Dolar ve yabancı para gelişmeleri hepimizin yakından takip ettiği konular. Ulusal ve Uluslararası gelişmelere göre şekillenen piyasada herkes kendi yorumunu yapmakla birlikte kendini de gerek bireysel gerek ticari konumlandırmaya çalışıyor. FED, Ticaret savaşları, S-400'ler, F-35'ler, Brexit, Suriye , Irak ,İran-Amerika ilişkileri gibi bir çok konu uluslararası anlamda özellikle doların gidişatını etkiliyor. Aynı zamanda ülkemizdeki politik süreçler, seçimler, Dış Ticaret rakamları, Cari ödeme dengeleri ve borçlanma yapısı ulusal tercihlerin bir diğer unsuru haline geliyor.

Dış Ticaret VeriÖrneğin en son açıklanan verilere göre dış ticaret yapılanmasında ihracat yönünde pozitif iyileşmeler devam ediyor. Yapısal anlamda döviz girişi yabancı para hareketi anlamda önemli bir faktör olarak yer almaktadır. Bu gelişmeleri değerlendirirken ülkemiz için atlamamız gereken noktalar vardır. Bunlar üretimimizde katma değer yaratma, üretim için ithalata bağımlılık, bir diğer deyişle ara malları üretiminde eksikliklerimiz, talepteki düşüş dolayısıyla üretimde meydana gelen düşüş ve en önemlisi kamu-özel sektör borçlanma yapısıdır. Borçlanma yapısını daha açmamız gerekirse borun vadesi, miktarı ve cinsi döviz hareketlerinde önemli yer teşkil etmektedir. Tüm bunlara göre özel sektör, kamu ve bireysel yatırımcı konumlanmasını gerçekleştirmektedir. Türkiye için önümüzdeki süreçte İstanbul seçimleri, S-400 ve F-35 konuları kısa vadede hareketi etkileyici unsurlar olarak yer almaktadır.

Yurtiçi Yerleşiklerin Döviz Mevduatı

Uluslararası anlamda en önemli faktörlerden biri de FED'in para politikalarıdır. Hakim para olarak ticaret içerisinde yer alan Amerikan Doları'nın tercihi ve piyasa hacmi açısından kritik kurum olan FED 'in stratejileri de döviz üzerinde ulusal yatırımcının takip ettiği konudur. Bu noktada önümüzdeki süreçte FED'in bir faiz indirimi beklenmektedir. Wall Street Journal´ın anketine katılan 46 ekonomistin yaklaşık yüzde 70´i, Eylül ayında Fed´in faiz oranlarını düşüreceğini düşündüğünü belirmesi ile birlikte CME Group´un Fed Gözlem Aracı hesaplamalarına göre Haziran ayında bir faiz indirimi olma olasılığı yüzde 24.2, Temmuz ayı için ise yüzde 84 olasılıkla faiz indirimi beklenmektedir. Faiz iktisadi olarak yatırımın ile ters orantılı işlemektedir. Faiz düşerken yatırım artar. Dolayısıyla FED'in olası faiz indirimi parasal genişlemeye neden olacaktır. Hem Amerika'daki yatırım hem de gelişmekte olan piyasalara kaynak aktarımı olacaktır. Burada Türkiye olarak bizim nasıl bir ortam yarattığımız ve hangi fırsatları sunduğumuz önemlidir. Özellikle İstanbul seçimlerinden sonra bir daha uzun bir süre seçim gündeminin oluşmaması ülkemize fayda sağlayacaktır.