İslam’daki bu uygulamanın kabul edilebilirliği hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır. İşte bu konunun detaylı bir analizi.
Peygamberimizin Hürmetine Dua Etmek Caiz Midir?
İslam’da dua, yalnızca Yüce Allah’a yönelmek ve O’ndan yardım dilemek anlamına gelir. İslam inancına göre sadece Allah’a ibadet edilir ve sadece O’ndan yardım istenir (el-Fâtiha 1/5).
Peygamberler dahil hiçbir kimseye doğrudan dua edilerek onlardan bir şey istenmez. Ancak dua esnasında Salavat getirmek, Hz. Peygamber’i (s.a.s.) ismen zikretmekle ilgili hadisler mevcuttur.
Dua Allah'a yapılır, Peygamberlere selam verilir, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa'ya (S.A.V) salat ve selam verilir.
Hz. Peygamber’in Dua ile İlgili Hadisleri
Osman b. Huneyf’den (r.a.) rivâyet edilen bir hadise göre, gözleri görmeyen bir adam Hz. Peygamber’e (s.a.s.) gelerek gözlerinin tekrar görebilmesi için dua etmesini istemiştir. Hz. Peygamber (s.a.s.) ona “İstersen dua edeyim, istersen de sabret. Zira sabretmen senin için daha hayırlıdır.” diye teklif etmiş, ancak adam dua etmeyi tercih etmiştir.
Peygamber (s.a.s.), adamın abdest almasını ve şu duayı yapmasını emretmiştir: “Allahım! Peygamberin; rahmet peygamberi Muhammed ile senden istiyor ve sana yöneliyorum. Şu hâcetimin yerine getirilmesinde ben seninle (Peygamber ile) Rabbime yöneldim. Allahım, O’nu benim hakkımda şefaatçi kıl (onun hürmetine duamı kabul buyur!).”
(Tirmizî, Deavât, 118 ; İbn Mâce, İkâmetü’s-salât, 189; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/138 ).
Ahmed bin Hanbel’in rivâyetinde ayrıca “Adam (Hz. Peygamber’in söylediğini) yaptı ve şifa buldu” ifadesi mevcuttur.
Âlimlerin Görüşleri
İlgili hadislerden hareketle, İmam Mâlik, Ahmed b. Hanbel başta olmak üzere Hanefî ve Şâfiî fakihlerin çoğunluğu Hz. Peygamber (s.a.s.) hürmetine duada bulunulmasını caiz görmüşlerdir.
Hatta Peygamber Efendimize (s.a.v) salat ve selam getirilerek yapılan dualar daha makbuldür.
İbn Teymiyye’nin Görüşü
Buna karşılık, İbn Teymiyye gibi bazı âlimler, Hz. Peygamber (s.a.s.) ile tevessülde bulunmanın sadece hayatta iken yapılabileceğini ve vefatından sonra tevessülde bulunulmasının caiz olmadığını belirtmişlerdir (İbn Teymiyye, el-Kâide celile fi’t-tevessül ve’l-vesile, 35, 85).
Bu alimlerin yanıldığı konu şudur: Hz. Peygamber'in (s.a.s.) sünnetinin geçerliliği vefatı ile sona ermiş değildir. Hayatta iken selam ve salat getirildiği gibi vefatından sonra da selam ve salat getirilmektedir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v) hürmet ve şefaati de hem yaşarken vardır hem de vefatından sonra da vardır. Ahirette de olacaktır Allah'ın izniyle.
Sonuç ve Tavsiyeler
Din İşleri Yüksek Kurulu 29.12.2021 tarihli kararında sonuç olarak şu ifadeye yer vermiştir:
"Dua ederken “Allah’ım! Peygamberimizin (s.a.s.) hürmetine dualarımızı kabul eyle” şeklindeki ifadenin kullanılması âlimler tarafından doğru görülmüştür.
Ancak, duaların kabul edenin sadece Yüce Allah olduğu ilkesi her zaman korunmalıdır ve tevhit inancına zarar verecek düşünce ve uygulamalardan kaçınılmalıdır.
İnanç haberleri için TIKLAYINIZ!