Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de 99 sayısıdır. Bu yazımızda  99 sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız

 koyun (15)

99 KOYUNU OLAN ADAM

“Adamlardan biri şöyle dedi: Bu, kardeşimdir. Onun doksan dokuz koyunu var. Benimse bir tek koyunum var. Böyle iken «Onu da bana ver» dedi ve tartışmada beni yendi.” (Sad 23)

koyun (14)

HZ.DAVUT (A.S)

Bu ayet-i kerimede geçen olay, Hz.Davut zamanında yaşanmıştır. Hz.Davut (a.s) Kuran-ı Kerim’de ismi geçen, İsrailoğulları’na gönderilen bir peygamberdir. Hz.Davud’a, Zebur isimli ilahi bir kitap indirilmiştir.

Davud ismi, İbrânîce’de “en çok sevilen kişi, göz bebeği” anlamına gelir. Günümüzde Yahudi ve Hristiyanlar bu ismi David şeklinde kullanmaktadırlar. Hz. Davut, Hz. Süleyman’ın da babasıdır. Aynı çağ ve toplumda peygamberlik yapmışlardır.

Hz.Dâvud’un konuşması ve sesi çok güzel idi. Bu sebeple güzel ve tok sesler “Davudi ses” olarak tanımlanmıştır. Hüküm ve hikmet sahibi idi. Herkes O’na danışır ve O’nun hükmü ile hareket ederdi. Dağlar ve kuşlar, Hz.Davud’un emrinde idi. Hz.Davut onlarla konuşur ve emri altına alırdı.

Hükümdar peygamberlerdendir. Yönetiminde büyük bir ülke ve güçlü bir ordu vardı. Hz.Davut hükümdar olmasına rağmen kendi alın teri ile çalışıp geçimini sağlardı. Mesleği demircilikti.

Tarihte ilk demir zırhı yapan Hz. Davut’tur. Genç yaşta Talut’un ordusuna katılarak, zalim Calut’u sapan taşı ile öldürmesi Bakara suresinde anlatılmaktadır. Câlût’u öldürmesinden sonra Hz.Dâvûd’a, hem hükümdarlık hem de Peygamberlik nasip olur.

koyun (13)

HZ.DAVUD’UN EMEĞİ, NAMAZI VE ORUCU

 Resulullah Efendimiz (s.a.v) çalışmak konusunda Hz.Davud’u örnek vererek şöyle buyurmuştur: “İnsanın yediğinin en güzeli kendi kazandığıdır. Allah’ın nebîsi Dâvûd kendi elinin emeğinden başkasını yemezdi”

Resulullah Efendimiz (s.a.v) Hz. Davut hakkında şöyle buyurmuştur: “Allah yanında namazın en çok sevileni, Davud’un namazıdır. Yine Allah yanında orucun en çok sevileni, Davud’un orucudur. O, gece yarısına kadar uyur, üçte birinde kalkıp namaz kılar; geriye kalan altıda birinde uyurdu. Bir gün oruç tutar, bir gün iftar ederdi.”

İbn Abbas (R.A.) diyor ki: “Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.), Sâd sûresini okuyup secde ettikten sonra şöyle buyurdu: «Dâvud (a.s.) bunu tevbe secdesi olarak yaptı; biz ise şükür secdesi olarak yapıyoruz”

koyun (13)

KOYUNLARA SAHİP 2 ADAMIN HİKÂYESİ

Hz. Dâvûd (a.s.) bir gece ibadetle meşgul iken iki adam, bulunduğu yerin duvarını aşarak ansızın O’nun karşısına çıkmışlar. Hz.Davut (a.s) onları düşman zannederek başta kormuştur.

Tefsirlere göre bu iki adam, insan kılığına girmiş 2 melektir. Bu iki meleğin Hz.Cebrail ve Hz.Mikail olduğunu nakledenler de var. Bu ziyaretin amacı manevi eğitim ve uyarıdır.

Yaşanan olayı anlamak için Sad suresinden ilgili ayet-i kerimeleri paylaşalım: “Davacıların hikâyesi sana ulaştı mı? Bu adamlar mabedin duvarına tırmanıp Davud’un yanına girmişlerdi.

