Osmanlı'nın son dönemleri çalkantılarla geçmiştir.Bu çalkantılı süreçte kimileri küçük,günübirlik,ve şahsi menfaate dayalı işlerin peşinde koşmuştur.Kimileri ise "dava"bilinciyle hareket edip devleti kurtarmanın, devleti emperyalist güçlere yem etmemenin derdine düşmüştür.

Abdülaziz'in öldürülmesi sonrası 5.Murat padişah olmuştu.Ki padişahlar içinde tek mason padişahtır.Abdülaziz'i öldürecek,intihar ettiğine dair sahte raporlar hazırlayacak kadar güçlü olan,devlet içinde devlet olanlar vardır o dönem.Bu insanların çoğunun ortak özellikleri;batılı ülkelerde eğitim almaları,batılı dünya görüşünü sahiplenmeleri,ülkeye de bu ideolojiyi getirmek istemeleridir.İşte bu nedenle,kendileriyle aynı görüşte olan 5.Murat'ı padişah yapmışlardı.Dikkat edin,yapmışlardı dedim! Demekki bunlar padişah öldürüp yeni padişah getirecek kadar güçlüydüler ve demekki Osmanlı bu kadar aciz durumdaydı.İşte bu zihniyet,Batılıların deyimiyle Jön(Yeni) Türkler'dir.Ki sonradan İttihat Terakki adıyla parti olmuşlardır.

İttihatçı zihniyetin padişah yaptığı 5.Murat'ın psikolojik sorunları çok artıp, padişahlık yapamayacak raddeye gelince,mecburen yerine 2.Abdülhamid'in gelmesine razı oldular.

Abdülhamid'in 33 yıllık iktidarı;bir yandan ülkemizi parçalayıp sömürmek isteyen batılı devletlerle,bir yandan batılı devletlerin desteklediği ülke içi azınlık isyanlarıyla,bir yandan da yine batının gaz ve destek verdiği içerdeki muhaliflerle uğraşmayla geçmiştir.Tüm bu tehditlere rağmen eğitimden,ulaşıma, güvenlikten teknolojiye kadar pek çok alanda yaptığı reformlarla devleti güçlendirmeyi de başarmıştır.

Emperyalist ülkeleri birbirleriyle dengeleyerek toprakları korumaya çalışan Abdülhamid,iç isyanları ve darbeleri engellemek için ise sağlam bir istihbarat teşkilatı kurmuştur. (Yıldız İstihbarat)Zira bir ülkenin gören gözü,işiten kulağıdır istihbarat.Bu teşkilat sayesinde ülkeye zararlı faaliyetleri öğrenip gerekli tedbirleri alabilmiştir.(Komikliğe bakın! Ülkeye karşı faaliyet yapanları engellediği için "diktatör" denmiştir.)

Osmanlı'yı bir an önce parçalamak ve sömürge ağlarına dahil etmek isteyenler,önlerinde engel olarak gördükleri Abdülhamid'den kurtulmak için her yolu denemeye başlamışlardır.Örneğin 1905'te bombalı araçla suikast düzenlemişler,Abdülhamid bu saldırıdan saniyelerle kurtulmuştur.Bundan netice alamayınca,onlarca yıldır Abdülhamid'e muhalif olanlara daha çok destek vermişlerdir.Ülkeyi değil kendi ideolojisini,menfaatini düşünen insanları kullanıp Abdülhamid'den kurtulma yoluna gitmişlerdir.Muhalif kesimi kullanabilmek için,önce medyaları aracılığıyla Abdülhamid'i "şeytanlaştırmışlardır" Yani tüm kötülüklerin kaynağı olarak O'nun gösteren algı operasyonları yapmışlardır.Bunu başarınca,gerisi kolay.Çünkü karşıda bir şeytan varsa,ona karşı her şeyi yapabilirsin.Bunların sonucunda 31 Mart İsyanı(13 Nisan 1909) çıkarılmış,bu isyanla Abdülhamid'in bağlantısı varmış algısı oluşturulmuş ve 25 Nisan 1909'da Abdülhamid tahttan indirilmiştir.Yani darbe başarılı olmuş,"hasta adam"dedikleri Osmanlı'yı ayağa kaldırmak isteyen Abdülhamid iktidardan uzaklaştırılmıştır.

Sonrasında padişah Mehmet Reşat olsada,ülkenin yönetimi büyük oranda çoğunluğu batıkafalı olan İttihatciların eline geçmiş,sadece 10 yıl içinde Osmanlı dağılmış;Trablusgarp gitmiş(1911-1912), Balkanlar gitmiş(1912-1913) 1.Dünya Savaşı(1914-1918) kaybedilince devlet gitmiş, ittihatçıların üst düzey yöneticileri yurt dışına kaçmıştır.

Batılı güçlerin saldırdığı, görünürde Abdülhamid olsada,asıl saldırdıkları Osmanlı idi,yani devletimizdi.Bunu sonradan anlayan ittihatçılar ve Abdülhamid muhalifleri oldu,ama iş işten geçmişti artık.

Emperyalist taktiğidir kaleyi içten fethetmek, ülke içinden birilerini o ülkeye karşı kullanmak. Pek çok ülke gibi Osmanlı da bu taktikten nasibini almıştır. Bunlara komplo teorisi diyenler ya bilmeden-ezbere konuşuyordur, yada batının taktiklerini ve planlarını gizlemeye çalışıyordur.

Abdülhamid'e ve bugüne kadar vatana hizmet eden herkese rahmet olsun.