Senelerdir devam eden Budist çetelerinin Myanmar'daki katliamları şiddetlendi. Son olarak 3 binin üzerinde Arakanlı Müslüman katledilirken, binin üzerindeki Myanmarlı da farklı ülkelere göç etmeye zorlandı. Yapılan zulme Bursa'dan da tepki gecikmedi. İslam dünyasını ve uluslararası topluma, "harekete geçin, katliamı durdurun" çağrısını yapan Memur-Sen Bursa İl Temsilciliği, katliamı kınadı.
Budist Burma hükümetinin Arakan'daki zulümlerinin 1942 yılından beri hiç durmadan devam ettiğini hatırlatan Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker, her geçen gün şiddeti artan katliamların soykırım halini aldığını ifade ederek, "En son Myanmar'da (Burma), Rakhayn Eyaleti'nin kuzeyinde 25 Ağustos gecesi meydana gelen saldırıların ardından Myanmar ordusu ve Budistler tarafından sivil Rohingya / Arakanlı Müslümanlara karşı katliam yapılmaya başlandı. Ordu güçleri ve Budist rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar sonucunda son üç günde Arakan'ın çeşitli köylerinde en az 3 bine yakın Müslümanın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman'ın da yerinden edildiğine dair vahim haberler ulaşıyor. Gelen haberler katliamların 2012 ve geçen yıl Ekim ayında yaşanan saldırılardan daha şiddetli bir hal aldığı ve giderek bir soykırıma dönüştüğü yönünde. Maalesef Bangladeş sınırının da kapalı olması sebebiyle yüz binlerce Müslüman katledilme tehlikesiyle karşı karşıya. Bugün sayıları 5 milyonu aşan Arakanlıların 4 milyonu 1942 yılından beri uygulanan sistematik baskı ve zulmünden kaçarak Malezya, Bangladeş, Pakistan, Suudi Arabistan, Tayland, Endonezya ve Avrupa'da mülteci olarak yaşıyor" dedi.
Dünyanın yapılan katliama sessiz kaldığına dikkat çeken Numan Şeker, "Zira Arakan'da yaşanan zulüm ne dünya kamuoyunun gündemine girebilmekte ne de şimdiye kadar zulmü hafifletecek ciddi bir girişim söz konusudur. Her gün aşağılanan, tacize uğrayan, köyleri mahalleleri basılan Arakanlılar Birleşmiş Milletler'e (BM) göre de bu çağın en mazlum halklarından biri durumunda. Bütün bunlara rağmen birkaç güçlü devletin çıkarlarını korumaktan başka bir işe yaramayan BM, mazlum milletlerin yaşadıkları zulümleri kınamak için bile ABD'nin, Çin'in, Rusya'nın iznine bakıyor. BM ve BMGK tarafından yapılan tek şey ölü ve yaralıları sayarak rapor hazırlamak. Bu vahşi katliamları engellemek için ise bugüne kadar en küçük bir girişimde bulunulmuş değil. İnsan hakları şampiyonluğunu kimseye bırakmayan lafazan Batı dünyası da yaşanan katliamları durdurmaya yönelik kılını kıpırdatmıyor. Komisyon raporları ve kınama faaliyetlerinin ise katliamlar karşısında hiçbir anlamı yok" diye konuştu.
"Katliam karşısında İslam dünyası da maalesef üç maymunu oynuyor"
Bugün dünyanın her yerinde Müslümanların büyük zulümlere ve katliamlara maruz kaldığını vurgulayan Şeker, "Uluslararası örgütler ve Batı dünyası çirkin bir ikiyüzlülükle İslamofobiyi pompalamakla meşguller. BM ve diğer uluslararası örgütlerin Müslümanlara yönelen zulüm karşısındaki sessizliği mevcut zulümleri artırmakta ve yeni zulümlere davetiye çıkarmaktadır. Ancak hemen şunu da eklemeliyiz ki bu zulmün diğer bir ortağı da, kendi milletine uygulanan zulüm karşısında sesini yükseltmek ve çözüm üretmek yerine üç maymunu oynamayı tercih eden İslam dünyasıdır. Zulmün sadece seyircisi olmayan, aynı zamanda birçok yerde öznesi de olan Batılı devletlerin çifte standartlı yaklaşımından medet uman bir yaklaşımla çözüm üretmenin mümkün olmadığı bilinmelidir. Temel mesele İslam dünyasının örgütsüzlüğü ve sinmişliğidir" şeklinde konuştu.
Memur-Sen olarak, Myanmar hükümetini ve sessiz kalan her kurum ve ülkeyi kınadıklarını belirten Şeker, "İslam dünyası ülkeleri bir an önce harekete geçmelidir. Bu anlamda özellikle her zaman mağdura ve mazluma kucak açan Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı'nın (İİT) toplanarak, gerekli adımları atması konusundaki çağrısını Memur-Sen olarak destekliyoruz. İslam ülkeleri hükümetlerini, İslam dünyasındaki bütün kurumları, dünyadaki bütün insan hakları ve yardım kuruluşlarını gerekli sorumluluğu almaya, Arakan'ı BM ve diğer örgütler nezdinde dünya gündemine taşımaya, saldırıların durdurulması için Myanmar hükümetine baskı yapmaya ve bunun yanı sıra Arakanlı Müslümanlara fiili destek sunmaya çağırıyoruz. Ayrıca İslam dünyasının, çok yönlü ve çok cepheli saldırılara karşı çözümler üzerinde çalışması gerektiğini bu vesileyle hatırlatmak istiyoruz. Arakanlı kardeşlerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha haykırıyoruz. Arakan için insani yardım ve diplomasi konusunda ciddi adımlar atılması için çağrıda bulunuyor ve bu konularda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeye hazır olduğumuzu bütün kamuoyuna, ilgili ve yetkili herkese duyuruyoruz."