Ahmet Taştan'ın köşe yazısı.
Gün geçmiyor ki seçim gündemi gönlümüzü farklı heyecanlara gark etmesin. Bu konuda genel düşüncelerimiz şu şekilde biçimleniyor. Hiç kimse sandıktan zaferle çıkacağının garantisini veremez. Bugüne kadar hiçbir seçim kolay olmadı bu millet için.
Her seçim zaferinin arkasında büyük bir samimiyet, muazzam bir gayret, titiz bir çalışma vardı. Şimdi de benzer şeylerin hatta daha fazlasını olacağını bilmek gerekiyor.
Mümin hayatını korku ve ümit arasında yaşar. Bu tutum onun hayata ve sorumluluklarına karşı her vakit dikkatli olmasını ve gerekeni yapmasını sağlar.
Çünkü hiçbir şeyin garantisi yok bu hayatta. Sadece milletin geleceğini belirleyen seçimler değil. “Var”ın yok olacağının vakti belli değil. Diken üzerinde soluk alıp verilen bir dünya burası. Seçimler, hayaller, hedefler, başarılar birbirini kovalasa da her birinin başında ecel celladı ölüm kılıcı ile beklemekte. Emr-i Hak ne zaman vaki olacak belli değildir insanoğlu için.
Bitti demedikçe bitmeyen hayat ölümle başlayan bir iklime geçer. İnsanın geçmişi asla geçmez, geride bıraktığını sandığı her şey önüne düşer tek tek.
Asla hiçbir şey olmuş ve bitmiş değildir; akıp gider bir zaman tayfı içinde. Tarafını belli eden edene seçim gündemi vesilesi ile. Kutuplaşmış Bir toplumun akıbeti ancak birbirine katlanmak ile mümkün. Bunca yakışmayan söz ve davranışlar sandıkların açıldığı akşam nihayete ermeli ki hoşgörüyle daha güzel günler görebilelim.
Süreç her yönü ile çok zorlu. Milletvekili aday adayı olmak, kendini tanıtacağı faaliyetler sürecine girişmek, herkesle iyi geçinme gayreti, propaganda süreçleri, aynı davaya gönül vermiş ve birbirinden değerli insanların listelenmesi... Gönüller almak için yola çıkanlar yorulmadan, bağlılık ve sadakatle devam ederler, hizmet kervanına katılmak isterler.
Bunca seçimin galibi olarak onca hizmet eseri ortaya çıkarmış, dev bir tecrübe ile dikili bir ağacı bulunmayan hizmet imkanlarını yok saymış bir zihniyetin seçim yarışına girdiği böyle bir vakitte gençlere söylenecek sözler vardır.
Eli oy pusulasına uzanacak gençler karar verip oyunu basmadan önce, tüm süreci gözlem geçireceklerdir. Diyeceksiniz ki bir cehalet bir gaflet yüzünden ellerindeki mührü (bana göre) yanlış bir amblemin üzerine vururlarsa akıbet nasıl olur?
Bu düşünceleri gençlerin talepleri doğrultusunda tasarladığımı ve ortamın müsaitliği çerçevesinde yorumladığımı zikretmeliyim. Gençlere ışık olacak cümleler sandıkları da birer ışık kandiline çevirmeli. Ülkenin gelişmişliğini gösteren her faaliyet cevap olarak gösterilmelidir.
Ülkenin âlî menfaatleri çerçevesinde yapılan her şeyin bilinmesi, dar düşünen insanların ufkunu açacağı kesindir. Yapılan icraatleri bilen vicdan sahibi gençler, ülkenin geleceğinin kim tarafından daha da ileri götürüleceğini tespit edeceklerdir.
Laf düzeyinde üretilmiş herhangi bir kelime ya da cümle yerine somut icraatları beğenen ve olması gereken ile kıyaslayabilen gençler, vatanın, milletin ve devletin muhafazası için doğru olanı seçeceklerdir. AHMET TAŞTAN