Zaman, kıyamete tutsaktır. Mekan, zamana tutsaktır. İnsan yaşar. Her ikisine de ister istemez tutsaktır.

İnsan hem hiçbir şeye tutsak kalmak istemez hem de isteklerini elde etmek uğruna isyanı bir çıkış kapısı olarak görür. Ne zaman bu kapıdan geçse zamana esir olduğunu görür ve mekana zulmeder.

Mekan, isyankarların olduğu bir yerde zamana hücum eder. Bu hücum mutlaka bir isyana gider.

Konuyu sadece imani bir satıhta ele almak yerine, her yanımızı saran isyanın en kötü huyuyla karşınızdayız.

İçte isyan, sokakta isyan, her yerde susmanın ne kötü bir şey olduğunu beyana kendini mecbur hisseden isyan. Herkesin bir sonuç beklediği isyan.

Kötü olan, isyankarın sebeplerinin onu hiç de istenilen sonuca ulaştırmadığı.

Kim demişse yalan demiş. İsyan, yalancılığın bir başka adı. Peki, yok mu hiç tutar tarafı?

Tutarlılık ile isyan aynı yerde ve zamanda barınamaz. Tutarlı olan belki bir talep yahut başkaldırıdır.

Hepsinin lügatta birlikte durduklarına bakmayın. Her birinin yeri ayrıdır.

Madem ayırmak değil birleştirmektir vazifemiz; sefa geldiniz, hoş geldiniz.