Eskiden beri insanlar birini tanımak için ailesine, kökenine, geçmişine bakma eğiliminde olmuş. Ama bu atasözü diyor ki: "Boş ver ailesini, sen onunla iki çift laf et, nasıl bir insan olduğunu anlarsın." Yani birinin annesi, babası kimmiş, nereden gelmiş diye kurcalamak yerine, onun davranışlarına, söylediklerine odaklanmak lazım. İnsan dediğin kendini sohbetiyle belli eder zaten.
Konuşması Ruhunun Aynasıdır
Bir insanı tanımanın en iyi yolu onunla konuşmaktır. Birkaç cümle kurduğunda, kelimelerindeki nezaketi, düşüncelerindeki derinliği hemen fark edersin. Kibar mı, samimi mi, güvenilir mi... Bunlar sohbette ortaya çıkar. Herkes kendi halini, iç dünyasını kelimeleriyle açığa vurur.
Önyargılara Kapılma!
Hani bazen "Bu, şu ailenin çocuğuymuş, işte falan yerde büyümüş," diye konuşuruz ya... İşte bu atasözü, tam da bu tür önyargılara kapılmamamız gerektiğini anlatır. Bir insanın geçmişi değil, bugünkü hali önemlidir. Nasıl bir aileden geldiği değil, nasıl bir insan olduğu değerlidir.
İnsanları Dinle, Anlamaya Çalış..
Günümüzde insanlar hemen etiket yapıştırmayı seviyor. Ama bu söz, "Dur biraz dinle, tanımadan karar verme," diyor. Sohbet etmek, birine zaman ayırmak, onu anlamak için en iyi yoldur. İnsanları sadece kulaktan dolma bilgilerle yargılamamak lazım.
Bu atasözünü hayata geçirmek çok basit aslında. İş yerinde, arkadaş çevrende ya da ailede birini daha iyi tanımak istiyorsan onunla konuş, onu dinle. Söylediklerine bak, nasıl davrandığına dikkat et. Hemen geçmişine ya da soyuna bakıp bir yargıya varma.
"Sorma kişinin aslını, sohbetinden anlarsın," demek; insanları anlamak için geçmişini değil, bugünkü davranışlarını önemseyin demektir. Çünkü sohbet, kişinin ruhunu açığa çıkarır. Yargılamadan önce dinlemeyi, anlamayı seçmek hem bize hem de karşımızdakine huzur verir.
İnsanı insan yapan, ailesi değil; ne söylediği, ne yaptığıdır. Bir dahaki sohbetinde bunu hatırla ve karşındakini anlamak için sadece dinle. Belki de hiç fark etmediğin güzellikler keşfedeceksin.