Mübarek Ramazan ayının ortasına geldiğimiz şu günlerde müslümanların ruh dinginliği ile ibadet ve nefsi terbiye halleri müşahade edilmeye değer.

Tabi kaç kişi bunu başarabiliyor bilinmez ama sabah okunan mukabeleler, cemaatle camide kılınan namazlar ve gün boyu tutulan oruçlar, (buna sadece mide orucu değil, göz orucu, kulak orucu ve hatta dil orucu da dahil) bu çabalanan riyazetin değişik ritüelleri.

Oruc'un sadece insana has bir özellik olduğunu, beslenmenin ise gayet fıtri bir tabiat kanunu olup hayvanlarla ortak özellikleri yansıtan bir hareket olduğunu, Oruç tutarak insanın hayvan ile arasındaki farkı ortaya koyduğunu merhum Bilge Kral Aliya "Özgürlüğe Kaçışım" eserinde şu satırlarla çok güzel izah etmiş:

"Oruç münhasıran insani bir seçimdir. İnsan da hayvan da yiyecek yer (kendini besler). Sadece insan oruç tutabilir. Oruç, insanla hayvan arasındaki farkı açıkça ortaya koyar.

Yeme (beslenme), bir zorlamaya, bir tabiat kanununa uyarak yapılır. Oruç ise iradenin en büyük ifadesidir, bir özgürlük fiilidir. Orucun en büyük anlamı, herhangi bir tıbbi sebepten ziyade bu özgürlüktür."

Yani irade bir tek insana özgü bir şeydir. Açsın ve imkanın olmasına rağmen iftar vaktine kadar irade koyup yemiyorsun. Kendini tutuyorsun. Hiç aç bir hayvanın böyle yapabileceğini düşünüyor musunuz?

YUSUF İSLAM

Müslüman olan İngiliz şarkıcı Yusuf İslam, Türkiye'ye geldiğinde basın tarafından epeyce gündemde tutuldu. Muhabirin biri (DHA muhabiri) kendisine şu soruyu soruyor:

"Girdiğiniz İslam dininde bir erkeğin dört kadınla evlenmesine ne diyeceksiniz? Yani bunun mantığını nasıl kabul edeceksiniz? Siz bir Batılı ve Aydın bir şarkıcı olarak bunu nasıl kabul ettiniz?"

Yusuf İslam diyor ki:

"Sen, beni eski halimle tanıdığını söylüyorsun. Ben Müslüman olmadan önce kaç kadınla beraber olduğumu bilemem. Onlardan çocuğum olmuşsa onu da bilemem. Ben böyle adi bir hayat yaşarken sen bana hayrandın. Ben şimdi Müslüman oldum. Tek eşle evliyim.

İkinci bir evliliğe niyetli de değilim. İslam dini dörde kadar izin veriyorsa onların ve çocuklarının sorumluluğunu da ona yüklüyor. Senin hayran olduğun batıda böyle bir sorumluluk yok. Bir çok çocuk babasını bilmez. Baba da çocuğunu görmeden gider bu dünyadan..."