Son günlerin moda kavramlarından birisi de dünyevileşme kavramıdır.Hemen hemen herkesin kullandığı ve de maneviyattan uzaklaşmamızın sebeplerinden biri olarak saydığı bu kavramın anlamını sanıyorum farklı düşünüyoruz.

Bir çok insan dünyevileşmeyi birazcık zenginleşme ve rahat bir hayata kavuşma anlamında düşünüyor.Örneğin,eskiden mücahit olanların şimdi müteahhit olmasını,eskiden küçücük dairelerde oturanların şimdiler de 250 metrekarelik dairelerde oturuyor olmasını ve daha güzel arabalar satın almasını v.b. dünyevileşme şeklinde anlıyor.

Aslında bu tür değişimleri dünyevileşmek yerine israf kavramı çerçevesinde düşünmek daha doğru olur.

Öyleyse dünyevileşme ne demektir?

-Dünyevileşme kendini dünyanın çekiciliğine kaptırıp,onun esiri haline gelmektir.

-Dünyevileşme hayatın merkezine dünyayı koyup ahireti unutmaktır.

-Dünyevileşme dava denen hedef ve amacın kaybolması,davanın yerini maddi menfaatlerin almasıdır.

-Dünyevileşme inandığın gibi değil de yaşadığın gibi inanmaya başlanmasıdır.

-Dünyevileşme din ve dünyayı dünya ve ahireti ayırmaktır.

Bu tanımları daha da artırmak mümkündür.Ancak üzerinde durmak istediğimiz konu bir çok insanın yanlış düşündüğü gibi dünyevileşmek zenginleşmek demek değildir.

Yıllardır Müslümanların,baskı ve zülüm altında bulunması,mal mülk ve makamların hep başkalarında olması sebebiyle Müslümanlar hep ezik yaşamış ve bu ezikliği hayatının bir parçası sanmıştır.

Yıllardır Müslümanların mevki ve makamlardan uzak kalması sebebiyle mevki ve makamlara gelmek dünyevileşme zannedilmiştir.

Yıllardır Müslümanların Hint mistisizminin etkisiyle "Bir lokma bir hırka" anlayışıyla uyutulması sonrasında gelen zenginlik dünyevileşme olarak algılanmıştır.

Oysa İslam ne mala,mülke ne de mevki ve makama karşı gelmemiştir.Kur'an'da mal için hayırlı kökünden gelen HAYR kavramı kullanılmıştır.(Adiyat,8).Hz.Süleyman (as) Allah'tan hiç kimsenin ulaşamayacağı makamı istemiştir:" Süleyman, "Ey Rabbim! Beni bağışla. Bana, benden sonra kimseye layık olmayacak bir mülk (hükümranlık) bahşet! Şüphesiz sen çok bahşedicisin!" dedi."(Sad,35).

İslam'ın beş şartından iki tanesi Hac ve Zekat'tır.Ana şartlarından iki tanesinin parayla yerine gelmesi mümkün olan bir Din nasıl fakirliği övüp zenginliği dünyevileşme sayabilir."Veren elin alan elden üstün olduğunu" söyleyen bir din, nasıl zenginliği kötüler?"Allah kuluna verdiği nimetin eserini kulun üzerinde görmek ister" diyen bir Peygamberin ümmeti nasıl güzel giyinmeyi dünyevileşme sayabilir.

Resulullah (sav) bir gün Kibrin zararlarından bahsederken sahabilerin "Ya Resulallah! İnsan elbisesinin ve ayakkabısının güzel olmasını ister bu kibirmidir? Sorusuna "Kibir, hakka razı olmamak ve insanları küçük görmektir" buyurmuştur.

Bir menkibe de şöyle bir hikaye geçer:Müritlerden biri kendisine bir Mürşit aramaya çıkar.Kendisine verilen adrese doğru ilerlerken geniş tarlalar ve araziler görür.

-"Bu tarlalar ve araziler kimindir?" Diye sorar.Oradakiler "aradığın mürşide aittir" derler.

Mürit biraz daha ilerler.Çok kalabalık bir sürüye rastlar.

-"Bu sürüler kimindir? "Diye sorar.Oradakiler "aradığın mürşide aittir" derler.

- Mürit biraz daha ilerler.Çok zengin meyve bahçelerine rastlar.

-"Bu bahçeler kimindir?" Diye sorar.Oradakiler "aradığın mürşide aittir" derler.

Bunun üzerine müridin içine bir kuşku girer.Kendi kendine "Bu kadar mala mülke sahip olan bir kişi mürşit olabilir mi?" diye söylenir.

Biraz sonra mürşidin dergahına ulaşır.Müridin sırtında da küçük bir çantası vardır.Mürit çantasını önce dışarıda bırakır.Sonra içi rahat etmez içeri alır.Yine de içi rahat etmez çantayı yanına alır.Mürşit içeri girer ve müride şöyle der:

-"Senin kalbin de çantaya olan sevgin kadar benim kalbimde o gördüğün bütün o mal ve mülkün sevgisi yoktur."

Onun için büyüklerimiz "Allah'ım elimde çok eyle kalbim de yok eyle" demişlerdir.

UNUTMAYIN: Asıl tehlike mala sahip olmak,değil mala ait olmaktır.Ve asıl dünyevileşme kalıpta değil kalpte olur.

Abdulvasih DURAN