Sihir, tarihin tozlu sayfalarından günümüze uzanan, mitolojiden dinî inançlara kadar geniş bir yelpazede yer alan esrarlı bir konsept.

Peki, sihir gerçek mi, yoksa sadece bir aldatmaca mı? İslam inancında sihirin yeri ve etkisi nedir? İşte detaylar.

Sihir, insanlık tarihi boyunca hem hayranlık hem de şüpheyle karşılanmış esrarengiz bir olgudur. Tarihsel süreçte, sihir ve büyü, doğaüstü güçler ve gizemli ritüellerle ilişkilendirilmiş, bazı dönemlerde kutsal kabul edilirken, bazı dönemlerde ise şiddetle reddedilmiştir. İslam inancında ise sihir, Allah'ın hükmüne aykırı bir eylem olarak görülmüş ve kesin bir dille yasaklanmıştır.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (1)

Sihir ve İslam İnancı

İslam alimleri, sihri çeşitli kategorilere ayırmış ve her birinin İslam inancında yeri üzerine detaylı açıklamalar yapmışlardır. Sihir, genellikle insanları aldatmak, gerçek dışı olayları gerçekmiş gibi göstermek ve insanların inançlarını saptırmak için kullanılan bir yöntem olarak kabul edilir.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (2)

Sihir Kategorileri ve Etkileri

Sihir, kimi zaman yıldızlara tapınma, ruh çağırma, hipnotizma gibi yöntemlerle, kimi zaman da göz boyama ve illüzyon ile insanları etkilemeye çalışır. İslam alimleri, sihrin bu türlerini detaylı bir şekilde ele alarak, her birinin İslam inancı içerisindeki yeri ve etkilerini açıklamışlardır.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (3)

İslam'da Sihre Bakış

İslam, sihri yasaklamış, haram saymış ve buna inananları, kâfir kabul etmiştir. Bakara suresi, sihrin gerçekliğini ve etkisini kabul etmekle birlikte, onu kesin bir dille reddetmiştir.
Kur'an-ı Kerim'de,  sihirbazların şerrinden Allah'a sığınmak âyetle öğretilmiştir: "Düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden Allah'a sığınırım" (Felâk, 113/4).
Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (4)
"Şeytanların, Süleymanın mülk (ü saltanat ve nübüvveti) aleyhinde uydurup takip etlikleri şeylere (yalanlara) uydular. Halbuki Süleyman asla kâfir olmadı. Fakat o şeytanlar kafirlerdir ki insanlara sihri (büyücülüğü) ve Bâbil'deki iki meleşe, Hârut ve Mârut'a indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki onlar (o iki melek); "Biz ancak imtihan için gönderilmişizdir, sakın (sihir, büyü yapıp da) kâfir olma"demedikçe, hiç bir kimseye (sihir) öğretemezlerdi. İşte onlardan (o iki melekten koca ile karısının arasını ayıracak şeyler öğrendiler. Halbuki (sihirbazlar) Allah'ın izni olmadıkça onunla hiç bir kimseye zarar verecek değillerdir. Onlar ise kendilerini zarara sokacak, onlara fayda vermeyecek şeyleri öğreniyorlardı. Andolsun, onlar muhakkak biliyorlardı ki onu (sihri) satın alan (ona revac veren) kimsenin ahiretten hiç bir nasibi yoktur. Onların kendilerini cidden ne kötü şey mukabilinde satmış olduklarını bilmiş olsalardı. Eğer onlar (yahudiler, Peygambere ve Kur'an'a) iman edip de (sihir yapmak gibi günahlardan) sakınmış olsalardı, Allah katında (kazanacakları) sevab, (haklarında) elbet daha hayırlı olurdu. Eğer bunu bilselerdi" (el-Bakara, 2/102-103).
Rasûlüllah (s.a.s)'ın: "Her kim falcıya, gaipten haber verene ve sihirbaza giderek onlardan bir şey sorar, söylediklerine inanır ve tasdik ederse kâfir olur" (Tirmizi, Tahare, 102;
"Abdullah b. Ömer (r.a) şöyle diyor: "Bir gün iki kişi Rasûlüllah (s.a.s)'in huzuruna geldi. Bunlardan birisi, yaptığı konuşmayla cemaati hayrete düşürdü. Rasûlüllah (s.a.s), "Öyle konuşma vardır ki; sihir gibidir, insanı büyüler" buyurdu"
Rasûlüllah (s.a.s)'da bir hadislerinde sihrin büyük günahlardan ve helak edici yedi şeyden biri olduğunu belirtmişlerdir. Yine Rasûlüllah (s.a.s); "Bir düğüme üfüren sihir yapmış olur. Sihir yapan da şirke girer" (Nesâi, Tahrimüd-Dem, 19) buyurmuşlardır.
 
Kurtubî; "Sihir, hile ile bir şeyi örtmektir. Çünkü sihirbazlar hile ile bir takım şeyler yaparak sihir yapılan kimseye, bazı şeyleri olduğundan farklı gösterir. Serabın uzaktan su görünmesi gibi, sihir de gerçek dışıdır" demektedir.
Tevhit inancının zayıfladığı dönemlerde daha çok rastlanan bir olay olan sihir, bazı toplumlarda dinî törenlere bir inanç haline getirilmiş ve Allah'ın kudreti unutularak bir çok sihirbaz ve kâhinin sözleri geçerli kılınmıştır.

