"Bilin ki, 'ganimet olarak ele geçirdiğiniz' şeylerin beşte biri, muhakkak Allah'ın, Resulün, yakınların, yetimlerin, yoksulların ve yolcunundur. Eğer Allah'a, hak ile batılın birbirinden ayrıldığı gün, iki ordunun karşı karşıya geldiği günde Bedir'de kulumuza indirdiğimize iman ediyorsanız ganimeti böyle bölüşün. Allah, her şeye güç yetirendir." (ENFAL 41)

SAVAŞ HUKUKU: Ayet-i kerime ganimetle ilgili... İslam hukukunda, Müslümanların savaş yoluyla gayri müslimlerden ele geçirdikleri esirler ve her türlü mala ganimet denir. Ganimetin beşte biri Allah için değerlendirilir. Kazanılan malın kırkta birinden zekat verilmesini emreden Allah (c.c.) savaşta kazanılan malın da beşte birinin Allah yolunda harcanmasını emretmiştir.

Maalesef insanoğlu dünyaya geldiğinden beri, devletlararası münasebetlerde anlaşmazlıklar yaşanmakta; tehdit, terör, abluka, ambargo, saldırı gibi olayların sonu, savaş olmaktadır. İbn Haldun, savaşın insanlık tarihi kadar eski bir geçmişe sahip olduğunu; insanlar, toplumlar ve devletlerarası anlaşmazlıklar sonucu ortaya çıkan doğal bir gelişme olduğunu söyler.[1]

Hoşumuza gitmese de savaş Allah'ın kanunlarından biridir: "Hoşunuza gitmediği halde savaş size farz kılındı. Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz." [2]Allah'ın kanunlarında, barış ve huzur esas olsa da, zulmedenlere ve fitne çıkaranlara karşı savaş emredilmiştir. İslam savaşta saldırıyı hedeflemez. İslam savaşta zulmü önlemeyi, insanlığın barışını ve huzurunu temin etmeyi hedefler.

Ancak şu husus önemli; Sıcak savaş şahısların değil devletlerin ve orduların sorumluluğundadır. Hiç bir şahıs ve grup; ne bir şahsa, ne bir topluluğa, ne de bir devlete savaş açma yetkisine sahip değildir. Savaş kararı verecek olan; güç ve ordu sahibi devlettir. Resulullah Efendimiz (s.a.v) devlet ve güçten yoksun olduğu Mekke döneminde, her türlü savaş ve çatışma ortamından uzak durmuştur. Ancak hicret sonrası Müslümanlar, Medine'de devlet ve ordu sahibi olunca, savaş izni ve emri gelmiştir. [3] İslam'da Allah için yapılan savaş, 'Cihad' kavramı ile ifade edilir. Cihad sadece devletin silahlı mücadelesini değil Allah yolunda yapılan tüm ferdi ve sosyal etkinlikleri kapsar.

SAVAŞTA 3 ESAS: Resulullah Efendimiz (s.a.v) savaş izni verilen orduya, sıcak savaş öncesi 3 esas koymuştur: "Düşmanla karşılaştığın zaman ona üç seçenek sun. Bunlardan hangisini seçerse sen de kabul et ve onlara dokunma. Onları önce müslüman olmaya çağır, kabul ederlerse onlara dokunma. Eğer kabul etmezlerse cizye vermelerini iste; olumlu cevap verirlerse kabul et ve kendilerine dokunma. Eğer bunu da kabul etmezlerse Allah'tan yardım dileyerek savaş"[4] Savaş Allah'ın kanunlarından biri olduğu için K.Kerim'de savaş hukuku da yer almaktadır.[5] İşte ganimet denilen, savaşta düşmandan elde edilenlerle ilgili bu ayet-i kerime bir hüküm koymaktadır.

Allah'ın ganimetler hakkındaki hükmü şudur: "Savaşta, Allah düşmanlarından elde edilen ganimetin beşte biri Allah yolunda değerlendirilecektir." [6] Allah'ın ganimete ihtiyacı yoktur. Yerde ve göklerde olan herşey zaten Allah'a attir. Ayet-i kerimede ganimet paylarında Allah Teala'nin ismi, hürmeten zikredilmiştir. (YARIN DEVAM EDECEK İNŞALLAH!)


[1] Mukaddime, II, 37

[2] Bakara suresi 216

[3] Hac suresi 39-40/Bakara suresi 190

[4] Müslim, "Cihad", 3; Ebu Davud, "Cihad", 82

[5] TDV, İslam Ansiklopedisi, Savaş, Ganimet

[6] Enfal suresi 41