Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, “Kökenini kardeşlik, eli açıklık, cömertlik sözcüklerinden aldığı bilinen Ahilik; Anadolu’da dayanışma, dürüstlük, misafirperverlik, şefkat ve merhamet kavramlarını uygulamayı ödev bilen, ahlaki bir sosyoekonomik model oluşturdu. Ne mutlu ki Ankara’mız, 64 yıl süren Ahi cumhuriyeti özelliklerini hala taşımaktadır. Başkentimize yakışan ruh budur” dedi.
Ankara’nın başkent oluşunun 101. yıldönümü sebebiyle ABB Başkanı Mansur Yavaş ve eşi Nursen Yavaş’ın ev sahipliğinde bir resepsiyon düzenlendi. Programda gösteri yapan seğmenlere eşlik eden Başkan Yavaş, yaptığı konuşmada Ankara’nın başkent olma sürecinin sadece bir coğrafi konum tercihi değil, bağımsızlık mücadelesinin ve yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin inşa sürecinin simgesi olduğunu söyledi. Başkan Yavaş, “Kentimiz 1290 yılından itibaren 'Ahi cumhuriyeti başkenti' oldu. Kökenini kardeşlik, eli açıklık, cömertlik sözcüklerinden aldığı bilinen Ahilik; Anadolu’da dayanışma, dürüstlük, misafirperverlik, şefkat ve merhamet kavramlarını uygulamayı ödev bilen, ahlaki bir sosyoekonomik model oluşturdu. Ne mutlu ki Ankara’mız, 64 yıl süren Ahi cumhuriyeti özelliklerini hala taşımaktadır. Başkentimize yakışan ruh budur. İşte tüm bu nedenlerle şüphesiz ki tarih boyunca önemli bir merkez olan Ankara’nın kaderinde ve nihayetinde başkent olmak vardı. Ankara, Cumhuriyetimizin kalbi olarak tarihteki yerini alırken, bu süreçte seğmenlerimizin büyük katkısı yadsınamaz. Onlar, yalnızca güvenlik ve düzen sağlamakla kalmamış, aynı zamanda milletimizin moral kaynağı olmuşlardır. Seğmenler, cesaretleri ve bağlılıklarıyla Ankara'nın başkentlik yolculuğunda önemli bir sembol oluşturmuşlardır. Bugün bizler, onların mirasını yaşatmak ve Cumhuriyetimizin değerlerini gelecek nesillere aktarmak için elimizden geleni yapıyoruz. Seğmenler, geçmişimizde olduğu gibi geleceğimizde de ışığımız olmaya devam edecektir. Stratejik konumu, işgal güçlerinden uzak ve merkezi oluşu milli mücadelenin merkezi haline gelmesini sağladı. Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı bu şehirden yönetti ve bu yüzden Ankara, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin kalbi oldu” diye konuştu.
“Bu şehirde bir bulvar üzerinden bile Cumhuriyet ruhunun anlaşılması mümkündür”
Ankara’nın başkent ilan edilmesinin sadece bir şehrin başkent yapılması değil, yeni Cumhuriyet’in modern, bağımsız ve çağdaş kimliğinin bir ifadesi olduğunu belirten Yavaş, “Ankara, Türkiye’nin çağdaş uygarlık yolundaki simgesi olarak bu misyonu üstlendi ve Türkiye’nin tarihindeki dönüm noktalarının merkezi haline geldi. Ankara, Cumhuriyetimizin merkezi olmasının yanı sıra, tarih boyunca pek çok medeniyete de ev sahipliği yapmıştır. Bu bağlamda zengin bir şehir olan Ankara’nın başkent olması da tesadüfi değildir. Hititler, Frigler, Romalılar ve Osmanlılar gibi birçok medeniyet, başkent Ankara’da bulundu ve her bir uygarlık Ankara’yı kendi tarihiyle zenginleştirdi. Dünya üzerinde her kente nasip olmayan başkent unvanı, Ankara’mıza verileli bir asrı geçti. Aradan geçen 101 yılda Ankara’nın cumhuriyete yakışır değerler ürettiğini ve Cumhuriyetin başkenti özelliklerini koruduğunu görebiliriz. Biliyoruz ki bu şehirde bir bulvar üzerinden bile Cumhuriyet ruhunun anlaşılması mümkündür. Atatürk Bulvarı üzerinden cumhuriyetin kuruluş ve aydınlanma felsefesini; Birinci ve ikinci Meclis binasından cumhuriyetin parlamenter sisteme verdiği önemi; İş Bankası, Merkez Bankası, Ziraat Bankası binalarından cumhuriyetin finans politikalarını; Sümerbank binası üzerinden üretim politikasını; Ankara Radyosu üzerinden iletişim politikasını; opera binası üzerinden kültür politikasını; Olgunlaşma Enstitüsü üzerinden kadınların eğitimine verilen önemi; Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi ile eğitime verilen önemi; Sağlık Bakanlığı eski binasıyla Cumhuriyetin sağlık politikasını; Yargıtay binasıyla adalet politikasını; elçilik binalarıyla ülkenin dış politikasını; Ulus, Opera, Sıhhiye, Kızılay Meydanları ile demokrasi ve özgürlük anlayışını; Çankaya Köşkü ile sadelik ve vakur, kararlı duruşu okuyabilmekteyiz. Bu nedenle meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütlerinin de destekleriyle Ankara’nın modern bir başkent olarak inşasını şekillendiren planlama ve mimari mirasının dünyadaki benzer örnekler gibi kapsamlı şekilde ve UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dâhil edilecek nitelikte korunabilmesi bizim de önceliğimizdir” ifadelerini kullandı.