Dâvûd onları görünce telaşlanmıştı. “Korkma, dediler, birimizin diğerini haksızlık etmekle suçladığı iki davacıyız biz. Aramızda âdil bir hüküm ver; doğruluktan sapma, bize de doğru yolu göster.” “Şu adam benim kardeşim. Onun doksan dokuz koyunu, benim ise bir tek koyunum var. Buna rağmen ‘Bunu da bana ver’ dedi ve bu tartışmada bana baskın çıktı.”

Dâvûd şöyle dedi: ‘’Senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle doğrusu sana karşı haksızlık etmiştir. Zaten aralarında ortaklık ilişkileri bulunanların çoğu birbirine haksızlık ederler; yalnız iman edip iyi işler yapmakta olanlar böyle değildir; ama onlar da o kadar az ki!”

“Dâvûd kendisini sınadığımızı anladı. Bunun üzerine Rabbinden kendisini bağışlamasını dileyerek secdeye kapandı, O’na yönelip tövbe etti. Biz de yaptığım kendisine bağışladık. Kuşkusuz yanımızda onun yüksek bir makamı, güzel bir geleceği vardır.”

Anlaşılan şudur ki; bu iki adamın davasında, Hz. Davud (a.s) kendi işlediği bir hatanın da farkına varmış ve tevbe etmiştir. Kıssada geçen Hz.Davud’un hata ve tevbesi şu şekilde açıklanabilir: Hz. Dâvûd sadece davacıyı dinleyip hüküm vermiş, davalıyı dinlememiştir. Hz.Davud daha sonra bu tutumunun adil olmadığını düşünerek tövbe etmiştir.

koyun (12)

ORTAKLIĞA DAİR

Bu kıssada almamız gereken bir mesaja odaklanalım: Koyun bu kıssada misal olsun. Koyun yerine para, altın, arsa, arazi, mal, mülk, makam, kadın

koyalım. Kardeşlik, dostluk güzel bir nimet… Ancak dostluklar ve ortaklıklar dünya malı ile sınandığında bütün güzellikler kayboluyor. Bir kardeş düşünün, 99 koyunu var. Doymamış, kardeşinin 1 koyunu var, ona da göz dikmiş. Onu da ele geçirmeye çalışıyor. Üstelik hem suçlu hem güçlü… Bu adalet midir?

Özellikle miras paylaşımlarında, akrabalar arasında, bu tabloyu yaşatanlar yok mu? Ekonomik hayatta ortaklık bozulduğunda, ‘hep bana, hep bana’ anlayışıyla zalimleşenler yok mu? Ben Müminim diyen, Allah korkusu varsa, başkasının hakkını, böyle haksızca yiyebilir mi?

Hz.Davut (a.s) ortaklığın kaderini ne güzel tanımlamış: “Dâvûd şöyle dedi: ‘’Senin koyununu, kendi koyunlarına katmak istemekle, doğrusu sana karşı haksızlık etmiştir.

Zaten aralarında ortaklık ilişkileri bulunanların çoğu, birbirine haksızlık ederler; yalnız iman edip iyi işler yapmakta olanlar böyle değildir; ama onlar da o kadar az ki!”

Sırrını ve hatasını Allah (c.c.) bilir. Hz.Davut bu davadan kendine de pay çıkarırır, ders alır ve hatasını anlar. Tekrar ayet-i kerime’ye bakalım: “Dâvûd kendisini sınadığımızı anladı. Bunun üzerine Rabbinden kendisini bağışlamasını dileyerek secdeye kapandı, O’na yönelip tövbe etti. Biz de yaptığını kendisine bağışladık.” Sad Suresi 21-25

koyun (11)

HZ.DAVUD’A İFTİRA ATANLAR

 

 Bu kıssa münasebetiyle Yahudiler ve Hristiyanlar tarafından, birçok çirkin sözler edilmiş, masallar uydurulmuş, Hz.Davut’a iftiralar atılmıştır. Yahudiler, Hz.Davud’un 99 hanımı olduğu ve 100. hanımını almak için hileye başvurduğu iftirasına, kaynaklarında yer vermişlerdir.