İslam inancında, sihirin her türlüsü haram kılınmış, bu alana yönelenler ciddi bir şekilde kınanmıştır. Bu duruş, insanları gerçek dışı inançlardan korumak ve sağlam bir iman yapısını teşvik etmek amacını taşır.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (6)

 İslâm alimleri sihri şu sınıflara ayırmışlardır:

Birincisi; tapınmaya ve yıldızların etkisine dayandırılan ve tılsım adı verilen daha çok Keldanilerin yaptığı sihir. Hz. İbrahim (a.s) bu inanç ve anlayış ile mücadele vermek ve yıldızlara tapınan bu insanları hidayete davet etmek üzere gönderilmiştir.

İkincisi; ruh çağırma, ipnotizma ve benzeri yollarla insana etkili olduğu kabul edilen sihir. Bu sihri yapanlar insanları öldürmek ve diriltmek marifetlerinin olduğunu başkalarına telkin ile kabul ettirirler.

Üçüncüsü, Ervah-ı arziyye denilen yer yüzündeki cinlerin gizli kuvvetlerinden yararlanarak yapıldığı ileri sürülen sihir. Genellikle cincilik olarak halk arasında yayılan ve cahil kimselerin itibar ettiği bir kandırmacadan ibarettir.

Dördüncü çeşit sihir ise; herhangi bir olağanüstü yönü olmayan, sadece insanların idraklerini bir an için yanıltarak yapılan bir göz boyamadan ibaret olan sihirdir. Buna daha çok illüzyon denir. Hokkabazların eğlence ve gösteri amacıyla yaptığı bu tür uygulamalar mesleki bir etkinlik kabul edilir ve haram olan sihir sınıfına girmez.

Beşinci sihir yolu da; olağan üstü işler yaptığına inanılan çeşitli aletlerle yapılan sihirdir. İnsanlar bu aletlerin özelliklerini bilmedikleri için, bunların bir el marifetiyle kullanılmasıyla olağan üstü işlerin becerildiği intibaını vermektedir. Hz. Musa'ya karşı içine cıva doldurulmuş hortum gibi bazı iplerin sıcak bir alana bırakılması sonunda cıvanın genleşmesiyle iplerin yılan gibi kıvrıldığı görülmekte ve bu hortumların yılana çevrildiği iddia edilerek insanlar aldatılmaktadır. Bu gibi oyunlar her zaman var olagelmiştir.

Altıncı sihir oyunu da; çeşitli ilaçların ve kokuların kullanılmasıyla yapılan sihirdir.

Yedinci sihir çeşidi ; İsm-i A'zam'ı bildiğini insanlara kabul ettirerek karşısındakileri psikolojik baskı ile cezbetmek suretiyle yapılan etkileşimle ortaya çıkarılan sihirdir.

Sekizinci sihir çeşidi de insanların gizli ve bilinmeyen yönlerini sahtekar ve gammazların yardımıyla öğrenen ve bu gizli yönlerini bildiklerini onlara ispatladığını söyleyenlerin yaptığı sihirdir. Bu da insanları aldatıp birbirine düşüren, birbirlerinin aleyhine kışkırtan ve aralarını bozan bir hokkabazlıktan başka bir şey değildir. (Kaynak Şamil Ansiklopedisi)

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (7)

Modern Çağda Sihir

Modern çağda sihir, genellikle eğlence ve gösteri sanatları alanında kullanılan bir terim olmakla birlikte, hala bazı kültürlerde geleneksel inanç ve ritüellerin bir parçası olarak yer almaktadır. İslam inancında yasaklanmış olmasına rağmen, sihir ve büyüye olan inanç ve uygulamalar, bazı toplumlarda hala devam etmektedir.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (9)

Sihir ve Bilim

Günümüzde sihir, bilim ve mantık çerçevesinde açıklanmaya çalışılsa da, eski inanç sistemlerindeki gibi mistik ve doğaüstü bir fenomen olarak görülmesi, hala devam etmektedir. Bilim, sihirin arkasındaki gizemleri çözmeye çalışırken, insanlık da bu esrarengiz dünyanın cazibesinden tamamen kurtulabilmiş değildir.

Sonuç olarak, sihir, insanlık tarihi boyunca hem korkuya hem de hayranlığa neden olan, çözülmeyi bekleyen gizemli bir sır olarak kalmaya devam etmektedir. İnançlar, kültürler ve tarih boyunca değişen yüzüyle sihir, insan zihninin derinliklerinde yer etmiş ve birçok tartışmanın odağı olmuştur.

Sihir Yaptırmak Mümkün Mü; İslam'a Göre Sihrin Hükmü Nedir Genç Gazete Sihir Büyü (3)

Ehl-i sünnet alimlerinin çoğunluğu sihrin varlığının ve tesirinin bulunduğunu belirtmişlerdir. Mu'tezile ise sihrin gerçekte olmadığını, onun bir aldatma ve saptırma ile el çabukluğu olduğunu belirtmişlerdir.

Alimlerin çoğunluğu sihri öğretme ve öğrenmenin haram olduğu hususunda ittifak etmişlerdir. Çünkü Kur'an-ı Kerim sihri kötülemiş ve küfür olduğunu bildirmiştir.

Hazırlayan: Ayhan Talha Bayraktar