Evet, hepinizin de bildiği gibi tatlı, ekşi, tuzlu, acı ve umami... Bu tatlar, yıllardır dilimizin algıladığı temel tatlar olarak kabul ediliyordu. Fakat son yapılan araştırmalar, dilimizin bir tane daha tat algıladığını ortaya koydu.
Amonyum Klorür ve Yeni Keşfedilen Tat
Bazı İskandinav şekerlemelerine damgasını vuran amonyum klorür, dildeki ekşiliği algılayan reseptörleri uyarabiliyor. Bu ilginç keşif, bize tat duyusu hakkında daha fazla bilgi sunuyor. Nature Communications dergisinde yayınlanan bir çalışma bu konuyu ele alıyor ve amonyum klorürün OTOP1 adlı bir proteinle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösteriyor.
İskandinav Şekerlemelerinin Sırrı
Eğer İskandinav ülkelerinden birinde yaşamış ya da tatmışsanız, amonyum klorürün kendine özgü bu tadını bileceksinizdir. Özellikle tuzlu meyan kökü gibi bazı popüler şekerlemelerde bu bileşen kullanılıyor. Kendine özgü bu tad, bazı insanlar için oldukça çekiciyken, bazıları için biraz itici olabiliyor.
Laboratuvar Araştırmaları ve OTOP1
Bilim insanları, OTOP1 proteinini daha yakından incelemek için insan hücrelerini laboratuvarda yetiştirdiler. Yapılan deneylerde, hem asidik gıdaları hem de amonyum klorürü algılayan bir reseptörün varlığını keşfettiler. Fareler üzerindeki deneyler bu sonuçları destekliyor.
Farklı Türlerin Tepkisi
İnsan, fare ve kurbağa hücreleri üzerinde yapılan deneylerde, amonyum klorüre karşı verilen tepkilerde farklılıklar tespit edildi. Özellikle kurbağa hücrelerinin bu maddeye karşı daha hassas olduğu görüldü.