Çok acayip zeki uygulamaların içinde kendimizi buldukça ağlanacak halimize gülesim geliyor. Covid-19 ile mücadele yapılmak üzere çeşitli tedbirler alınacak, alınıyor bununla ilgili mücadele yapılıyor, kısıtlamalar geliyor dendi, denmesine dendi de hiçbir ciddi önlemlerin alınmadığı görüldü. 'Dağ fare doğurdu.' Paketin içinden çıka çıka okulların kapatılması çıktı. Bu okullar kapatılacaktıysa önceden bir stratejik plan hazırlanmaz mı? Okulların kapatılacağı tek cümle ile ifade edildi, bu gayet doğal ama okulların işleyişinden birinci derecede sorumlu makamlardan işlerin nasıl yürütüleceğine dair ilk başta bir tek kelime bile duymadık uzun bir aradan sonra el al acele bir cümlecik bir açıklama da Milli Eğitim Bakanlığından geldi sonra herkes sustu. Öğretmen olarak beklemeye başladık 'Kervan yolda düzelir.' misali iki gün sonra yarım yamalak bir açıklama daha geldi, Milli Eğitim Bakanlığından. Öğretmen olduğumdan mıdır nedir? Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde içim dolu dolu, gözlerim buğulu, parmaklarım sinirden titriyordu. Bu milleti aptal mı zannediyorlar. Kısıtlama deniliyor? Ne kısıtlaması sadece okulların kapatılması var. Ele gelen, dişe dokunan başka hiçbir şey yok. Covid-19 ile mücadele ediliyormuş gibi yapılıyor, her işimizde olduğu gibi mış gibi yapılıyor. Ülkelerin gelişmesi için çalışan çabalayan, soran sorgulayan, itaat et rahat et meteforunu yaşam felsefesinin merkezinden uzaklaştıran, biat kültürü içinde boğulmayan, ram etmeyen, işleyen demir ışıldar sözüne nazire edercesine beyinlerini çalıştıran bireylere ihtiyaç var. Söz konusu niteliklerde bireylerin hayat bulması ancak ve ancak eğitim ile olur. Eğitim kurumlarının açık olması, eğitim faaliyetlerinin kesintisiz olması o kadar elzem ki Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk 'Memleketimizi, toplumumuzu gerçek hedefe, mutluluk hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, verimlidir, saygıdeğerdir; fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi birbirine üstün tutulur. Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.' Diyerek genç Cumhuriyetin sahiplerine hedef gösterdi, bu sözün rastgele söylenmiş bir söz olduğunu düşünmüyorum.

Eğitimin birçok hedefi var, bunların başında bireylerde davranış değiştirmek gelmektedir. Covid-19 ile veya başka bir illet ile mücadele edilecek ise bireylerde davranış değiştirme süreçlerini işletmek gerek o da ancak ve ancak okullarda yapılacak eğitim ile olur. Bireylerde davranış değiştirme süreçlerini işletmeden okulların kapatılmasıyla Covid-19 veya başka bir lanet ile mücadele etmek mümkün değildir. Okullar kapatıldı, öğrenciler evlere tıkandı ama ikamet edilen sitevari yapılarda kontrolsüz yaşam daha yaygın. Çocuklar insan yavrusu, insan yavrusu da doğal olarak sosyal bir varlık, sosyal varlıklar her ahval ve şerait altında hem cinslerini bulur ve bir araya gelir. Kontrolsüz yaşam stilleri Covid-19 ile mücadele şartlarını daha da zorlaştırmaktadır, bu anlamda okulların sokaklardan daha güvenli olduğunu söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

İçişleri Bakanlığı Covid-19 ile mücadele genelgesi yayınladı, açıklanan genelgeyi açıklamak için ayrı bir genelgeye ihtiyaç duyuluyor. Bununla ilgili sosyal medyada acayip matrak yazılar dolaşmakta, hele hele bir yazı var ki tam da bulunduğumuz ortamı açıklamak için cuk diye oturuyor. 'Bu genelge eğitim kültürü yüksek olan bireyler için yazılmış, acaba bu genelgeyi yazanlar şunu mu amaç edindiler, okuyanlar, ne okuduğunu anlamasınlar, anlamayanlar sokağa çıksın, çıkanlara cezalar kesilsin ve bu cezalar ile bütçe açığı kapatılsın.' Diye de ironi yapılıyor. Kısıtlama ile ne yapıldı? Sadece okullar kapatıldı. Diğer bütün iştigal alanları saat 22:00 ye kadar zaten açık, Allah aşkına cumartesi günü akşam saat 20:00 den sonra kim dışarı çıkacak, ne yapacak, hem bu saatten sonra dışarı çıkan kişiler ne kadar bulaş riski oluşturacak. Hava hem soğuk hem yağışlı bu ortamda hangi sağlıklı ruh yapısına sahip kişiler dışarıya çıkacak ve gezecek.

Okullar kontrollü olarak açık olmalıydı, en kolay şey tek emirle sabilerin açık cezaevlerine konulması. Geleceğimiz çocuklarımızın ruh sağlığı ile bu kadar oynanmamalıydı.