Müslümanlar için ibadetin yanı sıra sosyalleşme de önemli bir yer tutar. Cemaatle kılınan namazların ardından yapılan musafahalar, kardeşlik bağlarını güçlendiren anlamlı bir gelenektir.
Ancak bazıları tarafından bu uygulamanın dini bir zorunluluk olup olmadığı ve hatta bid'at sayılıp sayılmadığı sorusu sıklıkla sorulur.
Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konudaki net açıklaması, Müslümanları ilgilendiren önemli bir konuya ışık tutuyor.
Musâfaha, İslam’da Dostluk ve Barışın Sembolü
Musâfaha, tokalaşma yoluyla samimiyet ve kardeşlik göstergesi olarak İslam dünyasında önemli bir yer tutar.
Hz. Peygamber (s.a.s.), musâfahayı teşvik etmiş ve bu davranışın Müslümanlar arasındaki günahların affına vesile olduğunu belirtmiştir.
Hadis-i şerifte şöyle buyurulmuştur:“Birbiriyle karşılaşan iki Müslüman el sıkıştığında, daha oradan ayrılmadan günahları affedilir.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 153)
Bu ifadeler, musâfahanın İslam toplumunda dostluk ve barışın pekişmesi açısından ne kadar değerli bir davranış olduğunu ortaya koymaktadır.
Namaz Sonrası Musâfaha Dinî Açıdan Sakıncalı mı?
Din İşleri Yüksek Kurulu’nun açıklamalarına göre, namaz sonrası camide musâfaha yapmanın dinen bir sakıncası bulunmamaktadır.
Bu davranış, Müslümanlar arasındaki dostluk ve hoşgörüyü artırıcı bir etkiye sahiptir.
İslam âlimlerinden İbn Âbidîn de, musâfahayı bu bağlamda olumlu bir uygulama olarak değerlendirmiştir (Reddü’l-muhtâr, 6/381)
Musâfaha, Cemaatle Namazın Parçası Haline Getirilmemelidir
Bununla birlikte, musâfaha uygulamasının yanlış bir şekilde cemaatle kılınan namazın ayrılmaz bir unsuru gibi algılanması sakıncalı görülmektedir.
Namaz sonrası tokalaşmanın, toplu bir merasim havasında, zorunlu bir dini davranış olarak uygulanması dinin özüne uygun değildir.
Dolayısıyla, musâfaha yaparken bu davranışın bir ibadet olmadığı ve gönüllülük esasına dayalı bir uygulama olduğu unutulmamalıdır.
Bu yaklaşım, İslam’ın hoşgörü ve gönüllülük ilkesine daha uygun bir tutum sergilemek anlamına gelir.
Sonuç: Musâfaha zorunlu olmamalı
Din İşleri Yüksek Kurulu'na göre, Müslümanlar arasında dostluk, hoşgörü ve kaynaşmayı artırdığı için namaz sonrası musafaha yapmakta dinen bir sakınca bulunmamaktadır.
Ancak bu uygulamanın, cemaatle kılınan namazın ayrılmaz bir parçası gibi algılanarak topluca yapılan bir merasim haline getirilmesi uygun değildir.
Önemli Not: Bid'at Nedir?
Bid'at, İslam dininde daha önce olmayan, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve sahabeler tarafından yapılmayan yeni bir uygulama anlamına gelir. Namaz sonrası musafaha, İslam'ın ilk dönemlerinden itibaren var olan bir uygulama olduğu için bid'at olarak değerlendirilemez.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!
Astroloji ve Rüya haberleri için TIKLAYINIZ!
Kadın Aile haberleri için TIKLAYINIZ!
Kültür Sanat haberleri için TIKLAYINIZ!