Bu sebeple Hz. Ali: “Her kim Davud hadisesini, hikâyecilerin uydurduğu gibi anlatırsa ona yüz altmış değnek vururum.” Diyerek uyarıda bulunmuştur. Bu ceza, Kuran’daki iftira cezasının 2 katıdır.

Bu konuda paylaşabileceğimiz rivayet şöyledir: Bulunduğu zaman ve toplumda hükümdarlık sahibi olan Hz. Davud’a, tavsiye edilen bir hanım vardır. O hanıma daha önce başkası talip olmuştur. Hz. Davud, kadına talip olan şahsa; “Ondan vazgeç onu ben alayım” der. Hz. Davud’un yaşadığı toplumda böyle bir teklif, örf ve adetlere uygundur. Ancak bu girişim üzerine Hz.Davut, ilahi uyarı alır. O da hatasını anlayıp tevbe etmiştir.

Hz.Davut’un, Allah’ı çok zikrettiğine, İbadete çok düşkün olduğuna ve günah işlemekten titizlikle kaçındığına; Allah (c.c.), Elçisi (s.a.v) ve Kitabı Kuran-ı Kerim şahittir. Bu konuda başka bir söze de gerek yoktur. Allah’ın, insanlardan seçtiği elçileri de kul olmaları sebebiyle hatasız değildirler. Ancak Peygamberlerin insani yönlerinden kaynaklanan bu hata ve kusurları, Allah’ın kontrol ve terbiyesi altındadır. Peygamberler, günahlardan korunmuşlardır. Buna İsmet denilir. Peygamber hatalarına da zelle ismi verilmiştir.

Bu bölümü, İbn Kesîr’den anlamlı bir rivayetle bitirelim: Ebû Zür’a, Velîd b. Abdülmelik’in huzuruna girdi. Velîd ona dedi ki: “Halîfe hesaba çekilecek mi?” bunu bana bildir. Çünkü sen Kur’an’ı okumuş ve fakîh olmuşsun.”

Ebû Zür’a dedi ki: “Ey Mü’minlerin emîri! Söyleyeyim mi?” O da: “Söyle, sen Allah’ın emânındasın.” Ebû Zür’a şöyle dedi: “Ey mü’minlerin emîri! Allah katında sen mi daha değerlisin, yoksa Dâvûd’mu?(a.s.) Şüphesiz Allah O’na hem peygamberlik, hem de halifelik verdi.

Sonra onu Kitabında şöyle tehdit etti: “Ey Dâvûd! Biz seni yeryüzünde halîfe yaptık. O halde insanlar arasında adaletle hükmet. Hevâ ve hevese uyma. Sonra bu seni Allah yolundan saptırır...”

koyun (7)

HÜLASA: İnsan neden böyledir, Can? 99 koyunu vardır. Onları bırakır da kayıp 1 koyunun peşine düşer. İnsan neden doymaz, Can? 99 koyunu vardır. Onlara şükretmez de, kardeşindeki 1 koyuna göz diker.

koyun (6)

99 SAYISINA HADİS-İ ŞERİFTEN ÖRNEK:

 “Allah (c.c.), gökleri ve yeri yarattığı gün yüz rahmet yaratarak onlardan bir rahmeti yerde kıldı. İşte anne, yavrusuna, hayvanlar birbirine ve kuşlar birbirine bu rahmetle şefkat ederler. Allah, doksan dokuz rahmeti de kıyamet gününe erteledi. Kıyamet günü olunca Allah yüz rahmeti bu rahmetle tamamlar”

“Allah’ın doksan dokuzismi vardır, bunları kim ihsa ederse cennete girer.”

koyun (3)

Sayısız çiçeği koparmıştır dalından

Çiçeği dikeni birdir dünyanın

Kurtul boynuna dolanan bağından

Malı mülkü oyundur dünyanın

Rızkın hazır, doğduğunda anandan

Ekmek kavgası boştur dünyanın. ATB

koyun (2)

Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları

Editör: AYHAN BAYRAKTAR