​İçtihat Bülteni'nden edinilen bilgiye göre, davacı N.K.'nın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin murisi olan babasının 10.09.2014 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak eşi ve çocukları olan davacıların kaldığını, murisin ölmeden önce dava dışı bankadan kredi çekmiş olduğunu ancak bu krediyi ödeyemediğini ve hakkında icra takibinin başlatıldığını, murisin sadece emekli maaşının olduğunu, başkaca bir mal varlığının bulunmadığını, müvekkilinin de muristen kalan borcu ödeyebilecek maddi durumunun olmadığını belirterek, murisin mirasının hükmen reddine karar verilmesini talep etti.

Davalı vekili, davanın reddini savundu

Mahkemece, davacıya bankadan 20.10.2014 tarihinde 486,50 TL ödeme yapıldığı ve bu işlemin mirasın kabulü anlamına gelebilecek davranış olduğu, gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Davanın reddine dair verilen hükmü, davacı vekili temyiz etti ve Yargıtay 7. Hukuk Dairesi hükmü onadı.

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin bu onama ilamına karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulundu.

Dosyayı tekrar ele alan Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, bozma ilamında şu ifadelere yerdi:

"Murisin ölümü nedeniyle sağlığında yaptırdığı hayat sigortasından ödenen tazminat, mirasçıların hak sahipliği sıfatından doğan haklarından olup terekeye dahil değildir. Somut olaya gelince; dava dışı banka tarafından dosyaya gönderilen 02.04.2021 tarihli yazı ekinde yer alan hesap dökümüne göre 'vefat tazminatı' açıklaması ile mirasçılara yapılan 486,50 TL tutarındaki ödemenin terekeye ait bir para olmadığı, mirasçılara ödenmesi gereken sigorta bedeli olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle mirasçıların terekeyi benimsedikleri söylenemeyecektir. Öte yandan borç miktarı gözetildiğinde mirasçıların her birine ödenen sigorta bedeli de pek mühim bir miktar değildir. Mahkemece, vefat tazminatı adı altında ödenen sigorta bedeli tahsilinin, terekenin benimsenmesi anlamına geldiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir" diyerek tereke borç miktarına göre mirasçılara ödenen bedelin cüzi bir meblağ olarak kalması durumunda mirasın hükmen reddi davalarının reddedilmemesi yönünde emsal bir karara imza atmış oldu.