TARİHSEL AÇIDAN İNEGÖL’DE YEREL VE ÖZEL YÖNETİME GEÇİŞ-1

Abone Ol

1831’de Osmanlı hükümdarlarından Sultan II. Mahmut (1808-1838), sivil
yönetimde önemli inkılaplar yapmış ve yeni oluşumlara gitmiştir. Bu cümleden olmak üzere sivil idarede Eyâlet-Livâ / Sancak ve Kaza sistemine geçilmiştir.

 Bu nedenle, Bursa ve Kütahya gibi şehirler, livâ ve sancak merkezi olarak değerlendirilmiştir. Bu arada Kütahya, aynı zamanda, Anadolu Eyaleti’nin merkezi olmuştur. Dolayısı ile Bursa sancağı, bu eyâlet merkezine bağlanmıştır.

Ancak 1839 yılında Osmanlı hükümdarlarından Abdülmecid (1839-1861),
Sadrazam Mustafa Reşit Paşa’nın önerisi ile yayımladığı Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu’na koydurduğu bir madde ile 1831 yılından bu yana bir sancak merkezi olan Bursa’ya yeni bir statü kazandırmıştır.

“Gülhâne Hatt-ı Hümâyûnu”na konan bu madde ile Bursa, “Redîf-i Hassa-i Eyâlet-i Hüdâvendiğâr” adını almış ve ilk Osmanlı başkenti olan bu şehre, özel bir eyâlet statüsü verilmiştir.

Sultan Abdülmecit, Bursa’yı ziyaret etmiş ve deprem sonrası yıkılan bir çok tarihi eser, bu vesile ile onarılarak, yeni baştan inşa edilmiştir.

Bu arada 1840’lı yıllarda İnegöl’de de günümüzdeki belediye binasının yerine
yeni yapılanmanın perestij binası olarak “Emlâk-ı Şâhâne Binâsı” inşa edilmiştir.

Gölge başkent hüviyeti kazanan Bursa’da Osmanlı hükümdarı Abdülmecit, kendi adına, bir köşk yaptırmış; ipek böcekçiliği ve ipek dokumacılığı ağırlıklı olmak üzere sanayi kuruluşları oluşmuş ve buna paralel olarak -Fransa başta olmak üzere- bazı Avrupa devletleri Bursa’da konsolosluklar dahî açmıştır.

1855’te Ruslara karşı yapılan Kırım Savaşı’ında, başta Fransa olmak üzere,
Avrupa devletleri, Osmanlı Devleti’nin yanında yer almışlardır.

Ancak savaşın devam ettiği bir sırada devlete baskı yaparak İstanbul’da gayr-i Müslimlerin çoğunlukta bulunduğu Beyoğlu ve Galata’da ilk belediye teşkilatını kurdurtmuşlardır ki işte bu uygulama, ülkemizde yerel yönetimlerin başlangıcı olmuştur.

1856’da Osmanlı hükümdarı Abdülmecit (1839-1861), “İslâhat Fermanı”nı
yayınlamış; “Tanzimât Fermanı”nda gayr-i Müslimlere verilmiş olan haklar, bu ferman ile daha da genişletilmiş ve sivil yönetim ile ilgili olarak yeni bir düzenleme yapılması ön görülmüştür.

1858’de İslahat Fermanı’nda yapılması ön görülen yeni düzenleme gerçeleştirilerek “Vülât-ı İzâm ve Mutasarrifîn-i Kirâm ve Kaymakamların Vezâifini Hâmil Tâlimât” adıyla yeni bir talimât hazırlanmış ve yürürlüğe konmuştur ki bu talimata göre sivil yönetim: Eyâlet-Livâ/Sancak-Kaza/İlçe-Nahiye/Bucak ve Karye/Köy olmak üzere beş idârî bölüme ayrılmıştır.

1864’te Osmanlı hükümdarlarından Abdülazîz (1861-1876) tarafından, bir evvelki maddede sözü edilen tâlimât gereği Budin, Niş ve Silistre eyâletlerinden oluşturulan “Tuna Vilâyeti”ne -özel yetkilerle donatılmış bir vali olarak- Mithat Paşa, atanmıştır.

RECEP AKAKUŞ Hocanın eserinden düzenleyip yayına hazırlayan

Ayhan Talha Bayraktar