuna Eren, Çiftlik Sahibi
Hayvan Refahı ve Verimlilik
Çiftlikte, hayvanların mutluluğuna büyük önem veriliyor. Sağlıklı ve mutlu hayvanların daha verimli olduğuna inanan kardeşler, hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşılıyor ve onlara huzurlu bir yaşam alanı sağlıyor.
Çevreci Etki: İsrafın Önlenmesi
Çiftlikte üretilen her ürün değerlendiriliyor, israfın önüne geçiliyor. Bu yaklaşım, sadece ucuz et üretimi değil, aynı zamanda çevreye duyarlı bir tarım modeli sunuyor.
Bursa'daki bu yerel çiftçi kardeşler, sürdürülebilir tarım ve et üretimi konusunda yeni bir sayfa açıyor. Yerel kaynakların etkin kullanımı, doğal yem ve hayvan refahına verilen önem, bu modelin başarısının anahtarları arasında yer alıyor.