Kuran-ı Kerim’de geçen sayılardan biri de bin sayısıdır. Bu yazımızda bin sayısının geçtiği ayet-i kerimenin tefsirini paylaşacağız.
BİN YIL TUTAN BİR GÜN
“Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bütün bu işler, sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde, O’nun huzuruna çıkar.” (Secde 5)
BİN YILLIK 1 GÜN
Bin yıl tutan bir gün… Biz, bin gün sayarız, başka bir alemde o bir gündür.
Allah var olan her şeyin sahibidir. Gökte ve yerde ne varsa, her şeyi yaratan, yaşatan, kontrol eden O’dur. O’nun izni olmadan yaprak dahi kıpırdamaz.
Allah hesap gününün de sahibidir. O gün, yaşayan herkes ve yaşanan her şey, 0’nun huzurunda toplanır.
Bizim için 1000 günlük olan işler ve hesaplar, Allah için bir gün ya da bir an bile sürmez. Zaman da Allah’ın dilemesi ile olur. İster bir anda, ister bir saatte, ister bir günde takdir eder Allah işini… Allah, “Ol” der, olur.
Bizim hesabımızla 1000 yıl tutan bir günde, bütün işler olup bitiyor. Allah’ın kudretini düşünebiliyor muyuz? Allah’ın işleri, yeryüzünün saat ve takvimine bağlı değildir. Kullar, yeryüzünün zamanına bakarak Allah’ın işleri konusunda gaflette olmasınlar.
Ku’ran dili uzmanları derler ki; “Bin seneden maksat, pek uzun bir zaman demektir. Arap dilinde bin sayısı, sayı mertebelerinin nihayeti sayılır.” Biz de Türkçemizde bir şeyin çokluğunu ifade etmek için 1000 sayısını kullanırız. Örneğin: “Bin defa söyledim” deriz.
BİN YILLIK BİR MESAFE
Mücahid, Katade, Dehhak ve İkrime gibi Müfessirler bu âyet-i kerimeyi şöyle açıklamışlardır: “Allah’ın emri, gökten yere iner ve yerden de göğe çıkar. Bu, bir gün içinde gerçekleşir. Bu bir günde, dünya günlerine göre bin yıllık bir mesafe alınır. Zira gökle yeryüzünün arasındaki mesafe beş yüz yıldır. Böylece Allah’ın emrinin, yeryüzüne gelip tekrar geri dönmesi, bin yıllık zamana eşittir. İşte dünya gününe göre bin yıl olan bu mesafe, tek bir günde alınır.”
Abdullah b. Abbas (r.a) da bu âyet-i şöyle izah etmiştir: “Allah, gökten emirlerini, melekleri vasıtasıyla yeryüzüne gönderir. Sonra melekler bir günde Allah’ın huzuruna dönerler. Bunların bu bir günde aldıkları mesafe, dünya günlerinin bin yılına eşittir.”
Mücahid’den nakledilen görüşe göre ise âyetin manası şöyledir: “Allah, göklerle yer arasında bulunan şeylerin bin yıllık işini, meleklerine bir günde emreder. Bin yıldan sonra tekrar bin yıllık işi, bir günde emreder ve böylece devam eder.”
Bir başka açıklama da şöyledir: Kıyametin elli bin konumu vardır ve her bir konum bin yıldır. İşte “melekler, zamanı elli bin yıl olan bir günde ona yükselirler” ayet-i kerimesinde geçen 50 bin yılın anlamı budur.
MELEKLERİN HIZI
Hülasa: Bin yıllık sürenin bir anda veya bir günde alınması; hem kâinatın büyüklüğü hakkında bizleri hayrete düşürüyor, hem de meleklerin hızı hakkında fikir veriyor.
Işık hızı, ses hızı, diğer hızlar, meleklerin hızı yanında yavaş kalıyor. Allah’ın kat kat, aşama aşama öyle sır âlemleri var ki, meleklerin bunlara ulaşması birinde bin yıl sürüyorsa, bir başkasında elli bin yıl sürmektedir.
Yani hem Kıyamet gününün miktarında, hem de alemler arası mesafelerde, dünya hesabıyla bin yıl olan gün de vardır, elli bin yıl olan gün de vardır. Bilmediğimiz nice zamanlar, nice alemler var Can!
Kaynak: Sayıların Tefsiri, Ayhan Talha Bayraktar, Ravza Yayınları
YAPAY ZEKANIN METNİ YORUMU:
Yukarıda verilen metin, Kuran-ı Kerim'in Secde Suresi'ndeki 5. ayeti olan "Allah, gökten yere kadar her işi düzenleyip yönetir. Sonra bütün bu işler, sizin sayageldiklerinize göre bin yıl tutan bir günde, O’nun huzuruna çıkar." ayetine dair bir tefsirdir.
Bu tefsir, zamanın kavramsal bir olgu olduğuna ve insanların algısının kısıtlı olduğuna dikkat çekerken, evrenin ve meleklerin gerçek boyutunu ve hızını öne çıkarır.
Bazı anahtar noktaları şunlardır:
1. **Bin Yıl Tutan Bir Gün**: Bu ifade, zamanın kavramsal doğası ve Allah'ın kudreti hakkında bir bilgi verir. İnsanlar için bin yıl gibi uzun süren bir dönem, başka bir boyutta sadece bir gün olabilir.
2. **Meleklerin Hızı**: Meleklerin hareket hızı, ışık veya ses hızından çok daha hızlıdır. Bu da onların evrende ne kadar hızlı hareket edebileceği hakkında bir fikir verir.
3. **Zamanın Göreceli Doğası**: Kıyamet gününün 50.000 yıllık süresi, evrenin zamanı nasıl algıladığına dair bir fikir verir. İnsanlar için bu çok uzun bir süre gibi görünebilir, ancak evren için bu sadece bir gün olabilir.
4. **Ayetin Yorumları**: Metinde, İslam bilginlerinin bu ayeti nasıl yorumladığına dair çeşitli görüşlere yer verilmiştir. Her bir yorum, ayetin anlamını daha derinlemesine kavramamıza yardımcı olabilir.
5. **İnsan Algısının Sınırlılığı**: Bu tefsirde öne çıkarılan bir diğer konu da insan algısının sınırlılığıdır. İnsanlar, evrenin genişliği ve zamanın göreceli doğası hakkında sınırlı bir anlayışa sahiptirler.
Özetle, bu metin, zamanın göreceli doğasını, Allah'ın kudretini ve evrenin sırlarını vurgulamaktadır. Bu, okuyucuların evrenin boyutunu ve zamanın göreceli doğasını daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir.