Eskiden, Anadolu'da insanlar kerpiç evlerde yaşardı. Bu evler, sağlam görünse de, temelleri çok güçlü değildi. İncir ağaçları ise çok güçlü köklere sahipti. Bu kökler, zamanla toprağın derinliklerine inip yayılır ve evlerin temellerine kadar ulaşırdı. Evin temeline ulaşan incir kökleri, zamanla temeli zayıflatır, çatlaklar oluşturur ve hatta evin çökmesine neden olabilirdi.
İşte bu yüzden, birinin "ocağımıza incir ağacı dikti" demesi, o kişinin aileye veya topluluğa büyük zarar verdiğini, huzuru kaçırdığını ve düzeni bozduğunu ifade eder. Bu deyim, bir evin temelinin zarar görmesi gibi, bir ailenin de temelinin sarsıldığını anlatır.
Düşünsenize, evinizin ortasında bir incir ağacı büyüyor ve kökleri her geçen gün daha da derinlere iniyor. Bir süre sonra, evinizin duvarlarında çatlaklar oluşmaya başlıyor, zemin sallanıyor ve sonunda eviniz yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. İşte "ocağımıza incir ağacı dikti" demek, tam da böyle bir durumu anlatır; birinin hayatınıza girip her şeyi alt üst ettiğini, düzeninizi bozduğunu ve sizi zor durumda bıraktığını ifade eder.
Bu deyim, zamanla günlük yaşamımıza yerleşmiş ve bir kişinin veya olayın yarattığı büyük zararı anlatmanın en etkili yollarından biri olmuştur.