Mürdüm erik, meyve ailesinin gizemli üyesi olarak sofralarımızda yerini alır. Bazı meyveler hemen olgunlaşır ve tezgahlarda boy gösterirken, mürdüm erik beklemeyi sever, yazın son demlerinde kendini gösterir. Peki, bu eşsiz meyve neden bu kadar özel ve nasıl kullanılır? İşte mürdüm eriği hakkında merak edilenler ve enfes tarifler.
Mürdüm Erik ve Nazım Hikmet'in Dizesi
Mürdüm eriği, doğanın ilginç bir oyununu sergileyen bir meyve olarak bilinir. Yaz boyunca ağaçları çiçek açan diğer meyveler boyunca sessizce bekler, sonbaharın gelmesini bekler ve en sonunda olgunlaşır. Onun olgunluğuyla birlikte yazın sona erdiğini fısıldar gibi bir hissiyat yaratır. Bu meyve, asil ve puslu rengiyle sofralara sonbaharın geldiğini müjdeleyen bir elçi gibidir. Kurutma, reçel veya pestil yapmak mümkün, ancak mürdüm eriği sadece tatlılarda kullanılmamalıdır.
Mürdüm Erik: Türkiye'nin Geleneksel Meyvesi
Mürdüm eriği, Anadolu'nun hemen her bölgesinde yetiştirilir ve bu toprakların özgün lezzetlerinden biridir. Adını İngilizcede "damson" olarak bulurken, aslında bu meyvenin doğduğu yer Şam'dır. Türkiye'de ise birçok farklı isimle anılır, örneğin "bardak eriği," "bade," "kurşun erik," ve "kara erik" gibi. Ancak mürdüm eriği, aşırı tatlı değil, ekşimsi ve sulu bir tada sahiptir. Bu nedenle sadece tatlılarla özdeşleştirmemek gerekir.
Mürdüm Erik: Yemeklerin Gizli İkilisi
Osmanlı mutfağı, tatlı, ekşi ve tuzlu tatların ustaca birleştirildiği bir mutfaktı. Meyveler, yemeklerde sıkça kullanılırdı ve mürdüm eriği de bu geleneksel kullanımın bir parçasıydı. Ne yazık ki, bu güzel geleneği zaman içinde unuttuk.
Avrupa'da, mürdüm eriği içkilerden ketçaba kadar birçok farklı şekilde kullanılırken, Uzak Doğu mutfağında tatlı ve ekşi dengesi önemlidir ve bu nedenle erik sosu sıkça tercih edilir. Özellikle fırında pişirilen kanatlıları veya glaze edilen sebzeleri lezzetlendirmek için basit bir erik sosu tarifi mevcuttur.