MESELE SAMİMİ OLMAKTA

Özer Yılmaz yazdı

Abone Ol

7 Ekim 2023 tarihinden beri Gazze’de sistemli olarak Filistinliler üzerinde bir soykırım uygulaması yapılmakta. Ben bunun daha da ileri boyutlu olduğunu düşünenlerdenim. İsrail Devletinin Filistinliler üzerinde uyguladığı sistemli soykırım uygulaması 1947 yılından beri devam etmekte.

Bu Yargıya nasıl vardığımı merak edenler için İsrail Devletinin kuruluş hikâyesini okumalarını istiyorum. 7 Ekim tarihinde Kassam Tugayları tarafından başlatılan Aksa Tufanının bir oyun olduğunu düşünüyorum. İsrail ajanlarının bu eylemin yapılacağını bilmemelerini düşünmek çok safiyane bir düşünce olur.

Gazze şeridinin işgal edilmesi için İsrail Devletinin kendisine bir bahane bulması gerekiyordu onu da ne yazık ki Kassam Tugaylarının yaptığı eylemle buldular. Kassam Tugaylarının yaptığı eylemin İsrail Devletinin desteği ile yapıldığını düşünenlerdenim. Kassam Tugayları bilmiyor muydu, yapılacak eylemin bir bedelinin olacağını.

 Kassam Tugayları Gazze Halkını öyle bir tuşa getirdi ki Gazze yerle yeksan oldu. Kuruluşunu tarih boyunca yaptığı terörist eylemlerle sağlamayı başaran İsrail Devletine karşı Filistin Halkının kendi topraklarını koruması kadar doğal bir eylem olamaz.

Burada doğal olmayanı sivil insanlara karşı yapıldığı söylenen eylemler. Sivil halka karşı yapılan eylemler bile şüpheli.  Medyada çıkan haberlerden öğrendiğimize göre Kassam Tugaylarının üzerine atılan sivillerin bombalanması eyleminin İsrail Devletine ait helikopterlerden yapıldığı yazılmaktadır. Terörist İsrail Devleti, yapacağı soykırıma kılıf uydurmak için kendi sivil halkını kendi helikopterleriyle taradı ve medya yoluyla mağduriyet edebiyatı yaparak soykırım için bir bahane böylece yaratmış oldu.

İnsan olana, vicdanı olana bir takım görevler düşmekte. Olayı Müslüman- Yahudi- Hıristiyan düşünce boyutundan çıkarmak gerek ama ne yazık ki batı emperyalizmi olayı din perspektifinde değerlendiriyor. Bu değerlendirme ışığı altında emperyalist devletler, İsrail Devletinin uygulamış olduğu soykırıma tepki göstermiyorlar.

Bu soykırıma ciddi anlamda Türkiye Cumhuriyeti dışında buna Arap ülkeleri de dâhil kimse ses çıkarmıyor. Burada samimi olmak gerçek anlamda soykırıma, zalime ve zulme karşı durmak soykırımın durması ya da durdurulması için çok önemli. Ülkemizin karşı duruşunun, protesto edilişinin de samimi olmadığını düşünenlerdenim. Bu ifademe birçok aykırı görüşler itirazda bulunabilir ama ben öyle düşünüyorum ve bu düşüncemi kanıtlayacak uygulamaları söyleyebilirim.

Sözde tepki gösterenlere şunu ifade etmek istiyorum. Kaç kişi soykırımı destekleyen ABD’nin ürettiği cebindeki iPohne telefonunu markayı kullanmaktan vazgeçti?

Kaç kişi soykırımı destekleyen Almanya’nın ürettiği Mercedes Benzi kullanmaktan vazgeçti?

Kaç kişi soykırımı fiilen yapan İsrail’in ürettiği tohumları kullanmaktan vazgeçti?

En çok ses çıkaran ülke olarak tarihe geçen Türkiye Cumhuriyeti, İsrail’in varlığına kast edenleri cezalandırmak için ABD tarafından kullanılan Kürecik askeri üssünü ne zaman kapatacak, ne zaman ABD’nin kullanımını engelleyecek?

İncirlik askeri üssünden kalkan savaş uçaklarıyla Suriye’nin topraklarını bombalayan ve yine aynı üsten kalkan uçaklarla SİHA’ mızı düşüren ABD için ne tür bir yaptırım yapıldı? ABD’nin kullanımında olan İncirlik üssü ne zaman kapatılacak? Kullanımı ne zaman engellenecek?

Burada sorgulanması gereken vicdanıyla insanlığı sorgulamak isteyen insanların samimiyeti,  gerçekten samimi duyguları içeriyor mu? Yoksa bütün bunların hepsi tabiri caizse türbine mi yönelik mi? Bize düşen her ne olursa olsun olayı dini söylemlerden çıkarmak, Gazze halkının topraklarını korumak için verdiği şanlı mücadeleye samimi olarak destek vermek.