11 yıldan beri ekipte görev aldığını belirten ekip sorumlularından kamu çalışanı Pınar Bulmuş, Toplam 115 tane üyemiz var. Bunların 30 tanesi kadın personelden oluşuyor. "Kadınlarımızı kadın" diye adlandırmayalım. Hepimiz biriz. Bizde kadın erkek ayrımı yok. Sadece operasyonlarda rol alma anlamında pozitif ayrımcılık olabilir. Su altından, deprem, sel, hayvan kurtarma ve aklınıza geliyorsa bütün kurtarma ve arama çalışmalarında yer alabiliyoruz. Kadınlar ilk başlarda "yapabilir miyim" endişesi taşıyordu. Bakıldığı zaman erkek işi gibi görünüyor. Ama hiç korkulacak bir durum yok. Bütün eğitimleri aldıktan sonra hiçbir ayrımı yok. Hatta bazen şanslı olduğu durumlar da oluyor. Enkazda dar alanlara girebilme gibi vücut anlamında daha avantajlı olabiliyor. İzmir depreminden sonra çok vatandaşımız derneğimize üye oldu. Gönül ister ki normal zamanda gönüllülük daha ön plana çıksın. Ama maalesef ki bir afet olmadan bunlar ortaya çıkmıyor. Meslek anlamında aklınıza gelebilecek her daldan gönüllü var aramızda. Kadınlara biraz eşlerinin özveri göstermesi gerekiyor. Eşim gönüllü bir faaliyet yürütüyor, ben de ona biraz destek vermem gerekir demeli diye konuştu.
İzmir depreminden sonra derneğe üye olan Esna Rümeysa Ulukan, Televizyonlarda izlerken, "benim de orada olmam gerekiyor" diye düşündüm. Daha sonra araştırıp kayıt olduk. Ben sadece deprem ile ilgilendiklerini düşünmüştüm. Ama umduğumdan daha fazlasını buldum. Çok kapsamlı bir kurum olduğunu gördüm dedi.
Sağlık çalışanı olarak mesleğini icra eden Esra Sağır ise, Mesleğim gereği insan hayatına dokunuyorum. Burada da insan hayatına dokunmam beni çok mutlu ediyor. Hastanede yaptığım insan kurtarıyoruz. Burada da aynısını gerçekleştiriyor. İş hayatı hiçbir zaman bizim faaliyetlerimize engel değil. Gönüllük esası ile çalışıyoruz. Kadın isterse yapabilir şeklinde konuştu.