Orhan Gâzî’nin, İnegöl merkezindeki kayıtlara geçen tek hizmeti; Zaviyeli-Mescid için İrmiyâz/ Atışalanı yöresinde yer alan bir hizmet dirliği tahsis eylemesidir. Bu cümleden olmak üzere; Yenişehir ilçesine bağlı Lala Karyesi geliri ile İnegöl’de İrmiyâz/Atışalanı mevkiindeki İldeniz Çiftliği bu zaviye hizmetlerine tahsis olunmuştur.
Murad Hüdavendigâr devrinde de Anastas / Elestos ve Enestos gibi isimler altında tarihî belgelere geçen günümüz Akbıyık, Tekke ve İskâniye/Cemiyet köylerinin bulunduğu saha, Akbıyık sultan adıyla şöhret bulan Ahmed Şemseddin Efendiye mülk olarak tahsis olunmuştur. Bu zat da söz konusu mülk-araziyi Bursa’daki tekke ve zaviyesine vakfeylemiştir.
Açık-seçik görülüyor ki, İnegöl yöresinde imar faaliyeti, adım adım gelişmiş ve çevreden merkeze doğru bir yol izlemiştir. Yıldırım Beyazıt devrine gelince Kurşunlu Köyü’ndeki imar faaliyeti ile –eş zamanlı olarak-İnegöl’e de devlet eliyle imar faaliyeti, girmiştir.
Kurşunlu Köyünün stratejik konumu
Kurşunlu Köyü, stratejik konumunu, tarih boyunca sürdürmüştür. Şöyle ki: Selçuklular zamanında Selçuklu başkenti Konya ile Laskarisler döneminde Bizans başkenti olan İznik arasında en kısa ve kestirme Posta yolu, Mezit Boğazı’ndan geçmekteydi. Kurşunlu Köyü güzergâhını izleyerek Süpürtü-Olukman köylerini aşarak İznik’e ulaşmakta idi.
Tarihî İpek Yolu ile adı geçen Posta yolunun kesişim noktasında yer alan Kurşunlu Köyü, büyük önem taşıyordu. Diğer yandan Mezit Boğazı’nın, İnegöl Ovası’na bağlandığı noktada kurulan Kınık Köyü ile irtibatlanan Kurşunlu Köyü, arada kalan Özlüce-Rum Köyü’nün, sür‘atle Türkleşmesine vesile olmuştur.
Çünkü Osmanlı Devleti’nin Türkleştirme stratejisinde sürgün/ mecburi iskân politikaları uygulandığı gibi Kurşunlu-Kınık Köyleri örneğinde görüldüğü gibi Çevreden kuşatma politikaları da uygulanmıştır.
Bu konuda uygulanan bir diğer sistem de Kama/Yarma sistemi’dir ki Edebey Köyü’nün kuruluşu da buna örnektir.
Yıldırım Beyazıt’in oğulları arasında başlayan ve on yıl kadar süren şehzâdeler arası iktidar mücadeleleri’nde de İnegöl yöresi, hassasiyet arzetmiş ve yakın çevresinde yer alan derbentler, büyük önem kazanmıştır. Yavuz Sultan Selim’in Çaldıran Seferi’ne çıkarken Yunus ve Hüseyin Paşa’ların tekliflerine dayalı olarak Domaniç Derbendi ile Ahî Derbendi’nde personel takviyesine ve de yeni düzenlemelere gittiklerini, belgelerden, anlamaktayız.
Kurşunlu Belediyesi
Günümüzdeki Kurşunlu Kasabası’na gelince; 1965 yılından itibaren Belediye olmuştur. İki mahalleden oluşmuştur. Mahalleler, farklı mezhebî meşrebe sahiptirler. 1990 yılı, ölçü alındığında, kasaba nüfusu, 3406 kişidir. Belediye personeli, başkan ve bir de başkâtip olmak üzere 1990 yılı itibariyle 14 kişidir.
Bursa-Eskişehir yol güzergâhı, Mezit Boğazına kaydırılınca eski yol güzergâhında kalan Kurşunlu sapa yerde kalmıştır. Bu nedenle de hem sosyal açıdan hem de ekonomik açıdan aktivitesi azalmıştır.
Kanaatimizce kaybettiği aktiviteyi kazandırmak için Belediye, Kurşunlu’da, Kültür Turizmi diyebileceğimiz bir faaliyet içine girmelidir. Bunun için de Yıldırım Beyazıt Kervansarayı’nı-aslına uygun bir şekilde ihya ederek kültür merkezi yapmalıdır. Bölge ve hatta ülke çapında sosyal ve ekonomik amaçlı toplantıların yapılmasına imkân hazırlayarak Kurşunlu Kasabasına, bir kongre merkezî olma hüviyeti kazandırmalıdır. Asırlar boyu derbentçilik hizmeti yaparak devlet ile iç içe yaşayan Kurşunlu’lara yaraşan da budur.
İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Türk Sanat Tarihi Enstitüsü’nce 1963 yılında “I “seri numara ile yayımlanan ve İstanbul’da Ersoy Matbaasında bastırılan Türk San’at Tarihi Araştırma ve İncelemeleri adlı kitabın, 198 ve 199 uncu sayfalarında yer alan Yüksek Mimar Prof. Ali Saim Ülgen’in, İnegöl’ün Kurşunlu Âbideleri ana başlığı altında kaleme aldığı değerli makale ile Vakıflar Genel Müdürlüğü yayınları arasında neşredilen Türkiye’de Vakıf Eserler ve Eski Âbideler isimli kaynak eserin 4 üncü cildinin 138-140 ıncı sayfalarında yer alan inceleme yazısının bazı bölümlerini aktararak Kurşunlu konusunu bitirmek istiyorum:
“İnegöl’ün Kurşunlu Âbideleri (A. S. Ülgen) Bursa İli’nin en verimli ve zengin bir bölgesi olan İnegöl Ovası’na Ahî Dağı’nın virajlarından yavaş yavaş inilirken; kışın sisleri, yazın buharlı havası içinde ilk defa görünen şey, Kurşunlu Kasabası’nın merkezindeki cami ve onun tuğladan yapılmış zarif minaresidir. Uzaktan yarattığı siluetiyle insanı cezbeden bu bina, asfaltın güneyine ve yolun hemen yakınına rastlamasına rağmen sanat tarihi yönünden bugüne dek hiçbir yerde tanıtılmış değildir.
Bütün özellikleriyle bu binanın Murâd-ı Hüdavendigâr veya Yıldırım Beyazıt devrine yani XIV üncü yüzyılın sonuna rastlayan bir tarih içinde yapıldığı kanısındayız. Filhakika civarda bulunan diğer bir eser de hemen aynı karakteristiği ihtiva etmekle bu bölgenin, îmarıyla ilgili tarih, daha çok kesinleşmektedir.
Türk sanatının, ikinci beylikler devri Osmanlı çağının ilk yapıları arasında hususiyetlerini az- çok muhafaza etmiş binalardan mâdut olan bu eser, sanat tarihçilerinin (T) tipi diye adlandırdıkları bir plana sahiptir. Fakat bu plan, gerek İznik ve gerekse Bursa’daki örneklere nazaran bir vahdet ifade etmekten ziyade birbirlerine eklenmiş hacimler şeklini almıştır
Camiin kuzeyinde ve asfalt yol’un hemen yanında, maalesef, bugün harabesi dahi kalmamış bulunan kervansaray bakiyesi, 20 yıl öncesine kadar görülmekte imiş. Bu kervansarayın 8 kilometre güneydeki Orta Köy’ün doğusunda bulunan diğer bir kervansaraya benzediğini hatırlamaktayız.”
Bir yüksek mimar gözüyle Kurşunlu-Yıldırım Beyazıt Zaviyeli Camii’ni tetkik ve tasvir eden Ali Saim Ülgen üstadımız, makalesinin devamında Orta Köy, Karaca Bey Kervansaray’ını tetkik eylemiş ve her ikisinin, rolevelerini ve de detay resimlerini makalesine eklemiştir. Halk, bu camiye İmaret Camii veya Fatımetü’zZehra Camii demektedir.
Kent Rehberinde Kurşunlu
Son bilgileri İnegöl Kent Rehberinden paylaşalım:
“Kurşunlu, tarihte önemli bir ticaret güzergâhı noktasıdır.Kasabanın en önemli mesire yeri Bakmaca mevkiidir. Bu bölgede bulunan türbede yatmakta olan Bakmaca Dede adına her yıl Mayıs ve Kasım aylarında anma etkinlikleri düzenlenmektedir
Türbenin bulunduğu alanda cilt hastalıklarına iyi geldiği söylenen bir maden suyu kaynağı ve bu suyun oluşturduğu küçük bir traverten sahası bulunmaktadır. Kurşunlu’nun 3 km batısında 150 m çapında 2 m yüksekliğinde bir höyük mevcuttur.
Tarım faaliyetinin yoğun şekilde gerçekleştirildiği kasabada aynı zamanda Çilek Mobilya,Freşa Maden Suyu ve CP Yem gibi tanınmış frmaların fabrikaları da yer almakta ve bölge halkı için önemli bir istihdam sağlamaktadır.Ayrıca Kurşunlu’da bir adet sulama göleti bulunmaktadır.
RECEP AKAKUŞ HOCANIN ESERİNDEN
DERLEYİP YAYINA HAZIRLAYAN AYHAN BAYRAKTAR