Uluslararası Kriz Araştırmaları Merkezi (USKAM) araştırmacısı Doç. Dr. Uğur Karadurmuş, Türkiye'deki tatlı su kaynaklarının ciddi bir kirlenme tehdidi altında olduğunu belirterek, "Sanayi atıkları, tarımsal kimyasallar ve bilinçsiz tüketim, suyun kalitesini hızla düşürüyor" dedi. Karadurmuş, artan nüfus ve iklim değişikliği ile birlikte su krizinin daha da büyüyeceğini vurguladı.
Doç. Dr. Uğur Karadurmuş, Türkiye’nin tatlı su kaynaklarının sanayi atıkları, tarımsal ilaçlar ve kimyasal maddeler yüzünden hızla kirlenmekte olduğunu ifade etti. Bu kirliliğin, içme suyu kaynaklarını tehdit ettiğini ve ekosistem dengesini bozarak biyolojik çeşitliliği kaybettirdiğini söyledi. "Kirlenen su, su kaynaklı hastalıklara yol açarak insan sağlığını tehdit etmekte, tarım ve sanayiyi de olumsuz etkilemektedir" dedi.
İklim değişikliği ile birlikte Türkiye'nin su kaynaklarını yönetmek daha da zorlaşmakta. Sıcaklıkların artması, kuraklıkların sıklığını artırırken suyun kullanılabilirliğini azaltmaktadır. Karadurmuş, "Tarımsal su kullanımı 2050'ye kadar iki katına çıkabilir. Ancak verimsiz sulama sistemleri nedeniyle büyük bir su israfı söz konusu" diye ekledi.
Karadurmuş, su kirliliği ile mücadelede devlet, özel sektör ve bireylerin ortak bir şekilde sorumluluk taşıması gerektiğine dikkat çekti. "Bu sorun, tek bir nedene indirgenemeyecek kadar karmaşık. Ancak, kararlı bir yaklaşımla bu gidişat tersine çevrilebilir" dedi. Su kirliliğinin önlenmesinde güçlü devlet politikalarının yanı sıra, endüstriyel atıkların sıkı denetimi ve tarımsal kimyasalların kontrollü kullanımı gerektiğini belirtti.
Doç. Dr. Uğur Karadurmuş, Türkiye ve dünya genelindeki su kaynaklarını korumak için uzun vadeli stratejik yönetim stratejilerinin oluşturulması gerektiğini ifade etti. "Özel sektör, üretim süreçlerini çevre dostu hale getirmeli ve su tasarrufunu teşvik eden teknolojilere yatırım yapmalıdır" dedi.
