İnegöl Lisesi'nin arka taraflarından bir ev bulduk, kiraladık.Yatak ve karyola aldık.Evden biraz tabak çanak bir şeyler koymuştuk.Artık gidip gelmeyecektim.Rahat bir çalışma ortamım olacaktı.Öyle de oldu.

Hep bir radyom olsun isterdim.Okulu bitirip Pazar Lisesi Edebiyat öğretmenliğine atanan Zeki abime mektup yazıp radyo almak için para istemiştim.Sevgili ağabeyim,bu isteğimi hiç ikiletmeden bana radyo parasını göndermişti.O gün annemle çarşıdan bir küçük radyo da almıştık.Sanki dünyalar benim olmuştu.Artık benim de kendime ait bir eşyam olmuştu.

Kardeş de ana gibi candır,içinin yarısıdır.Hayattaki dayanağındır.İyi ki abilerim ve kardeşlerim varmış.Allahıma şükürler olsun.

Bu güzel duygular çabuk bitti.Akşam olmuştu.Anacığım beni bırakıp köydeki işlerinin başına döndü.Kiraladığımız evde ilk günüm başlamıştı.İlk yalnızlığımdı.O güne kadar anamdan hiç ayrı kalmamıştım.Ağabeylerimin hasretine alışmıştım ama anamdan ayrı kalınca bir tuhaf oldum.Durgunlaştım.Gözlerim doluverdi.Çocukluğum,yaşadıklarım bir bir film şeridi gibi gelip geçti.Şimdi ben yalnız başıma burada neler yaparım diye düşünmeye başladım.

O sıralarda yakın tarihte Gediz depremi olmuştu.Oldum olası depremden çok korkardım.Çünkü Binalar denetimsiz ve güvenilir değildi.Sanki hepsi birer taş yığınıydı.Deprem dedemiz ne derdi hep:''Deprem öldürmez binalar öldürür.''Ne kadar doğru değil mi?Binaları çalmadan çırpmadan yapıversek depremden niye korkalım değil mi?

Saat gece 12 olmuştu.Gözüme bir türlü uyku girmedi.Yattım.Yattığım yerde döndüm durdum.Derken uykuya dalmışım.Birden şiddetli bir sesle irkildim.Kalbim hızla çarpmaya başladı.

Sanki yerinden çıkacak gibiydi.Yine büyük bir gürültü oldu.Bu arada elektrikler kesildi.Dışarda büyük bir fırtına vardı.Camın aralığından fırtına ıslık çalıyordu.Tam cesaretimi toplayıp yataktan kalkerken dışarıdan yine gök gürlercesine bir ses geldi.Yine irkildim.Tüylerim diken diken oldu.

Yarabbim bu nasıl bir ilk gece diye mırıldanmaya başladım.Fırtına şiddetini iyice arttırmaya başladı.Evin camları titriyordu.Sanki benim korkuma eşlik ediyorlardı.Yine yatağa girdim.Yorganı üzerime çektim.Ama nafile... Odanın dışından evin içinden pattt.kütttt diye sesler geliyordu. Şiddetli sesin ne olduğuna bir türlü anlam veremiyorum.

Artık bedenimi ölüm korkusu sarmaya başladı.Sabah bir türlü olmak bilmiyordu.Evin içindeki patt küttt sesleri iyice artmaya başladı.Benim annem cesurdu.

Bu gibi durumlarda urganda da ölüm yorganda da ölüm der sorunun üzerine cesaretle giderdi.Ben de onun bu sözünden cesaret alarak yatağımdan kalktım.Odanın kapısını araladım bir de ne göreyim sokak kapısı açık kalmış.Rüzgarın etkisiyle bir açılıp bir kapanıyordu.Off be dedim.Derin bir nefes aldım.Bütün cesaretimi toplayıp hemen kapıyı kapatıp,kilitledim.Zafer kazanmış bir komutan edasıyla odama girdim.Yatağıma uzandım.

Dışarıda fırtına iyice çıldırmıştı.Şimşekler çakıyor,her çakışta evin içi aydınlanıyordu.Derken pıtı pıtır sesler gelmeye başlamıştı.Bu yağmurun sesiydi.Yağmurla birlikte rüzgar kesilmişti.Tan yeri ağarmaya başlamıştı. Gözlerimden uyku akıyordu. Yorganı üzerime kapattım. Yaşadıdığım dehşeti düşünürken öylece uyuyakalmışım.