"Ankara’da adım attığımız her yerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izleri bulunmaktadır"
Cumhuriyet ruhunun tarıma yapılan yatırımlarla, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki yeşil alanların korunması ve geliştirilmesiyle, Çubuk Barajı, BAKAP gibi çeşitli projelerle devam ettiğini kaydeden Yavaş, “Ankara’da adım attığımız her yerde Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ayak izleri bulunmaktadır. Bugün bize miras bıraktığı eserlerin birçoğunu kullanırken bunu büyük bir minnetle hissetmekteyiz. Belediye olarak, bu değerleri yaşatmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Yeni yeşil alanlar, yollar ve altyapı projeleriyle Ankara’yı daha yaşanabilir bir şehir hâline getiriyoruz. Tarihi miraslarımızı restore ederken, kırsal kalkınma projeleriyle de üreticilerimize destek veriyoruz. Özellikle Başkentli hemşehrilerimiz için geliştirdiğimiz sosyal projelerle kentimizi geleceğe taşıma hedefindeyiz. Bugün Ankara’mız sadece idari bir başkent değil, altı milyonluk nüfusu, planlı yapısı, anıtsal yapıları, çağdaş kültür merkezleri, modern çarşıları, üniversiteleri, sağlık kuruluşları, organize sanayi bölgeleri, teknoparkları ve yeşil alanları ile dünyada adından söz ettiren model bir başkent olmuştur. Ben ve çalışma arkadaşlarım da görevde bulunduğumuz altı yıla yakın süreçte tarihi sorumluluğumuzun farkında olarak başkentimize layık hizmetler sunmak için var gücümüzle çalışıyoruz. Son beş yılda 15 milyon metrekare yeni yeşil alan inşa ettik. Dünyanın en büyük Tarım Kampüsünü şehrimize kazandırdık. Ankara Kalesi ve çevresindeki yüzlerce tarihi yapıyı restore ederek tarihi ve modernliği uyumla bir araya getiriyoruz. Tüm dünyada ilgi ile izlenen yüzlerce sosyal projeyi yürürlüğe koyarak başta dezavantajlı kesimler olmak üzere halkımızın hiçbir konuda kendisini yalnız hissetmemesini sağlıyoruz” açıklamasında bulundu.
“Ortak akla ve iyi yönetişime büyük bir değer veriyoruz”
Uluslararası iş birliğine büyük önem verdiklerini ve dünyanın dört bir yanındaki 53 başkent ile kardeş şehir ilişkilerini sürdürdüklerini aktaran Yavaş, Covid-19 pandemisi döneminde oluşturdukları başkentler ittifakı sayesinde dünya genelinde pandemiyle mücadele konusunda güçlü bir dayanışma sağladıklarını belirtti. Yavaş, kent diplomasisi aracılığıyla bir yandan kardeş şehirlerle kültürel etkinlikler düzenleyip barış ve kardeşlik anlayışını pekiştirmeye çalışırken, diğer yandan ekonomik faaliyetleri canlandırarak başkentlilerin refahını artıracak iş forumlarına büyük önem verdiklerini açıklayarak şöyle devam etti:
“Bu çalışmalarımızı, şehrimizin ekonomik paydaşları olan Sanayi ve Ticaret Odaları ile iş birliği içinde yürütüyoruz. Ortak akla ve iyi yönetişime büyük bir değer veriyoruz. Savaşların ardı ardına devam ettiği yakın coğrafyamıza İsrail’in Filistin ve Lübnan’a saldırılarına dikkat çekmek istiyorum. Gazze’deki durum, tüm insanlık için derin bir üzüntü kaynağıdır. Sivil kayıplar, özellikle çocuklar ve kadınlar üzerinde büyük bir etki oluşturmaktadır. Bu yaşananlar, uluslararası hukuka ve insan haklarına açıkça aykırıdır. Barışın sağlanması için acilen diyalog ve uzlaşıya ihtiyaç vardır. Uluslararası toplumun insani yardımları hızlandırması ve bu trajediyi sona erdirmek için ortak çaba göstermesi elzemdir. Her bir canlının yaşam hakkına saygı gösterilmeli ve geleceğimizin teminatı olan çocuklar için güvenli bir ortam sağlanmalıdır. Unutmayalım ki barış, yalnızca bir hedef değil, aynı zamanda insanlık onurunun gereğidir. Tüm ülkeleri, bu trajediyi durdurmak için dayanışmaya ve adaletin sağlanmasına davet ediyoruz. Birlikte daha güvenli bir gelecek için el birliğiyle çalışalım. Nitekim bu noktada fikrimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ifade ettiği gibi 'Yurtta barış, dünyada barış'tır. Göreve geldiğimiz günden beri tarihi sorumluluğumuzun farkında olarak Atatürk’ün bizlere bıraktığı bu mirasa ve 'gönlünde özel bir yeri olduğunu' ifade ettiği Ankara halkına layık olmak için var gücümüzle çalışmayı sürdüreceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle başta Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, Ankara’nın başkent olmasına katkıda bulunan tüm devlet adamlarına, kurtuluş kahramanlarına ve aziz şehitlerimize şükranlarımı sunuyorum. Ankara’nın başkent oluşunun 101. yıl dönümünü kutlamak için burada bulunan siz değerli dostlara teşekkür ediyor, bu geleneğin gelecek yıllarda da devam etmesini diliyorum. Hep birlikte Ankara’yı örnek bir başkent yapma arzusuyla nice yıllara ulaşmayı umuyorum."