Osman Bey, bilindiği üzere, 1301 yılında Yenişehiri fetih ettikten sonra burasını imar etmiş ve sarayını da burada inşa ettirmiştir. Kayınpederi Şeyh Edebâlî’yi Sultanönü’nden / Eskişehir’den Bilecik’e taşıyarak burada onun adına bir zaviye inşa ettirmiş ve bu zaviyenin işletme giderlerini karşılamak üzere de Bilecik’in vergi gelirlerini Şeyh Edebâli Zaviyesi’ne tahsis etmiştir.
Kızı Bâlâ Hatun’a da Koz ağacı Karyesi’ni mülk olarak vermiştir ki Bâlâ Hatun, mülkü olan bu köyü, daha sonraki yıllarda pederi Şeyh Edebâlî’nin zaviyesine vakfeylemiştir. Yönetim merkezini Bilecik’ten Yenişehir’e taşıyan Osman Bey, nikris / ayzaymır hastalığına yakalanmış olduğundan büyük oğlu ve Şeyh Edebâli’nin torunu olan Alâaddin Ali Bey’i yanında alıkoymuş; askerî harekât ve gaza işlerini küçük oğlu Orhan Bey’e bırakmıştır.
Osman Gazi, muhtemlen hastalığı nedeniyle, İnegöl coğrafyasında her hangi
bir tesis kurma imkânı bulamamıştır. Şu kadar var ki Orhan Gazi’nin eşlerinden Asporçe Hatun adına 1323 yılında bir vakıf tesis ettirerek Gemlik ile Mudanya arasında yer alan sahil şeridini, Asporçe Hatun adına vakıf olarak, tescil ettirmiştir.
Tahrir defterlerinde bu tescil, görülmektedir. Hatırlanacağı üzere Osman Gazi, Ahî geleneğine bağlı olduğu halde oğlu Orhan Gazi, Bâbî geleneği’ne bağlı kalmıştır. Bu nedenle İnegöl coğrafyasında Bâbî geleneği’nin temsilcisi durumunda bulunan Baba Sultan ile yakın ilişki kurmuştur.
Menkîbevî verilere göre karşılıklı ziyaretler, yapılmış ve Orhan Gazi tarafından Geyikli Baba’ya İnegöl’ün tamamının mülkiyeti teklif edilmiş ise de Geyikli Baba tarafından, müritlerinin yakacak ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, bir odunluk yeri’nin tahsisi, yeterli görülmüştür.
Şüphesiz Geyikli Baba ve Orhan Gazi ilişkisinin kurulmasında ve de pekiştirilmesinde Turgut Alp’in çok önemli etkisi olmuştur. Orhan Gazi, İnegöl merkezinde tesis olunan zaviyede hizmet verecek görevliye İrmiyâz /Atış Alanı’ındaki İldeniz Çiftliği‘ni, “Hizmet-Dirliği”olarak tahsis eylemiştir.
Söz konusu bu hizmet dirliğinin tahsisi dışında Orhan Gazi, İnegöl’e her hangi bir yatırım yapmamıştır. Ancak, o yıllarda İnegöl’e bağlı olan Geyikli Baba Karyesi’nde Baba Sultan adına hem bir türbe ve hem de bir zaviye nitelikli cuma mescidini inşa ettirmiştir.
Yine bu yıllarda Bursa Beysarayı genel sekreterliği görevini üstlenmiş olan
Kızıl Murad oğlu Aksungur da - günümüzde Sungur Paşa Köyü olarak anılan – Koçi Köyü’nü mülk olarak almış; ardından da, burada cami, hamam, türbe ve kervansarayyatırmıştır.Ayrıca, kurduğu bu hayri tesisler ile bağlantılı olarak da, evlâdiyet esasına göre, bir vakıf tesis etmiştir.
Diğer yandan eski adı, Kızıl Karyesi olan günümüz Çavuş Köyü’nü de Orhan
Gazi, Bursa-Beysarayı çavuşlarından Dura Çavuş’a dirlik olarak vermiştir. Aynı köy, daha sonraki yıllarda yine Bursa Beysarayı çavuşlarından Ahmet ve Mustafa çavuşlara dirlik olarak tahsis olunmuştur.
Çünkü burası, Yenişehir ile Kızılsarayı, yek diğerine bağlayan en kestirme yolun, güzergâhı olduğu için, güvenlik açısından hassâsiyet arzetmiş; kesintisiz olarak Bursa-Beysarayı çavuşlarından birine tahsis olunduğu gibi Derviş Hamza ve çocukları tarafından yönetilen buradaki zaviye de her dönemde idareciler tarafından desteklenmiş ve hizmete açık tutulmuştur.
Orhan Bey zamanında gerçekleştirilen bu farklı uygulamalara rağmen - tahrir defter kayıtlarına göre - İnegöl coğrafyasında eğemen güç, Turgut Alp oğlu İlyas Bey ile Osman Gazi’nin oğullarından Pazarlu ve Çoban beyler olmuştur.
Recep Akakuş Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan
Ayhan Talha Bayraktar