Bursa Kemerinin Yapısı ve Kökeni
Bursa kemeri, üst kısmında yatay bir çizgiyle birleştirilen iki dörtte bir daireden oluşur. Taşıma gücü çok yüksek olmasa da bu kemer, mimaride dekoratif bir unsur olarak önemli bir rol oynar. Asıl amacı bir yapıyı taşımak değil, ona estetik bir değer katmaktır. Mimarlar, Bursa kemerini özellikle büyük açıklıkları süslemek ve binaya zarafet kazandırmak için kullanmışlardır.
Bu kemer tipi, ilk olarak Büyük Selçuklular döneminde ahşap yapılarda ortaya çıkmış, zamanla taş mimariye uyarlanmıştır. Osmanlılar, Bursa’da inşa ettikleri camilerde ve yapılarda bu kemer modelini sıkça kullanmışlar. Özellikle Yıldırım Camii ve Yeşil Camii gibi ünlü eserlerde Bursa kemerini görmek mümkün. Hatta Bursa’da bu kadar sık kullanıldığı için “Bursa kemeri” olarak anılmaya başlamış.
Osmanlı Mimarisi ve Bursa Kemeri
Erken Osmanlı döneminde binaların adeta imzası haline gelen Bursa kemeri, 15. yüzyılda büyük bir popülarite kazandı. O dönem mimarları, kemeri hem büyük hem de küçük yapılarda kullanmaya başladı. İlk başta camilerin giriş kapılarında ve büyük pencerelerinde taşıyıcı bir unsur olarak kullanılırken, yüzyılın ikinci yarısından itibaren daha çok dekoratif amaçlarla tercih edilmiştir. Örneğin, mahalle mescitlerinde son cemaat yerlerinde ya da hamamların revaklarında süsleyici olarak karşımıza çıkar.
Bursa kemeri, sadece Bursa’da değil, İstanbul'daki yapılar başta olmak üzere Osmanlı’nın farklı coğrafyalarında da kullanılmıştır. Topkapı Sarayı’nda yer alan III. Murad Köşkü’nün selsebilinde Bursa kemeri ince bir detay olarak karşımıza çıkar. Aynı şekilde Süleymaniye Camii’nin avlusundaki şadırvanda da bu kemerin izleri bulunmaktadır. Mimar Sinan gibi usta mimarlar bile Bursa kemerinin estetiğine hayran kalmış ve eserlerinde kullanmaktan çekinmemiştir.
Dünyada Bursa Kemerinin İzleri
Bursa kemeri, sadece Osmanlı topraklarında değil, dünya mimarisinde de etkilerini hissettirmiştir. İlk örneklerine Büyük Selçuklular döneminde rastlanan bu kemer tipi, zamanla Anadolu Selçukluları ve Osmanlı İmparatorluğu'nun geniş sınırlarında yaygınlaşmıştır. Ancak ilginç bir şekilde, Bursa kemeri benzeri yapılar İran, Hindistan ve hatta Orta Asya minyatür sanatlarında da görülmüştür. 16. ve 17. yüzyıl İran ve Hint minyatürlerinde, Osmanlı padişahlarının portrelerinin altında Bursa kemeri resmedilmiş. Bu da kemerin sadece mimaride değil, sanatta da iz bıraktığını gösteriyor.
Özellikle İran ve Hint minyatürlerinde Bursa kemerini andıran zarif kemer figürleri yer almakta. Yani, bu zarif kemer tipi sadece Osmanlı coğrafyasında değil, sanatın evrensel dili aracılığıyla dünyada da görülmüş.
Bursa Kemerinin İz Bıraktığı Bazı Yapılar
Bursa kemeri, estetik açıdan öyle sevilmiş ki, birçok cami, medrese, hamam ve türbede kendine yer bulmuştur. Bursa'daki bazı ünlü yapılar arasında şunları sayabiliriz:
- Yıldırım Camii (1399)
- Bursa Ulu Camii (1399-1400)
- Yeşil Camii (1419)
- Muradiye Camii (1425)
- Hamza Bey Camii (15. yüzyıl ikinci yarısı)
- Abdal Mehmed Türbesi (1450)
- Muradiye Medresesi (15. yüzyıl ilk yarısı)
Bu yapılar, Bursa kemerinin Osmanlı mimarisindeki önemini gözler önüne seriyor. Ayrıca, kemerin minyatür sanatında da sıkça resmedilmesi, onu mimarinin yanı sıra sanat dünyasında da önemli kılıyor.
Bursa Kemerinin Bugünkü İzleri..
Günümüzde Bursa’yı ziyaret edenler, tarihi camilerde ve türbelerde bu zarif kemeri kolaylıkla fark edebilirler. Bursa kemeri, mimari yapılarının süsü olmaya devam ediyor. Eğer bir gün Bursa sokaklarında dolaşırsanız, Yıldırım ya da Yeşil Camii'ne adım attığınızda, bu kemerlerin tarih kokan havasını içinize çekmeyi ihmal etmeyin.